KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA ŞÜKRÜ NAZLI (Kütahya) - Teşekkür ederim Başkanım.

Tabii, bu sunumlardan da izlediğimiz gibi, Türkiye gerçekten, terörde olduğu gibi uyuşturucu konusunda da hedef bir ülke yani tehdit altındayız, bilinçli olarak bir saldırının da yapıldığını kabul etmemiz lazım. Yani bunun, çözüme ışık tutması açısından temel nedenlerini de ortaya koyalım; sosyal sorunlar, gelir seviyesinin düşüklüğü, eğitim seviyesindeki yetersizlikler sıralanabildiği gibi, dünyada son iki asırdır hâkim olan modernitenin de buna yol açtığını göz ardı edemeyiz. Bireyin yalnızlığı, atomize hâle getirilen fertler, sosyal dokuların çözülmesi, cemaat yapılarının çözülmesi, inanç zayıflığı vesaire gibi temel felsefi sorunların da insanı hem internet bağımlılığına hem de uyuşturucuya yönelttiğini de kabul etmemiz lazım.

İnsana bakıştaki temel çarpıklık, Descartes'la başlayan anlayışta gördüğümüz gibi, insanı sadece maddi bir varlıktan ibaret görmek, ruhunu inkâr etmek, ruhi bir yapısının olduğunu görmezden gelmek işte bu tür temel sorunlara da yol açıyor. Bu temel çıkış noktalarına da göz atmamız lazım. İnsan sadece maddeden ibaret değildir; insan vücudunu sporla eğitebildiği gibi, insan ruhunun da bir eğitime ihtiyacı olduğunu, aynı, eşit şekilde insan ruhunun da eğitilmesi gerektiğini göz ardı edemeyiz; bu ruhsal boşluk bizi arayışlara sürükler. Tüm dünya çapında bunun eksikliğini görüyoruz yani şu anda Amerika gibi çok gelişmiş ülkelerde intihar vakalarında, sinirsel bozukluklarda, depresyonda da çok büyük artışlar var; bunlar bizim ülkemize de yansıyor.

Mesela, özellikle bahsettiğiniz ilk 5 kent, artık bir kenttir, şehir değildir buralar. Kent algısı, Weber'in kastettiği modern dünyanın bir tanımıdır; mahalle kavramı ortadan kalkmıştır, insanların birbirine âdeta çimentoyla bağlandığı yapılar çözülmüş, mahalleler yerini yerleşim birimlerine terk etmiştir. Böyle olunca fertler tamamen korumasız, sahipsiz bir hâle dönmüştür ve bu yapıların çözülmesi sonrasında, insanları, biz, şu anda kontrol edemiyoruz. Neyse fazla felsefeye de girmeyeyim ama bunları da görmezden gelemeyiz. İnsanları buna iten nedenler nedir? Neden insan uyuşturucu kullanmak istiyor? Neden internet bağımlısı oluyor? Bu temel şeyi görmezsek çözüme odaklanamayız. Önce bunu da bir ortaya koymamız lazım.

Bence bunlar ruhsal tatminsizlik ve kaçış psikolojidir. İnsan birtakım sorunları halledemiyor, ruhunu tatmin edemiyor ve bir arayış içerisinde. Bu tüm dünyanın sorunu ama biz özellikle Türkiye olarak tehdit altındayız ve bilinçli olarak bize operasyon yapıldığına ben inanıyorum. Özellikle şu bonzainin son yıllarda bilinçli bir şekilde, çok müthiş bir şekilde çok düşük fiyatlarla, çok sembolik fiyatlarla satılması bilinçli olarak bunun servis edildiğinin en net göstergesidir, başımızın en büyük belasıdır.

Çözüm önerilerini de bunun tersi yönünde yaparak, toplumda sosyal olarak bütünleşmeyi tekrar sağlayacak, mesela sohbet kültürünün ortadan kalkması... "Badileşme" diyorsunuz; bir mahalle ortamında, arkadaş çevresinde bulunan bir insan derdini, sorununu paylaşabilirdi. Bunları ortadan kaldırıyoruz mahalle kültürünü kaldırarak.

