KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; şimdi arkadaşlarımız Sayın Pekşen ve Sayın Bakanımız Temizel, aslında maddeyle ilgili çok önemli şeyler söylediler. Başka noktalardan yaklaşarak birkaç cümle de ben edeyim.

Önce tabii nükleer santraller üzerinde konuştuğumuz için nükleer enerjiyle ilgili bir tartışma yapılabilir. Yani Türkiye'nin gerçekten nükleer enerjiye ihtiyacı var mı, yapmalı mı böyle bir yatırım? "Bu ayrı bir tartışma, burayı geçtik." diyebilirsiniz, ben de girmeyeceğim zaten.

İkinci konu, bu enerji yatırımlarıyla ilgili, benim sürekli gündeme geldiğinde ya acaba burada ne oluyor"? diye böyle şüpheli davranmama sebep olan bir sürü işler var. Yani Sayın Enerji Bakanımız hani bu neoliberal finans konularını müthiş bir şekilde biliyor, enerji tasarrufunu bile bir finans modeline filan çevirebiliyor. Şeffaf değil de ondan mı bunlar oluyor? Bu maddenin gerekçesini yani şu anda yapmış olduğunuz bu düzenlemenin gerekçesini tam olarak anlatmadınız, ondan mı? Gerçekten ya ne var acaba? İşte bu konuyla ilgili çok sayıda yazı yazıldı. Sizler de okumuşsunuzdur, bürokrat arkadaşlarımız da iktidar partisindeki arkadaşlarımız, Sayın Bakan bunları okumuştur. Herkeste bir soru işareti. Yani burada ne oluyor? Bunun en temel sebebi bana göre açıkça biz şunu, şunu, şunu yapıyoruz diye anlatılmaması.

Şimdi, değerli arkadaşlarım, bu 75'inci maddede sözü edilen -ki madde yazılmış- iki tane nükleer projenin Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar'la öngörülen devlet desteklerinden yararlanılması yazıyor. Şimdi burada ister istemez ya bu yatırım zaten devlet bugüne kadar benzer yatırımlar için çıkarılan teşvikleri zaten alıyor. Niye böyle bir düzenleme yeniden yapmak zorunda kalınıyor? Baştan bu soru akla geliyor ve hemen "Bu işin altında ne var?" diye sorulmaya başlanıyor. Şimdi ben -Sayın Bakanımız da ifade etti- ben yanılıyor olabilirim. Bu Devlet Yatırımlar Hakkında Karar'ın 17'nci maddesinde bu 3 Mayıs 2017 tarihinde bir bent ekleniyor ve nükleer enerji santralleriyle ilgili öncelikli yatırım konuları kapsamına alınıyor. Buna dayanarak Akkuyu Nükleer Santrali için 76 milyar lira proje bedeli üzerinde teşvik belgesi veriliyor. Yanlış mı? Bunlar doğru herhâlde. Projenin sektör firma tutarı ve başka belirgin özellikleri 22 Aralık 2017 günlü Resmî Gazete'de yayınlanıyor. Bunlar açık. Ağustos 2016'da nükleer santrallerin stratejik yatırım statüsüne alındığı, dolayısıyla teşviklerden yararlanacağı, bunlar da belli. Peki, o zaman niçin böyle bir madde getiriliyor diye insan soruyor. Sayın Bakanımız bu torbayla ilgili yaptığı açıklamada Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar'da stratejik yatırımlar için öngörülen teşvik ve desteklerden yararlandırılması öngörülmüştür diye bir açıklama yaptı. Bu, yani zaten bilinenin tekrarı anlamına gelmiyor mu gibi sorular var.

Şimdi, burada, bu, özellikle Ruslarla ilgili sözleşmede yüzde 49 payın Türk şirketlerince satın alınması öngörülüyordu ve yanılmıyorsam gazetelerde falan haberler çıktı, bu üçlü yani Cengiz, Kolin ve Kalyon bu hisseyi satın aldı, bir ara böyle yazıldı falan. Sonra, "Acaba? Öyle olmayabilir de." filan denildi. Sonra bir açıklama yapıldı, "Hayır, biz zaten böyle bir şeyi satın almamıştık. Böyle bir şey yok." Şimdi, yani, gerçekten, bu sözleşmede var olan Türk şirketlerinin satın alması... Bir kamu şirketi olan EÜAŞ mı bunu şey yapacak? Ya, bu, EÜAŞ'la ilgili de çok ciddi şey var. Gerçekten, Sayın Bakanım, bu şirket vergi cenneti bir ülkede kurulmuş bir şirket midir, devlet böyle bir şirket mi kurdu? Bununla ilgili çıkan haberler var, bu haberler doğru mu? Eğer gerçekten doğruysa bu haberler, yani devlet devletten vergi kaçıracak, böyle bir şey mi söz konusu? İster istemez insan bu soruları soruyor "Ne oluyor burada?" diye.

