| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/887) ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/861) ve Sayıştay tezkereleri a) Millî Eğitim Bakanlığı b) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı c) Yükseköğretim Kurulu ç) Üniversiteler |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 07 .11.2017 |
MURAT EMİR (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Benim elimde Sayın Bakanın iki gün önce TEOG yerine getirilen sistemi açıklarken yaptığı konuşma metni var.
Sayın Bakan, öncelikle bu konuşma üzerinden bir eleştiri yapma sebebim asla sizi incitmek değildir, sadece Hükûmetinizin ve sizin ve de ekibinizin içinde bulunduğu kafa karışıklığını ortaya koymaya gayret edeceğim çünkü sizlerin de elbette sadece bir kişiyi ikna etmekten öte tüm Türkiye'yi ikna etmek, özellikle eğitim hakları bir şekilde çalınan gençlerimizi ikna etmek gibi bir sorumluluğunuz olduğunu düşünüyorum.
Öncelikle bu isim konusundan başlayayım. Şimdi, sistemin adı "Veli Tercihli Serbest Kayıt Sistemi" Bence bu kendi içerisinde sorunlu bir isim çünkü hem tercihli hem serbest olmaz. Yani siz de serbest olmadığının farkındasınız ve tercihin de aslında imam hatibe dönük bir tercih olacağının da bilincindesiniz dolayısıyla ikisini yan yana getirerek anlamı güçlendirmeye çalışmışsınız. Bakınız, ya tercihli olur ya serbest olur, ikisi yan yanaysa ikisinde de bir sorun var demektir.
Şimdi, diyorsunuz ki "Bu sınavın okul dışı kaynaklara öğrencileri yönlendirdiği şeklinde algı vardı." Sayın Bakan, bu yanlış bir cümle çünkü sizin işiniz algılarla olamaz sizin işiniz gerçeklerle olmalıdır. Oysa siz iki gün öncesine kadar yere göğe konduramadığınız TEOG sistemini, methettiğiniz TEOG sistemini Sayın Cumhurbaşkanı istemedi diye bir anda değiştirmek zorunda kalınca ve gerçeklerden de kopuk olduğunu bildiğiniz için algıyı düzeltme yoluna gittiğinizi siz de söylüyorsunuz. Diyorsunuz ki "Algı vardı." oysa algıyı düzeltmek başka bir şeydir. Siz algıyı düzeltmek için koca bir sistemi anında yok ediyorsunuz. Bakın "değiştiriyorsunuz" dahi demiyorum çünkü ne koyacağınızı bilmeden kaldırdınız.
Devam ediyorum sizin konuşmanıza, diyorsunuz ki "Çocuklarını ortaokula kaydettirdiği anda hangi liseye gideceğini bilecek." Sayın Bakan, bu salonda ve Türkiye'de iki gün sonra bu konuda ne olacağını kimsenin bildiğine inanmıyorum ben başta da siz olmak üzere. "Nereden biliyorsun?" diyorsanız, koyduğunuz bir sistem olmasına rağmen siz hâlâ televizyonlarda internet sayfası vererek diyorsunuz ki "Katkılara açığız." Bakın hâlâ sistemin ne olduğu belli değil. Velev ki bu sistem yerleşecek olsun bunun üç sene gitmeyeceğini herkesin biliyor olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla bugünden çocuğunu kaydettiren velinin üç yıl sonra çocuğunun hangi okula gideceğini bilmesi ihtimalinin sıfır olduğunu görmek zorundayız.
Yine devam ediyoruz sizin konuşmanız üzerinden; diyorsunuz ki "Adres bölgelerindeki liselere farklı akademik düzeylerde farklı ilgi ve birikimlerdeki öğrenci gelecek." Bakınız bu çok talihsiz bir konuşma. Düşünebiliyor musunuz, bir Millî Eğitim Bakanısınız ve daha ilk dört yılını tamamlamış, ilköğretimi bitirmiş çocuklar arasında akademik düzeylerde farklı ilgi ve birikimlerdeki öğrencilerin varlığını peşinen kabul ediyorsunuz ve bunların da sınavsız bir biçimde aynı sınıfta, aynı okulda buluşmalarını bir başarı gibi ortaya koyuyorsunuz. Aslında bu, bir itiraf değil de nedir Allah aşkına? Yani sizin burada 11 yaşındaki çocukların akademik seviyelerinin farklılığını tespit etmekten öte gidermeye dönük politikalar üretmeniz beklenir.
Yine devam ediyorsunuz, diyorsunuz ki "Esas gayemiz, sınavsız liselere geçişi sağlayabilmektir." Demek ki neymiş? Hâlâ sınav varmış. Oysa bu TEOG ilk kaldırılırken nasıl söyleniyordu Hükûmetiniz tarafından? "Sınav mınav yok. Dileyen, istediği liseye gidecek." diye takdim ediliyordu; oysa bu, aslında sınavın ta kendisi ve sınav aynı şekilde yapılıyor.
Peki, bu sınava kimler girecek? Diyorsunuz ki "Ya, buradaki püf nokta, bu sınava gireceklerin isteğe bağlı olması." Bir önceki TEOG'da neydi? Zorla giriliyordu, herkes giriyordu, bu sefer isteğe bağlı. Oysa burada da aslında beklentimizin çok üstünde öğrencinin sınava gireceğini hepimiz biliyoruz hatta siz de biliyorsunuz. O kadar biliyorsunuz ki diyorsunuz ki "Merak etmeyin, bütün öğrenciler kendi sınıflarında sınava girecekler." Bakınız, az sayıda bir öğrencinin girmeyeceğini siz de bildiğiniz için, bütün okullarda her öğrenciyi kendi sınıfında sınava sokmaya dahi aslında bir karar vermişsiniz. Dolayısıyla bu nitelikli saydığınız -çünkü o "nitelikli" kelimesi de baştan sona sorunlu bir yaklaşım- okullar için o okulun kapasitesinin...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz.
MURAT EMİR (Ankara) - Bitirecektim...
BAŞKAN - Peki, otuz saniyede bitirelim lütfen.
Buyurun.
MURAT EMİR (Ankara) - Evet, çok teşekkür ederim.
Tabii benim buradaki niyetim, tekrar ifade edeyim, burada bir acelecilik var, bilimsellikten, pedagojik gerçekliklerden uzaklaşılmış var ve bir kişiyi ikna etmeye dönük bir çaba var. Bu çabayı hepimiz biliyoruz ve bunlar aslında sizin sözlerinizde ve Hükûmetinizin şahsında da somutlaşıyor. Benim amacım buydu, yoksa dediğim gibi, bir tartışmayı büyütmek değildi.
Çok teşekkür ederim, saygılar sunarım.