KOMİSYON KONUŞMASI

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Şimdi, İdris Bey konuşurken güzel şeyler söyledi. "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin belirlediği ölçüler içerisinde toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakkının kullanılması gerekir." dedi. Doğru değil mi?

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Doğru, aynen katılıyorum.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - O zaman Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bir ölçütü var; diyor ki: "Bu gösteri hakkı gösterinin nerede yapılacağını da içerir." Yani "Toplantı yapacak olanlar nerede toplantı yapacaklarını da serbestçe belirlemeli." diyor. Ama bunu sağlayalım. Sayın Bakana da söyleyin o zaman...

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Biz o yetkiyi verdik; vali, belediye başkanı, sivil toplum örgütleri, hepsi yan yana gelsin, belirlesin dedik.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Kime? Efendim, hayır, yetkiyi vermeniz, bu yetkiyi vermeniz değil. Sizin verdiğiniz yetki, siz diyorsunuz ki: "Şuralarda, şuralarda, şuralarda düzenlenemez. Vatandaşın günlük yaşamını etkileyecek yerlerde düzenlenemez." Sizin verdiğiniz yetki kısıtlayıcı bir yetki oysa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararı bu hakkın kullanılmasının önündeki engellerin kaldırılmasına dair. Sayın Bakana lütfen beraber söyleyelim. O zaman Tandoğan'da EĞİTİM-İŞ'in yaptığı gösterilere niye gaz sıkıldı? Yani şimdi, EĞİTİM-SEN üyeleri de Bakanlığa yürümek istedi, o öğretmenleri copla, efendim, şiddetle durdurduk. Madem öyledir, şimdi ben sizin söylediklerinize katılıyorum. Söylediklerinizi lütfen o zaman uygulamaya geçirin. Hep beraber yapalım.

Şimdi, Sayın Bakan, ben bu toplantı ve gösteri yürüyüşü üzerinde çok duruyorum gerçekten. İnsanları çok sıkıyorsunuz. Bakın, bu kadar baskıcı bir yönetim ülkede kaosun doğmasına neden olur. Siz şiddet içeren toplantıları engelleyin, ona bir şey demiyoruz ama şiddet içermeyen, sadece ifade özgürlüğünün kapsamı içerisinde düşünülebilecek olan yani toplanma hakkını kullanacak olan, toplanma hakkını kullanırken de niçin onu kullandığını ifade edecek olan gösterilere lütfen engel olmayın. Ha, şimdi başkentin merkezinde her gün gaz yiyor insanlar, bu insanlara yazık. Her gün Güvenpark'ta sürekli polis araçları var, TOMA'lar var. Nedir yani biz bu kadar güvensiz bir ülke olmamalıyız. Biz niye bu kadar korkuyoruz, ben gerçekten anlam veremiyorum. Varsın insanlar yürüsün, ne olur insanlar yürürse? İnsanlar Beyaz Saray'ın önünde eylem yapıyor. Bunu sağlamak sizin görevinizdir: Bakın siz "Özgürlükçü bir Bakanım." diyorsunuz, öyle diyorsunuz. O zaman öyleyse bu toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakkını engelleyen ve bunu bir genel uygulama hâline getiren görevlileri uyarın o zaman. Bu emri veren varsa sizden daha yani Sayın Başbakan veya Sayın Cumhurbaşkanı onlara da doğrusunu söyleyin. Sizin söyleminizi ben şey olarak kabul ediyorum bakın...

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Birlikte takip edeceğiz onu. Ben çalışmanın metnini de size ulaştırayım çünkü orada bütün sivil toplum örgütleri de dâhil o gösteri yapılacak yerin belirleme heyetinde varlar.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Efendim, o önemli değil.

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Vali var, belediye başkanı var ama belirlenen bir yerin dışında başka bir alanda yapıyorsa diğer tarafın çalışma özgürlüğünü kısıtlıyorsun, vatandaşın can ve mal güvenliğine zarar veriyorsun.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Ama siz ne dediniz? Bakın, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin belirlediği ölçütler içerisinde..." O, işte, diyorum ki bakın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararı toplantıyı yapanların toplantı yerini de serbestçe belirlemeyi içerdiğini söylüyor, ben onu söylüyorum.