Bizim Kütahya'da çok ciddi manada bağımlılık yok ancak gelir seviyesinin düşüklüğü... Hakikaten fakir bir yapısı var Kütahya'nın, çok muhafazakâr bir il, temiz bir ildir, insanlar çok iyi niyetlidir fakat bu bonzai ve benzeri tiner, bali Kütahya'da var. Burada, çok örnek bir olaydan bahsedeceğim: Anadolu Aile Derneği diye bir sivil toplum örgütümüz var. Türkiye'de örnek proje uyguladı, şu anda Konya falanda Anadolu Aile Derneğini taklit ediyor. Şu şekilde çözüm yaptılar: Bu çocuklarla bire bir ilgilendiler, bunların rehabilitasyonu için -bunların dertlerini, sorunlarını, maddi sıkıntılarını- bir spor kulübü kurdular; bu çocuklara, yüzlerce çocuğa mahallede, spor kulübü altında forma verdiler, ayakkabı temin ettiler ve değişik branşlarda spor yaptırıyorlar ve o mahallede daha önce girilemeyen, polisin bile artık "İllallah." dediği, çözemediği mahalle, şu anda güvenle girilebilen bir mahalle hâline geldi; orada bütün mahalledeki çocuklar istisnasız spor yapıyor, her yönüyle ilgileniyorlar çocuklarla; eğitim de veriyorlar, ihtiyaçlarını da karşılıyorlar, toplum da destekliyor ve gerçekten, Emniyet bir çözüm olarak gördü, destekliyor ve toplantılara da davet ediyor. Bu projeyi, Anadolu Aile Derneğinin bu örnek uygulamasını ben çok destekliyorum ve gittiğim her yerde gençlere, spor yapmayı ve kitap okumayı tavsiye ediyorum. Sporu mutlaka yaygınlaştırmamız lazım. Biz alternatifsiz bırakırsak, her şeyi yasaklarsak, ondan sonra çocuğun başka şeylere yönelmesinden de şikâyet etme hakkımız yok. Amatör spor kulüplerinin mutlaka mahalleler düzeyinde... Bunun çözüm önerilerinden biri bu, mutlaka sporu desteklememiz lazım. Özellikle bu tür şehirlerde -bunun çok güzel artıya dönüşü- çok güzel bir çözüm önerisi. Ben kendi şehrimde 3-4 mahallede bu tarz spor kulüplerine de destek çıkarmak için özellikle Bakanlığa gidiyorum, özel rica ediyorum; bakın, bunları destekleyin, Spor Toto ve benzeri kurumlar, bu kulüplere destek verin. Ben kendi şehrimin birinci lige çıkması için para istemiyorum; Bahçelievler Mahallesi'ne, Vefa Mahallesi'ne, bizim oradaki gariban mahallelerin kulüplerine destek verin, bunlara forma verin, ödüllendirin, sembolik paralar verin; bunlar ayakta dursun. Mesele, amatör spor. Yani bunu ben çözüm önerisi olarak gördüğüm için bunları ifade etmek istedim.

BAŞKAN - Amatör spor kulüpleri özellikle...

MUSTAFA ŞÜKRÜ NAZLI (Kütahya) - Sporun mahalle bazlı yani her semtte bunların kurulması, sadece futbol değil, hentbol, voleybol, basketbol, bireysel sporlar, fark etmez. Ben atletizm takımıyla antrenmanlara çıkıyorum Kütahya'da. Bizde gelir seviyesi düşük ama atletizmde inanılmaz başarılıyız biz, İzmir'den bile öndeyiz. Bizim 36 millî sporcumuz var. Bu çocuklar...

LÜTFİYE İLKSEN CERİTOĞLU KURT (Çorum) - Onların önüne geçemiyorlar.

MUSTAFA ŞÜKRÜ NAZLI (Kütahya) - Bakın, burada bir şey var ama.

Ya, dünyada Afrika'da Etiyopya neden başarılı, Amerika değil de? Yani gelişmemiş yerlerde çocukların şeyi daha farklı oluyor. Bu çocuklar gariban, köylerden gelmiş ve şu anda, Türkiye'de bireysel sporlarda -400 metrede- inanılmaz ödüller alıyor bu çocuklar. Spor bu çocukları disipline ediyor; bu çocukların içerisinde daha önce mahallede yankesicilik yapan, sağa sola sataşan, cam kıran çocuk şu anda bunlara abilik yapıyor; elinden tutulmuş, kulübe kazandırılmış o çocuk şu anda bütün enerjisini olumlu bir yöne kanalize etmiş. Yani ben hayranlıkla izliyorum. Sokaktan bulduğumuz, tiner, bali kullanacak çocuğun bir yeteneği keşfedilmiş -uzun atlama- şu anda Türkiye 400 metrede madalya aldı. Bu çocuk, öğretmenlerin "Eğitilemez, okuldan alın." dedikleri çocuk; spor sayesinde inanılmaz başarı hikâyeleri var. Bu çocuklarda bazı yetenekler de var. Bunları keşfettiğimiz zaman disiplin altına alıyoruz ve doğru kanalize edebiliyoruz. Bence uyuşturucuyla mücadelenin beraberinde alternatif çözüm yollarına da gitmemiz lazım; sadece sorunu teşhis etmek, burada bundan dertlenmek yetmez. Bence, alternatif şeyleri biz ne kadar uygulamaya koyarsak... Kütahya örneğinde bunu ben çok başarılı gördüm ve her gittiğimde bu kulüpleri ziyaret ediyorum; elimden geldiği kadar, Kütahya'da bunun yaygınlaşması için çaba gösteriyorum. İnanın, çözüm yani. Bonzaiyle biz böyle baş ettik, yoksa Kütahya'da 11 kişi bonzaiden öldü. Kütahya çok muhafazakâr bir il, aslında imkânsız -imamın çocuğu da öldü, bu kadar vahim yani- bizim oralarda esrar, eroin falan alamazlar, paraları yetmez ama bonzai o kadar komik bir rakam, 3 lira, 5 lira ya. Bu bir tehdit, bu bilinçli olarak yapılıyor.

Ben çözümün böyle olduğunu düşünüyorum Sayın Başkanım. Komisyonun çok faydalı olacağına ben inanıyorum, çok da teşekkür ediyorum.