MURAT EMİR (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Tabii, konuşulanların çoğuna katıldığımı ifade ederek sözlerime başlayayım ama önce, bir ayrışma noktamızın küçük sinyallerini görür gibiyim, o yüzden şimdiden bir not düşmek ve bunun üzerinden bir sonuç çıkarma ihtiyacı içerisindeyim. Öncelikle Sayın Nazlı'nın sözlerinden başlayayım.

Şimdi, şöyle: Yani burada bizim aslında tabii ön kabullerimiz var yani uyuşturucu bağımlılığının nasıl olduğu, hangi nedenlerin, hangi faktörlerin uyuşturucu bağımlılığını tetiklediği konusunda ve bunun tedavi yöntemlerinin ne olması gerektiği yolunda aslında ciddi ön kabullerimiz, ön bilgilerimiz var. Sunumlarda da dinledik, dün de zaten beraberdik ancak dünkü toplantıda da ortaya çıktı ki aslında bizim burada her şeyi çok iyi bildiğimizi, çok iyi gördüğümüzü de söyleyemeyiz, hem Türkiye'deki hem dünyadaki resmi çok iyi göremiyoruz. Dolayısıyla burada Sayın Nazlı'dan giriş yapmam şu: Bu maneviyat meselesini eğer çok ön plana çıkaracaksak -ki maneviyatın bir faktör olduğunu elbette ben de kabul ederim ancak- ve bu işleri oraya indirgeyeceksek bizim orada itirazımız olur. Şimdi "Descartes" denildi, Descartes felsefesinde bir somut dünya vardır, bir de ideler dünyası vardır yani ruhu asla dışlamamıştır ama Descartes aklı ön plana çıkarmıştır. Yani eğer sorun akılcılıksa, pozitivizmse ve buna eleştirel bir bakış olacaksa benim buna itirazım olur. Bizim burada akılcılıkla çalışmak gibi bir sorumluluğumuz var. Bunu niye söylüyorum? Çünkü bize gelen Türk Tabipleri Birliğinin mutlaka dinlenmesi lazım, artı, Meclis sekretaryasının çalıştığı uzmanların dışında biz kimi uzmanları buraya çağırma ve konuşturma hakkımızı saklı tutuyoruz ve en kısa zamanda bu alanda çalışmış, buraları bilen...

BAŞKAN - İşte, bugün de aslında...

MURAT EMİR (Ankara) - ...akademik titri, çalışmaları olan bu konuda bize katkı verecek isimleri arayıp bulmamız lazım. Biz de bu anlamda üstümüze düşeni yapacağız.

BAŞKAN - Murat Hocam, isim önerileri de alalım ki önümüzdeki toplantılarda...

MURAT EMİR (Ankara) - Yani bugün biz, ben şahsen böyle bir hazırlıkla gelmedim ama bu hakkımı ben saklı tutmak istiyorum.

BAŞKAN - Sekretaryamıza da verebilirsiniz, tabii, hayhay.

MURAT EMİR (Ankara) - Bir küçük itirazım da şuna: Her şeyi yerinde görmemiz gerekmiyor. Özellikle bu illere gitme meselesi. Çok özel bir şey varsa gidelim. Çünkü sonuç olarak Türkiye merkezî idarenin güçlü olduğu, yerinden yönetimin neredeyse hiç olmadığı ve hatta merkezî otoritenin giderek de güçlendiği bir süreçte. Yani iller bunu nasıl başarmış diye bakacağımız bir şey yok çünkü illerin aslında yaptığı bir şey yok. Burada ben öyle tahmin ediyorum ki uyuşturucunun az göründüğü yerlerde oranın direkt sosyolojik ve ekonomik yapısıyla ilgili şeyler çıkacak karşımıza. Dolayısıyla her yere gitmek yerine biraz daha böyle genelde ve daha ayrıntılı çalışmakta yarar görüyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.