Şimdi, burada, fiyat garantileri filan, bunları bir tarafa bırakıyoruz, böyle bir ihtiyaç normal, bizim bildiğimiz bu yatırım anlaşmaları gereği ve standart, daha evvel ilan edilmiş teşviki hak eden yatırımlardan olmasından öte başka bir teşvik, fazladan bir teşvik mi alacak? Bu ihtiyaç da şeyden mi doğdu acaba, işte, bu sözleşmeler yapılırken Türk şirketleri de ortak olacak yüzde 49 ve bunun maliyetinin bir kısmı -bu da 6-7 milyar dolar- bu şirketler tarafından temin edilecek, sağlanacak. Dolayısıyla, bu şirketler bu yüzde 49 hisseyi almaktan çekilince bir problem ortaya çıktı ve bunu telafi etmek için mi bir şey yapılıyor? Bu sorular ve buna benzer bir sürü sorular duruyor. Bu sorular durduğu müddetçe ister istemez "Bunlar ne yapıyorlar acaba?" yani biz milletvekilleri olarak "Ya, bu Hükûmet ne yapıyor?" Çünkü Sayın Bakanımız ve bürokratlarının bu konuyla ilgili yaptıkları açıklama, biraz evvel yapılan açıklama hiç de bu soruların hiçbirisine cevap vermiyor. İktidar partisi milletvekilleri de sağ olsunlar, ağızları var, dilleri yok, bir şey söylemiyorlar. Haklı da olabilirler, "Bizim Hükûmetimiz böyle önemli bir şey getiriyor, memlekette büyük hizmetler yapan, Türkiye'ye çağa atlatan Hükûmetimiz öyle bir şey getiriyor. Her zaman doğru işler yapmışlardır, şimdi de doğru şeyler yapıyorlar." Yanılıyor muyum arkadaşlar? Böyle bir mantıkla siz de bir açıklama yapmıyorsunuz. İster istemez biz "Yahu, ne oluyor?" filan diyoruz. Hele, böyle uluslararası anlaşmalar, nükleer filan işin içine girince yani ülkenin menfaatleri... Bir an ağzımızdan çıkacak lafı da... İşte, hemen "hainler" filan denilebilir. "Ülkenin geleceği nükleer enerji filan. Burada mesele sadece elektrik değildir." Evet, elektrikle ilgili nükleer santrallere ihtiyaç yok. Bu konuyu üç gün oturup tartışabiliriz. Türkiye'nin elektrik ihtiyacı, işte, dünyanın rüzgâra, güneşe yönelimi filan, bütün bunları değerlendirdiğimiz zaman enerji için nükleere ihtiyacımız yok. Biz böyle inanıyoruz. Ben şahsen böyle düşünüyorum. Ama diyebilirsiniz ki: "Hayır, başka şekilde bizim nükleer teknolojiye ihtiyacımız var ve bu vesileyle nükleer teknoloji alacağız. Siz de ne diyorsunuz? Bu lafları ediyorsunuz Türkiye Büyük Millet Meclisinde?" Dolayısıyla acaba ülkeye zarar mı veriyorsunuz ya da bilmeyerek veyahut bilerek hainlik mi yapıyorsunuz gibi bu şekilde laflar da edilebilir. Nitekim, yandaş medyanın bazı köşe yazarları böyle şeyler de yazmışlar bu konuyla ilgili yapılan tartışmalarda.

Sayın Bakanım, yani burada bu konunun uzmanı, bilen arkadaşlarımız var ama büyük çoğunluğumuz bu konunun uzmanı değiliz. Bizi ikna edecek yani "bizi" derken hani "milletin temsilcileri" filan diyoruz ya, Türkiye Büyük Millet Meclisine gelmiş, milletin ortaya koymuş olduğu vergiler konusunda tasarrufta bulunan, onun adına tasarrufta bulunan milletvekillerinin hepsinin anlayacağı, dolayısıyla izleyen vatandaşların da vergi ödeyenlerin de anlayacağı şekilde bir açıklama yapın rakamlarla, açık bir şekilde. Yani burada saklanacak bir şey yok ki. Yoksa yani saklanacak bir şey yoksa herkesin anlayacağı dille net açıklamaları yapın. Biz de buna göre "Ha, burada bir şey yapılıyor." diyelim.

Teşekkür ederim.