| Komisyon Adı | : | (10 / 135, 298, 1150, 2002, 2101, 2103, 2104, 2112, 2113) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Komisyonun çalışma takvimine, komisyonda görevlendirilecek uzmanların ve davet edileceklerin tespitine ilişkin görüşmeler |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 18 .01.2018 |
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; öncelikle, geç kaldım, kusura bakmayın. Türkiye Ziraatçılar Derneğinin kongresi vardı, orada konuşma yaptım, öyle geldim.
Şimdi, kanun çıkartıyoruz ama uygulamıyoruz kanunları yani Tarım Kanunu'nun 21'inci maddesine uymuyoruz, Toprak Koruma Kanunu'na uymuyoruz, potansiyelimizi değerlendiremiyoruz. Burada biz bizeyiz yani şimdi biraz öz eleştiri yapalım. Güzel bir şey yapıyoruz. Niye? İktidarıyla, muhalefetiyle üzümcülerin sorunlarını... Ama aslında ben de arkadaşlarıma katılıyorum, Türk tarımının sorunları karşımıza çıkacak üzümü incelediğimizde. Ne çıkacak? İşte, çiftçinin borçlu olduğu çıkacak. Ne çıkacak? Ürün fiyatlarının yıllardır aynı olduğu çıkacak. Ne çıkacak? Türkiye'de ortalama 27 olan yaşın köylerde 54 olduğu ortaya çıkacak, genç nüfusun azaldığı ortaya çıkacak ve vahşi kapitalizmin bizim kurumları teker teker ele geçirdiği ortaya çıkacak. Hâlbuki reçete daha cumhuriyetin kurulduğu zaman Atatürk tarafından verilmiş yani TARİŞ kurulmuş. Çok önemli bir kurum. Şimdi o kurumu biz yeniden güçlendirebilirsek... Sayın Tanrıkulu da bir dönem Sanayi ve Ticaret Bakanlığı yaptı, çok iyi bilir birlikleri. Ben de bir tarım satış kooperatifi birliğinde, Trakya Birlik Genel Müdürlüğünde beş yıl çalıştım yani işleyişi bilirim, birliklerin kötü yönetildiği zamanı da bilirim ama olması gerektiğini ve iyi yönetilmesi gerektiğini, profesyonelce yönetilmesi gerektiğini de bilirim. Kaldı ki bu konuda da, ihracatçıyız, sevinmemiz gerekir. Niye ihracat potansiyelimiz düştü? Üzüm dikim alanlarında da artışlar var, buna rağmen biz neden para kazanamıyoruz? Çiftçi niye zor durumda? Bunları araştıracağız.
Aslında bu toplantımızın gündeminde uzmanlar var. Benden önce Sayın Kamil Hocam söylemiştir sanırım, Ziraat Mühendisleri Odasının -siz de iyi tanırsınız- Manisa'da il temsilcisi var, İbrahim Demran mesela, onun dinlenmesini isterim. Tekirdağ'da Bağcılık Araştırma Enstitüsü var, bağcılıkta gen bankası var örneğin orada yani bu coğrafyada yıllardır yetiştirilen bağ çeşitlerinin birer materyali var orada, fidanların olduğunu biliyorum, fidelerin olduğunu biliyorum. Oradan bir yetkilinin, oranın müdürü de olabilir, Cengiz Bey var oranın müdürü, çalışkan bir müdür yani siyasi bir şeyi de yoktur, doğru dürüst bir bilim adamıdır; o tip insanların dinlenmesini ve bir an önce de harekete geçmemizi ben talep ediyorum çünkü süremiz de kısıtlı. Bir de anladığım kadarıyla sadece Manisa'da olmayacak bu.
BAŞKAN - Doğrudur.
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Türkiye'nin birçok yerinde olacak. Ki biz potansiyelimizi değerlendiremeyen bir ülkeyiz. Üzüme üzüm olarak da bakmayalım, biraz şarap olarak da bakalım. Yani çok iyi biliyorum ki 1700'lü yıllarda Fransız kralları gelip bizim Edirne Kırcasalih Beldesi var, oradan şarap satın alıyorlarken şimdi biz niye dünyaya ihracat yapmıyoruz? Bu potansiyelimizi niye değerlendiremiyoruz? Bunların da ben çalışmanın içinde olması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü üzüm olarak baktığımızda sirkesi de var bunun, her türlü ürününü değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Şimdilik de teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Biraz geç kalmış olmanızın belki bilgi eksikliği.
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Olabilir, kusura bakmayın.
BAŞKAN - Siz gelmeden önce alkolü dahi konuşmuştuk.
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Konuştunuz mu? Tamam, o zaman özür dilerim.
Teşekkür ediyorum. Yani başarılı işler yapacağımız...
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - ÖTV'yi falan konuştunuz herhâlde, şaraptaki ÖTV'nin yüksek olduğunu falan.
BAŞKAN - Şarabı konuşmamıştık doğrusunu isterseniz, alkolü konuşmuştuk.
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Son olarak şunu da söylemek istiyorum: Yani, bizim ihracat potansiyelimize ben güveniyorum yani şöyle söyleyeyim, sadece üzümde değil, örneğin yağlı tohumlu bitkilerde, bakın, 4 milyar dolar her yıl yurt dışına para ödüyoruz. Bu para bizde kalsa "cash" para bu yani. Hepimizin cebinden çıkan 4 milyar dolar bizde kalsa, kendi üreticimizde kalsa çok ciddi bir kaynak olduğunu düşünüyorum bu paranın. Yani bunu da yine tarım satış kooperatifleri birlikleri aracılığıyla yapıyoruz. Şimdi, biz yine dünyaya ihracat yapıyoruz. Şimdi, neyin ihracatını yapıyoruz? Örneğin, rafine yağ ihracatı yapıyoruz. Yani şimdi, sizin Hükûmetiniz övünüyor ya, diyor ki: "Biz gıda ihracatçısıyız." Tamam, ihracatçıyız ama kimin malını kime satıyoruz? Gidiyoruz Rusya'dan ayçiçeği alıyoruz, bunu işliyoruz, biz işliyoruz yani işçiliğini biz yapıyoruz, çok az bir kârla başka ülkelere satıyoruz. Biz bunu kendimiz üretebilsek, katma değeri bizde kalsa e, o 4 milyar dolar da bizim cebimizde kalsa, çıkmasa, çiftçimize gelse Türkiye'de birçok sorunun buradan çözüleceğini ben düşünüyorum yani ihracat potansiyelimizi daha iyi değerlendirmemiz lazım, iç piyasaya yönelik bu destekleri artırarak ancak başarılı olabiliriz, diyorum.
Fazla konuştum şimdilik, yeter, nasılsa daha çok konuşacağız.
BAŞKAN - Estağfurullah.
Ben biraz o komisyonda da görev almıştım 22'nci Dönemdeydi zannediyorum. Vilayetinizi de ziyaret etmiştik.
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Trakya Birlikle ilgili sanırım.