| Komisyon Adı | : | ANAYASA KOMİSYONU |
| Konu | : | Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2312) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 23 .04.2018 |
KAZIM ARSLAN (Denizli) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli basın mensupları, değerli arkadaşlarım, değerli bürokratlar; hepinizi öncelikle sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın hepimize kutlu olmasını diliyorum.
Şimdi, bugün Komisyonumuzda görüşülmekte olan yasa teklifi Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'dir. Bu teklifle yapılacak düzenlemelere ihtiyaç varsa da bunları aceleye getirmek hem düzenlemenin daha teknik olmasına engel olacak ve hem de uygulanabilir olmasında bazı sıkıntılar yaratacaktır. İktidar olarak bütün imkânlar elinizde olmasına rağmen, Anayasa değişikliğinden bu yana uzun bir süre geçmesine rağmen bunları düzenlememiş olmanız, şimdi de aceleye getirilip bunları düzenleyerek yürürlüğe koymaya çalışmanız anlaşılır gibi de değildir. İktidar olarak Meclisi çalıştırmak yerine, kimi zaman toplantı yeter sayısını sağlamayarak, kimi zaman da karar yeter sayısını sağlamayarak şimdiye kadar uyum yasalarıyla ilgili hiçbir çalışmayı maalesef gerçekleştiremediniz. Şimdi, yasal düzenlemeler yapılırken elbette ki muhalefetin de görüşü alınmak suretiyle bu yasaların daha iyi bir şekilde çıkması, uygulanabilir olmasına olanak sağlanması gerekirken 16 Nisan 2017'den 16 Nisan 2018 tarihine kadar bir seneyi aşkın süredir bu konuda maalesef hiçbir çalışma olmamıştır. Bu, iktidarınızın önemli bir eksiğidir, eksikliğidir, bunları lütfen görmemezlikten gelmeyiniz.
Öyle anlaşılıyor ki bu düzenlemenin şimdiye kadar yapılmamış olmasından genel seçimlerin ve Cumhurbaşkanı seçiminin aceleye getirildiğini, baskın seçim yapmak için bugüne kadar böyle bir düzenlemenin getirilmediğini ve böylelikle "Muhalefeti uyandırmayalım, daha süre var." denilerek, "Seçim yok." denilerek sürekli hem kamuoyunu hem de muhalefeti bu konuda uyarmamak için bir çalışma yaptığınızı ve sessiz kaldığınızı görüyorum. Şimdi geldiğimiz noktada gerçekten hem seçim hem de böyle bir seçimin aceleye getirilmiş olması anlaşılır gibi değildir.
Tabii, bunun ötesinde, OHAL'i üç aylığına başlattınız. Ülkede OHAL'in şartları aslında çoktan kalktı.
MUSA ÇAM (İzmir) - Üç ay mı? "Kırk beş gün" dediler.
KAZIM ARSLAN (Denizli) - Evet, neyse... Üç ay diye karar verildi ilk başlangıçta ama bugün yirmi iki aya yakın bir zaman geçmiş olmasına rağmen hâlâ OHAL uygulamasına devam ediyorsunuz ve OHAL'in uygulamasıyla birlikte seçimlerin OHAL altında yapılmasına çalışıyorsunuz. Şimdi, bunun gerçekten hiçbir örneği yok, dünyada örneği yok; bu kadar uzun OHAL uygulamasının sürdüğü, aynı zamanda, OHAL uygulamasıyla seçimlerin yapıldığı bir başka ülkeyi ben göremiyorum. Eğer ülke demokrasiye sadıksa, demokratik bir ülkeyse kesinlikle böyle bir uygulamanın altında seçim yapmıyor.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, siz sanıyorsunuz ki OHAL hiç kimseye zarar vermiyor, hiç kimseye dokunmuyor, hiç kimsenin iradesine zarar vermiyor gibi düşünüyorsunuz ama kamuoyunda oluşan görüş ve düşünce, bu seçimlerin gerçekten insanların iradesine ve onların tercihlerine zarar verecek bir noktada olduğunu görmelisiniz. İnsanlar sandık başına giderken "Acaba doğru mu yapacağım, yanlış mı yapacağım?" "İktidara mı vereyim, muhalefete mi vereyim? Nasıl bir tercih yapayım?" noktasında tereddüt geçirecek ve sonuçta, sizin baskınızın, sizin korkunuzun göstermiş olduğu bu atmosfer altında gerçekten gerçek iradesini sandığa yansıtamayacaktır. Onun için, bir an önce OHAL uygulamasının kaldırılmasına ve seçimlerin serbest iradeli bir şekilde, herkesin tercihini rahatlıkla, özgürce yapabileceği bir ortamın, bir atmosferin yaratılmasına ihtiyaç vardır diye belirtmek istiyorum.
Evet, şimdilik bunlardan ibaret olarak sözlerimi bitirmek istiyorum, sonra maddelere gelince yine konuşmalarımı ve eleştirilerimi belirteceğim.
Teşekkür ederim.