MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Tabii kısa açıklama arkadaşlarımız yaptı ama defalarca komisyonlarda da, bütçe sürecinde de açıkladık, artık "göç" konusu, sadece İçişleri Bakanlığının -Sayın Müsteşar yanlış anlamasın ama- Göç İdaresi birimiyle başa çıkılabilir olmaktan çıkmış durumda. Türkiye'nin uluslararası bir göç politikası olması lazım -Sayın Dışişleri Bakanlığı temsilcimiz de burada ama- daha geniş bir çapta ele almak lazım. Avrupa'yla ilişkilerimizin temelinde bu var. 3,5 milyon insan diyoruz. Bunun sadece sosyal bir olay olmaktan öte, uluslararası ilişkiler anlamında da ele alınması gerekiyor. Tabii sadece Suriye için söylemiyorum. Aynı şey, Irak'tan gelenler de var, daha önce Trakya'dan, Balkanlardan bize doğru gelen insanlar var. Bunların artık uluslararası bir politika olarak izlenmesi... Tabii izliyoruz ama kurumsal olarak da bu konuda bir çalışma yapılması gerektiğini düşünüyorum. Sadece bakanlığın içinde, Dışişlerinde arkadaşlarımızın ilgilenmesi yetmiyor. Bir konsept olarak ve aynı zamanda da kurumsal olarak bir göç politikamızın olması lazım sadece birim olarak söylemiyorum. Artık uluslararası bir sorun hâline geldi. Bu nedenle de Birleşmiş Milletler nezdinde olsun, AB nezdinde olsun birtakım anlaşmaları imzalamak veya bunları yapmak yetmiyor. Bunun bütün boyutlarıyla ele alınacak bir kurumsal yapıya kavuşturulması gerektiğini düşünüyorum. Bu vesileyle, herhangi bir çalışma var mı, yok mu, bilmiyorum ama daha önce de yine birkaç şeyde konuştuk. Gündeme geldiği anda bir tartışıyoruz, sonra geçiyor. Yani bunu bir arenaya da taşıyacak... Söylememin nedeni bizim burada yaptığımız çalışmaları, haklılığımızı, birtakım şeyleri de uluslararası arenada tartışılır hâle getirecek ve yaptığımız olayın boyutunu da anlatır hâle getirecek bir yapı lazım diye düşünüyorum. Bu vesileyle, buradayken hem üst düzey bürokratlarımız onlara da hatırlatmış olalım.

Şimdi, arkadaşlarımızın söylediğine bakıyoruz, işte Göç İdaresi, Jandarma, Sahil Güvenlik tamam İçişleri Bakanlığının bünyesinde, bu başka bir boyutu. Bu, içerde güvenlik, birtakım önlemler ve yardım boyutu. Ki onu da yine Kızılay üzerinden birtakım şeyler yapıyoruz. Bunları da aslında tam anlatamıyoruz. Yani afet bölgelerine yaptığımız şeyler, AFAD çalışıyor, diğer birimler çalışıyor ama hepsini bir üstten koordinasyonla genel çerçevede ele alacak sanki bir yapıya ihtiyaç var gibi geliyor. Bunu bu vesileyle hatırlatmak isterim.

Teşekkür ederim.