KOMİSYON KONUŞMASI

TUFAN KÖSE (Çorum) - Değerli arkadaşlar, bu mahalle işini çok hafife alıyorsunuz. "Mahalle" dediğiniz -az evvel de söyledim- 100 bin nüfuslu mahalleler var, benim memleketim de bile 65 bin nüfuslu mahalle var, bir ucundan bir ucu 20-30 kilometre olan mahalleler var, Sinop'tan, Artvin'den, Bayburt'tan ve benzeri birçok ilden büyük mahalleler var. Yani "Mahalle içinde taşıyacağız." deyince sanki bir sokaktaki bir yerden bir yere taşıyormuşsunuz gibi çok hafife alıyorsunuz bu işi, öyle bildiğiniz gibi değil. Bir mahallede belki 100'e yakın oy kullanılan okul var ya da başka birim var oy kullanılan. Yani mahalleyi izah ederken, biraz sonra sorulara cevap verecek herhâlde yetkili arkadaşlar, lütfen bu şekilde bir değerlendirirlerse iyi olur.

Şimdi, bir kere hepimiz biliyoruz, buradaki bütün milletvekili arkadaşlar biliyor, özellikle Milliyetçi Hareket Partili arkadaşlar da çok yakinen biliyor, bir bir buçuk yıl öncesine kadar bizden de çok farklı değillerdi. Şu andaki valilerin tamamı Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekillerinin gözlerinin içine bakıyorlar ve ne dediğini gözlerinin içine bakarken anlamaya çalışıyorlar, yoksa bulundukları koltukta kalmaları mümkün değil. Çok açıklıkla söylüyorum; bugün beni ya da benim anlayışımdaki bir insanı vali yapmak isteseler ben şöyle düşünüyorum: İstisnalar vardır, hiç abartmadan söylüyorum, onurlu bir bürokratın 2018 yılı Mart ayında Türkiye'de valilik yapma ihtimalini ben doğru bulmuyorum, görmüyorum. İstisnalar olabilir diyorum efendim bakın.

ADEM YEŞİLDAL (Hatay) - Ama bu haksızlık.

TUFAN KÖSE (Çorum) - Bu bir eleştiridir bakın. Bu bir eleştiridir, hepimiz biliyoruz bunu yani ben de biliyorum, kendi valilerimden biliyorum.

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, lütfen sataşmayalım, lütfen.

TUFAN KÖSE (Çorum) - Bunu siyasetin bürokrasiye bakışını ben tescillemek için söylüyorum, yoksa elbette ki valiler bir kısım görevlerini, bürokratik görevlerini yapmaya gayret ediyorlar ama AKP milletvekillerinin gözünün içine baktığında ne dediğini anlamayan valinin orada üç aydan fazla kalma ihtimali yok. MHP'li arkadaşlar da bunu bir yıl evveline kadar çok netlikle biliyorlardı, "Bilmiyoruz." diyorsanız biraz sonra söylersiniz "Bilmiyorduk." diye, ben bildiğinizi biliyorum. Şimdi, böyle bir mülki idare düzeninin olduğu yerde hangi sebeple valiye sandık bölgelerinin birleştirilmesi, işte sandıkların en yakın bölgelere taşınması konusunda YSK'ya başvurması için yetki veriliyor, anlamak mümkün değil. Neden muhtarlık bölgeleri hariç? Bir de bunu izah ederseniz arkadaşlar... Yani niye belediyeler hariç değil de muhtarlıklar hariç ya da genel seçimler hariç?

Bir de "Hastalığı veya engeli sebebiyle yatağa bağımlı olan seçmenlerin..." Şimdi, burada aslında bir düzenleme var bizde. Mevcut yasal düzenlemelerimizde engelli veya yaşlı vatandaşlarımız için giriş katlarında bir sandık kurulması zaten öngörülüyor, böyle bir düzenimiz var. Bu biraz daha net, bu geliştirilebilirdi, bu olgunlaştırılabilirdi ama hastalığı veya engeli sebebiyle yatağa bağımlı seçmenin ayağına seyyar sandık götürülmesi, milletvekilliğinin, hatta belki Cumhurbaşkanlığının bile 3-5 oyla, 10 oyla, 50 oyla, 100 oyla değişebildiği ülkemizde çok büyük sakıncalar içeriyor. Yani ben yine kendi memleketimden hatırlıyorum; 50 oyla, 56 oyla bir milletvekili 91 seçimlerinde bir partiden başka bir partiye gitti arkadaşlar. Buna benzeyen birçok örnekler vardır; belediye başkanlığı seçimlerinin yenilendiği yerler oldu birkaç oyla, bunu hepimiz biliyoruz, gözlemliyoruz. Şimdi, "Hastalığı veya engeli..." Yani "hastalığı" derken diyelim grip oldu, 38 derece ateşle yatıyor. Bu da mı bir hastalıktır acaba? Gelemiyor yani o gün kalkamıyor. İşte "engeli" diyor yani geçici engel midir yahut da kalıcı bir engel sağlık kurulu raporuyla tespit edilmesi mi gerekiyor? Bakın, bunlar çok muğlak olarak kalmış.

Herhâlde, buradan şöyle bir şey çıkıyor: Yani her koşulda biz bu iktidarımızın bir şekilde uzaması için en küçük bir ihtimali bile ortadan kaldıralım diye her maddede ayrı ayrı düşünülecek düzenleme yapılmış. Yani bu -az evvel de söyledim- 21'inci yüzyılda, yüz elli yıllık demokrasi geleneği olan, yetmiş yılı aşkın süredir çok partili yaşamla siyasi hayatına devam eden ülkemizde, bir iktidarın üç beş sene, on sene, on beş sene, iki sene, neyse, süresini uzatmak için böylesi bir kültürü, böylesi bir geleneği yıkmasına en azından aymazlık diyorum. Bana göre bu madde de Komisyondan çekilmeli.

Teşekkür ediyorum.