| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 19 .07.2018 |
ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, değerli hatipler bu konuyla ilgili bu Anayasa'ya olan aykırılıkları dile getirdiler. Kanun teklifinin bu 1'inci maddesi, açık bir şekilde dile getirildiği gibi, açıkça Anayasa'nın 13'üncü maddesine, 19'uncu maddesine, kişi hürriyeti ve güvenliğine ilişkin maddeye, özel hayatın korunmasına ilişkin olan maddeye, konut dokunulmazlığına, birçok anlamda Anayasa'ya çok açık bir şekilde aykırılık teşkil eden bir madde. Onun için...
Bir de bunun diğer bir tarafı var ki o da şu: Şimdi, bildiğimiz üzere, geçmişte uygulanan, "süper valiler" diye bildiğimiz OHAL valilerine dahi o dönemde bu yetki tanınmamış idi yani Türkiye'nin bazı bölgelerine, bir bölgesine uyguladıkları olağanüstü hâl valiliğindeki o yetkilerde dahi bugünkü kanun teklifiyle getirilmek istenen yetkiler yoktu. Bunun yanında, bu maddede -biraz önceki milletvekilimizin de dediği gibi- sadece kişiye özgü, Anayasa'da sınırları belirtilmiş olan kişilere veya gruplara değil, sadece kişilere özgü nitelikte de tehlike arz edebilecek olan bir düzenlemeyi içeriyor. Demokratik mücadele, grev hakkı, toplantı yapma, toplumsal muhalefet geliştirmeye yönelik olan çalışma ve çabalardaki o sivil toplum örgütlenmelerinin önünde de çok ciddi bir engel teşkil edebilecek olan bir kanun teklifi. Bu anlamda, çok yönlü bir şekilde bakıldığı zaman, bir de Türkiye'nin bir gerçeği var ki o da şu: Türkiye'de kanun, maalesef, bölgelere göre uygulanmasında da değişiklik arz eden bir husus. Biliyoruz, doğudaki ve güneydoğudaki birçok ildeki uygulamaları maalesef, ciddi şekilde Anayasa'ya aykırı ve kanunlara aykırı bir şekilde uygulamaları ve bunlar çok net bir şekilde sonuç gösteren durumlar. Bu hâliyle geçmesi durumunda, bazı bölgeler neredeyse hukuk yüzünü görmeyecek duruma geleceklerdir, bu kesindir. Bunun için de bu, kanun teklifinin demokratik bir toplumun oluşması açısından çok ciddi bir engel ve handikap yaratacağı açık olan bir husus.
Bir diğer husus ise "On beş günü geçmemek üzere" deniliyor. Şimdi, burada da açıkça bir sınırlandırmanın olmadığını görüyoruz. Şimdi, vali on beş gün milletvekilinin şehre girmesini engelleyecek, bir gün bekleyecek, bir on beş gün daha getirecek. Bununla ilgili de bir sınırlama yok, bu da çok tehlikeli. Bunu bu bakımdan da ele aldığınız zaman gene Anayasa'ya, kişi hak ve hürriyetlerine çok açıkça aykırı olduğunu görmekteyiz. Bu, tabii, şimdi iktidar partisinin hâkim olduğu bir dönemde, kendisinin atamış olduğu valilerden bu anlamda bu keyfîliği belki göremeyebilir ama yarın öbür gün bu iktidarın değişebileceğini de göz önünde bulundurduğunuz zaman, siyasi iktidarın atadığı, atamış olduğu kişi tarafından ve tek kişinin vereceği bir kararla o kadar sınırlandırmanın getirildiği bir kanun teklifi.
Bu anlamıyla bakıldığı zaman, tamamıyla Anayasa'ya, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne ve yerleşmiş olan yargı içtihatlarına aykırı olduğunu düşünmekteyiz. Hiçbir şekilde değiştirilmeden, bu hâliyle geri çekilmesini öneriyoruz.
Teşekkür ediyorum.