| Komisyon Adı | : | MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/2099) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 07 .02.2018 |
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Önce İmran Hocam, o sabahleyin konuşuldu; şimdi neden birdenbire -hiç maddeyle de alakası yoktu- yükseldin bilmiyorum ama haklı olduğun yanlar var ama muhalefetin de söylediklerinin doğrusu var. Ortası şu: Şimdi, bu komisyonların, buradaki yasa yapıcıların ya da denetleyicilerin amacı bu zaten. Sabahleyin de söyledim, iyi insanlar için yasa yapmıyoruz biz. Dünyanın neresinde ne oyun oynanıyorsa, hangi tiyatro sahneye konuyorsa sahnenin sınırları var, oyunun da futbol da olsa, basketbol da olsa, başka oyunlar da olsa çizgileri var.
LEYLA ŞAHİN USTA (Konya) - Yasaları herkese yapıyoruz. Bu nasıl bir mantık yani? Cezaları kötülere vereceğiz. Yasa iyi insanlar için de yapılır.
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Tamam işte, söyleyeceğim. Bakın, kötü insanlar için değil. Arkadaşlar, anlatamıyorum; izin verin, izin verirseniz bitireyim.
Biz yasaları çizgileri belirlemek için yapıyoruz. Zaten çizginin içinde oynayan, çizginin içinde, sahnesinde duran insan için sorun yok; sorun, çizginin dışına çıkabilecek olan, çıkan insanlar için. Kaldı ki biraz önce İmran Hoca dedi ki... Ben sabahleyin böyle bir itham duymadım, yani şöyle; "Herkesi kapsamıyor." 10 bin rakamı geçti, söyleyeyim; bizzat Gazi Üniversitesindeki bir öğretim üyesinin gazeteye yansıyan demeci ve aynı zamanda röportajında. Kaldı ki ÖSYM tarafından ve savcılar tarafından saptanan, ben size Türkiye'de -hani siz kabul edin etmeyin- usulsüzlük ve yolsuzlukların başlıklarını söyleyeyim: Sahte tez, paralı makaleler, tez dükkânlarında yazılan ısmarlama tezler; intihal, kopya yayınlar, bölümler; başkasına yazdırılmış yayınlar, yancı yayınlarda imza sahibi olmak, emek hırsızlığı, kalitesiz dergilerde yayınlanan çalışmalar ,çeviri kopya çalışma ve projeler, başkasını sınava sokarak geçilen sınavlar. Bu sayı 10 bindir, bu sayı 10 binin üzerindedir 14 bindir, ÖSYM de biliyor bunu. Ücretle yazdırılan hazırlanan kitap ve çalışmalar, verileri oynanmış araştırmalar, soru çalarak sınav geçenler; bu sayı da 10 binin üzerindedir. Bu konuda savcılıkta...
KAMİL AYDIN (Erzurum) - Söylesinler ÖSYM'ye.
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Tamam, söylesin işte. Hayır, ÖSYM Başkanıyla konuştum, savcılığa verilmiş bu konu, savcı araştırıyor. Hatta 2010 sınavlarında ilk 200'e giren 200 kişi birbiriyle akraba, karı kocalar; isimleri de belli. Torpil, siyaset ve yandaşlıkla statü edinenler, FETÖ aracılığıyla kariyer sahibi olanlar, özel üniversite yurt dışında kariyeri kuşkulu olanlar- yani başka yerden ücretle veya hiç üniversiteye devam etmeden kariyer alan böyle dolu insan var- feodal ilişkilerle elde edilenler, aile bağı ve siyasi ilişkilerle elde edilen konumlar.
Arkadaşlar bunlar bilinen şeyler, bu ülkenin gerçeği değil bu, dünyanın her yerinde var bu, Amerika'da da var hatta Amerika'da ilaç sanayisinde, tıp alanında sahte yayınlar, birbirinden kopya yayınlar konusunda bir dolu çalışma var. Sorun şu: Biz nasıl azaltabiliriz? Ama "Yok." dersen "Böyle bir şey yok." dersen, görmezden gelirsen bunu engelleyemeyiz. Var bu ama biz buna nasıl limit koyarız, sınır koyarız, onu konuşuyoruz yani yoksa bütün insanlar öyledir... Bir de hiç kimsenin yargı kararı olmadan suçlanma diye bir şey yok ama sadece bir vurgu yapıldı, "Bunlarla karşı önlem alınsın." deniyor. Kaldı ki buradaki ne komisyon üyelerine ne de yönetim üyelerine bilerek bir şey söylemiyoruz.
BAŞKAN - Ben sabah da söyledim, bir kere daha altını çiziyorum; ısmarlama tez ısmarla kitap vesaire diyorsanız...
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Çok var.
