KOMİSYON KONUŞMASI

TUNCA TOSKAY (Antalya) - Sayın Başkanım, teşekkür ederim.

Değerli bürokratlarımızı epey yorduğumuzun farkındayım ama siz de takdir edersiniz ki bu Komisyona gelen çok çok önemli anlaşmalardan bir tanesi. Birçok alanda hepimizin bazı hassasiyetleri var. Ben bir iki tane çok somut şeyi sorup, bir de bir kanaatimi söyleyip çok fazla vaktinizi almadan bitirmek istiyorum.

Şimdi, Rusya'nın yaptığı birinci nakliye enerji santralinin yaklaşık 22 milyar dolarlık bir maliyeti olduğu söyleniyor. Sizin bu bize verdiğiniz verilere göre, bu Japonlarla yapılacak olan ikinci nükleer santralin yaklaşık maliyeti nedir?

İki: Anlaşmadaki hükümlere göre Japon ve Türk ortaklığı yüzde 49-51 olarak bölünüyor. Türk tarafının bu sermayeye katkısı ne kadar olacak? Bu sermaye katkısı söz konusu olduğu zaman sorumlu tutulduğu altyapı ve bedelsiz arazi tahsisi bu sermaye miktarından mahsup edilecek mi, edilmeyecek mi?

Bir de enerji konusunda -mesela ulaştırma sektöründe o eksikliğimiz var- şimdi arz çeşitliliği diyoruz, arz güvenliği diyoruz, verimlilik diyoruz, maliyet diyoruz, bütün bunları, değişik alanlardaki yenilenebilen, yenilenemeyen, nükleer ve karbonlara dayalı, fosillere dayalı şeyler açısından bir master planımız, bir stratejimiz var mı on beş, yirmi yılı, otuz yılı öngören?

Bir de bir ifadeniz oldu Sayın Müsteşar Yardımcım. Son verdiğiniz açıklamada, yaptığınız açıklamada o katı ifadeyi biraz yumuşattınız. "Bütün hidrolik kaynaklar enerjiye çevrilmeli veya çevirmek zorundayız." dediniz. Türkiye'nin enerjiye ihtiyacı konusunda şey değiliz yani bir tartışmamız yok, orada hemfikiriz ama bu konuda bu kadar katı bir yaklaşım içinde de olmayalım. Hele bir taraftan ikinci nükleer santrale toplumu ikna etme gibi bir pozisyondayken "Bütün hidrolik kaynakları da enerjiye çevirelim." dersek, o iyi bir algı yönetimi olmaz, haddimiz olmaz onu söylüyorum.

Japonya'yla ilgili konuyu da biraz böyle özel olarak ele almak gerekir tabii. Japon toplumunun İkinci Dünya Savaşı'nda çok acı, çok kötü bir nükleer tecrübesi var. Yani Japonya'nın bugünkü reaksiyonunu biraz da bu açıdan da değerlendirmek lazım.

Bunları söyledikten sonra yanlış olmaması, yanlış anlaşılmamak bakımından çok küçük bir şeyi size arz etmek istiyorum. Ben Türkiye'de nükleer enerjinin yanında olan bir kişiyim ve hiçbirinizin nükleer enerjiyi belki de telaffuz etmediği dönemde ben üniversitede doçentlik sınavına, "collegium" sınavına girdiğim zaman konum "Türkiye'de enerji"ydi ve 1969 yılında nükleer enerjiyi savundum. O tarihten beri de bu kanaatimi koruyorum.

Bir, arz güvenliği çeşitliliği açısından eğer Türkiye teknolojik alanda çok gelişmiş ve iyi bir ülke konumuna gelecek ise nükleer teknolojiye de kesin, bütün özellikleriyle hâkim olmak zorunda olduğunu düşündüğüm için.

Verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, sizin sabrınız için de çok teşekkür ediyorum.