CEYHUN İRGİL (Bursa) - Hayır, bu 2547'de değişiklik değil, bu, kendisi kanun maddesi. Bakın, bunu anlatıyorum, ben zaten bir muhalefet için söylemiyorum yani siyasi bir şeyde de eleştirmiyorum, sadece teknik bir öneride bulunuyorum. Şimdi, bu, kendisi kanun maddesi hâline geldiğinde her şeyi bağlayıcı hâle geliyor ve burada kendi içinde çelişiyor. Bakın, tekrar söylüyorum, çok zorlayıcı bir şeye gerek yok, çok tartışmamıza da gerek yok, "ders görevi verilmez"i "verilebilir" yaptığınızda bunu üniversitenin inisiyatifine bırakıyorsunuz zaten, vermeyecekse vermesin ama hiç olmazsa bundan dolayı mağdur olabilecek olan bazı uzmanlar var, bunların önünü kapatmayın.

Şimdi, size iki tane örnek söyleyeceğim, YÖK buna cevap versin. Mesela bunlar ders verebilecek mi? Örneğin İzmir Teknoloji Üniversitesinde Uzman Doktor Cenk Dağlıoğlu, uzman kadrosunda, yurt dışında kanser çokluğu, dirençliği ve hücre biyolojisi konusunda yüzde yüz yerli ve millî olan çalışmalarıyla ilgili bir şey yapmış, ondan sonra bu konuda uzmanlığını almış ve üniversiteye kabul edilmiş uzmanlık alanı nedeniyle, şu ana kadar ders veriyor ve bu birikimlerini, bu alandaki tecrübelerini hem başka akademisyenlerle hem de öğrencilerle paylaşıyor. Şimdi, bu ders verebilecek mi? Artı, bir başkası, Süleyman Can Öztürk, Hacettepe Üniversitesi, unvanı uzman. Bu arkadaş moleküler biyoloji ve genetik konusunda lisans yapmış ve yurt dışında doktorasını tamamlamış ve özellikle bitki genetiği, fındık ve ıslahı konusunda özel bir çalışması var, bu nedenle Hacettepede özel uzmanlık kadrosuna alınmış, akademik çalışmalara dâhil olmuş şimdi ders anlatabiliyor, deneyimlerini paylaşıyor çünkü ıslah konusundaki nadir uzmanlardan biri. Şimdi, burada siz "verilemez" deyince birçok alanı riske sokuyor olabilirsiniz diyorum ben.