BAŞKAN - ...orada suçlanması gereken o tezleri, o makaleleri bilimsel eser olarak kabul eden jüri üyeleridir. O zaman jüri üyelerinin kalitesinin sorgulanması gerekir. Burada ne üniversitesin ne YÖK'ün ne şunun bunun. Yani ben iddialıyım, benim alanımda bir ısmarlama tez olacak, bilmem kes kopyala yapıştır vesaire, ben de jüride olacağım, bu geçerse ben bunu kendime bir...
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Anlayamazsınız.
BAŞKAN - Nasıl anlayamam Allah aşkına, böyle bir şey olur mu ya? O zaman sen kendi durumunu gözden geçirmelisin.
CEYHUN İRGİL (Bursa) - YÖK'e soralım mı?
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Nature'da yayınlanmış yapılmayan yayın var. Alman 2 bilim insanı, sözde çalışma yapıyorlar, Neture'da yayınlanıyor ve sonradan sahte olduğu ortaya çıkıyor.
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Arkadaşlar, ben size daha popüler bir örnek söyleyeyim. Der Spiegel'de Hitler'in anıları -hatırlayın- sahte çıktı, olur yani.
BAŞKAN - Ben iddialıyım, ben kendi alanımda geçirmem arkadaşım; başka hocalar geçirebiliyorsa onu bilemiyorum; ben iddialıyım.
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Sahte yayın, yayıncılık açısından.
HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul) - Gerçeklerin er veya geç ortaya çıkmak gibi bir...
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Ama yaptırım yok, yaptırım, sorun orada.
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Şimdi bu önemli bir madde aslında. Aslında YÖK'teki sabah toplantısını hatırlarsanız, oraya katılanlar iyi hatırlayacaklar; YÖK Başkanımız Yekta Bey bu akademik kariyer platformunu bizzat kendisi anlatmıştı, bunun çok büyük bir reform, çok büyük bir gelişme olduğunu ve akademik kariyere başlayacak olanlar için çok adil ve uygun bir çözüm olacağını söylemişti, biz de çok memnun olduk bundan.
Şimdi arkadaşlar, doçentlikte bilim yeterlilik sınavlarında alan daraldı ve daha çok yayına yansıdı olay, teknik olarak bakıyorum meseleye. Şimdi artık en önemli bariyer doktoraya girmek yani ve doktorayı bitirdikten sonra doktor öğretim üyesi olmak yani akademik kariyerin ilk basamağı diye o yüzden vurgu yapmıştım 2'nci maddede. Şimdi, bu son eleme, ciddi eleme burası. Burada, bildiğiniz gibi hepinizin de rahatsız olduğu, basına çok yansıyan kişiye ısmarlanmış özel ilanlar var. Bu ilanların önüne geçilmesi için... Biliyorum hepiniz rahatsızsınız, baş başa konuştuğumuzda herkes aynı şeyi söylüyor. Bu bir ahlaksızlık, aynı zamanda akademik hayattaki etik hayatın ilk çiğnendiği alan oluyor burası. Kişiye özel yani dünyada bir kişiye özel ilan çıkıyor ve bu adaletsizliktir yani kişi hak ve hürriyetine de çabalarına da emeklerine de haksızlık. Bu insanlar hiçbir yere başvuramıyor ve ilanda öyle bir insan tarif ediliyor ki bir tek o kişi başvurabiliyor, diğer kıymetli insanlar heba oluyorlar. Bunu engellemek için YÖK bir tasarı yani bir proje getirdi -hatırlıyorsunuz, kahvaltıya katılanlar hatırlayacaklar toplantıda- dedi ki: "Bundan sonra bütün akademik başvuruları yani doktorayı yapanlar ve akademisyen olmak isteyenler bu akademik platforma başvursun -Doğru mu Safa Hocam?- ve bu akademik platforma girilsin -aynı Google gibi keyboard, hani özellikleri girilsin- üniversitelerde hangi akademik doktora yapmış insana ihtiyaç varsa -bakın doçent demiyorum- genç akademisyen ihtiyacı varsa oraya bildirsin, eşleşen ilk 10 kişi üniversiteye gönderilsin, rektör arasından seçsin. Yani gayet adil, objektif ve sanal ortamda kör hâkim bir uygulama. Biz bunu beğendik ve doğru da bir uygulama bu. Nitekim, bir önceki taslakta vardı bu yani 17 maddelik ilk taslakta vardı bu şimdi onu çıkarmışlar. Ben sadece buraya "Yüksek Öğretim Kurulu tarafından oluşturulan akademik kariyer platformunda ilan edilir." diye bir önceki taslaktaki ve bizzat YÖK tarafından bize reform olarak sunulan akademik kariyer platformuna bu cümleyi ilave ettim. Mantığı budur, özü budur. Bizzat sizler tarafından da getirilen bir şeyi ilave ettim.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın İrgil.