KOMİSYON KONUŞMASI

ZÜHAL TOPCU (Ankara) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Evet, bu, Millî Eğitim Komisyonunun son toplantısı. İnşallah, güzel şeyler yapmışızdır şimdiye kadar ve bundan sonra gelecek arkadaşların da yolları açık olsun, güzel şeyler yapmayı nasip etsin diyelim.

Şimdi, önergeye baktığımızda, aslında özünü kaçırmadan konuşmamız gerektiğini de düşünüyorum. Küresel rekabetin çok yoğun olduğu bir dünyada yaşıyoruz, özellikle bu rekabette de üniversiteler lokomotif rol oynuyor. Üniversitelerin bu küresel rekabette oynamaları gereken rolün sınırlarını çok iyi çizerek yola devam etmek gerekiyor ki burada da üniversiteye erişim açısından ne kadar çok üniversite açılırsa o kadar faydalı olacağını, 81 milyonluk Türkiye'de üniversite açılmasının, yeni üniversitelerin aktif hayata geçirilmesinin önemli olacağını düşünüyoruz. Belki burada eksik olan şey bilgilendirme eksikliği oldu. Aslında bu konu gündeme -Sayın Müsteşarın da ifade ettiği gibi- 2016 yılında geldi ama ondan sonra bir kopukluk oldu. Belki üniversitedeki hem yönetimdeki hem de hoca arkadaşlarımızla belki detaylı, biraz daha fazla verilseydi hiçbir tepkinin olacağını da zannetmiyorum, bilgi eksikliğinden kaynaklanıyor, çünkü üniversitelerin büyüklüğü iletişimi koparıyor, sosyal ortamlardaki paylaşımları koparıyor ve özellikle de bilimsel çalışmalardaki grup dinamiğini de ortadan kaldırıyor. Şimdi, bunların, üniversitelerin belli bir düzeyde tutulması, nüfus olarak belli bir seviyede tutulması, ilk başta hareket alanı için, hareket alanının daha kolaylaştırılması açısından önemli. Tabii ki bunlar aynı zamanda akademik kaliteyi de gündeme getiriyor; bu, büyüklük ve küçüklükle de ilgili. Şöyle de belirteyim: Demin bazı arkadaşlar, yeni kurulan üniversitelerin bilimsel kalite açısından, dünya sıralamasındaki ispatları açısından zaman alacağını gündeme getirirken görüyoruz ki -Uzak Doğu'da özellikle- dünya üniversiteler sıralamasına baktığımızda, Uzak Doğu'daki yeni açılan üniversitelerin o köklü üniversitelerin önüne geçtiğine, kalite bakımından, yayın sayısı bakımından önüne geçtiğine şahitlik ediyoruz. Demek ki köklü olmak tabii ki bir geleneği, bir yaşam kültürünü ortaya çıkarıyor ama bu, akademik anlamda, kalite anlamında bir yapılanmanın oluşmamasına da zemin hazırlamıyor. Burada önemli olan, belki de toplumun, bölgenin ve şehrin ihtiyaçlarını dikkate alarak artık genel anlamda, hani, üniversite açmış olmak için bir üniversite açmanın veya üniversiteleri bölmenin dışında, gerçekten, küresel rekabette önemli ses getirecek, ihtiyaca cevap verebilecek bir şekilde üniversitelerin tekrar yapılandırılması ve hoca kalitesinin veya işleme sisteminin, çalışma sistematiğinin ona göre ayarlanması gerekiyor. Burada -veri temelli çok önemli- verilerle yönetime destek olunması gerekiyor.

Teşekkür ediyorum.