MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim.

Sayın Bakan tasarının genelini sunarken "Böyle düzenlemeler yaparken her sefer 'Palyatif işler yapıyorsunuz, yapısal reformlar yapmıyorsunuz.' diye eleştiri alıyoruz, işte bu tasarı yapısal reform sayılır." diye ifade ettiler. Yani çok görülüyor ki ekonomide genel anlamda bir sıkışıklık var aslında 1 Kasım seçimlerinden bu yana ama 15 Temmuzdan bu yana, işte, yatırım ortamını iyileştirmek, teşvikler, istihdamı teşvik; değişik şekillerde düzenlemeler yapıldı yani Türkiye'nin ekonomi tarihinin görmediği büyük teşvikler geldi, verildi. Şimdi de bu çerçevede, yatırım ortamını iyileştirecek bir düzenleme yapılıyor, bir sıkışıklık aşılmaya çalışılıyor -iyi niyetle tabii, bunda hiçbir şüphemiz yok- ama ciddi bir hazırlığın olmadığı, bütün bu sorulan soruların sorulmadığı, üzerinde düşünülmediği anlaşılıyor. Böyle, eskiden bankerler diye bir şey yaşadık yani bir sürü sıkıntılar yaşadık. Onların hepsi yasalardaki boşluklardan istifade ederek açılmıştı, yasaldı, reklamlar veriliyordu, kıyametler kopuyordu. Sonra yaşanan ekonomik ve toplumsal sıkıntıları, krizleri biliyoruz; psikolojik, neyse, intiharlar, şunlar bunlar yani netice itibarıyla yine ekonomi.

Şimdi, burada "kredi kuruluşları" diyor, "Kamu kurum ve kuruluşları, kredi kuruluşları, bankalar, esnaf ve sanatkârlar, kredi ve kefalet kooperatifleri ile tarım kredi..." Kredi kuruluşları, kim bu kredi kuruluşları? Yani bu kredi kuruluşları bankalar gibi. Nasıl bir kredi kuruluşu? Evet, diyeceksiniz ki "Bunlar tanımlanmıştır." filan ama yani o kadar genişletiyoruz ki burada kredi kuruluşlarını da işin içine katarak -yani bankaların birtakım sorumlulukları filan- belki bankaların dışındaki kredi kuruluşları, tefeciler de bir sürü işler işin içine giriyor. Dolayısıyla bunların üzerinde ciddi düşünülmesi gerekiyor. Bunu arkadaşlarımızın söyledikleri eleştiriler çerçevesinde onlarla birlikte düşünüp dikkate alınmasını talep ediyorum.

Teşekkür ederim.