MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlarım, 27'nci Yasama Dönemi hayırlı olsun. Umarım milletimiz için hayırlı çalışmalar, güzel çalışmalar yapacağız.

Değerli arkadaşlarım, konuşan bütün arkadaşlar yeni bir dönemin başladığını söylediler, altını çizdiler.

Evet, yeni bir dönem başlıyor ve bu dönemin nasıl olacağıyla ilgili çok sayıda tereddüt var. Arkadaşımız Sayın Kalaycı "Milletin iradesine karşı kimse bir şey söyleyemez." dedi. Doğru, zaten milletin iradesiyle ilgili yapılan Anayasa değişikliğiyle ilgili söylemiyoruz. Bu Anayasa değişikliğini nasıl uygulayacağız?

Bakın, Anayasa değişikliği yaparken en çok tartıştığımız konulardan biri yasamayla ilgiliydi. Yani Türkiye Büyük Millet Meclisine yasama konusunda ortak geliyor mu? En önemli, demokrasinin en temel tartışmalarından biri yasama. Yasaları kim yapacak? İşte, millet yapacak, bütçe hakkından başlayarak. Nasıl olacak, bu tartışılıyordu ve en büyük endişe, Cumhurbaşkanının yani yürütmenin yasamaya ortak olduğu. Bu, demokrasilerde, kuvvetler ayrılığında kabul edilemez. Endişe buydu.

Şimdi, hemen yeni yasama yılı başlarken benim sevindiğim iki konu oldu. İki çok temel konuda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi mi çıkacak, yoksa "Bu yürütmenin işi değil yasamanın işidir." denilecek mi diye bekliyordum ve iki konu, biri bedelli askerlikle ilgili -bugün burada görüşeceğiz- diğeri de OHAL kalktıktan sonra hak ve özgürlüklerle ilgili düzenlemeleri yapacak olan yasa, bunlar Meclis tarafından mı çıkarılacak yoksa Cumhurbaşkanı kararnamesiyle mi? İkisi de Meclise geldi, bunu olumlu bir işaret olarak kabul ediyorum çünkü askerlikle ilgili -ölüm var netice itibarıyla, bu konuyla ilgili bir sorun var- karar verecekse bu milletin temsilcileri, Türkiye Büyük Millet Meclisi karar verebilir, müzakere edebilir. "Bir tek konuda asla ve asla ortak ve leke kabul etmiyoruz." diyorsak o konunun en başında bu gelir yani askerlikle ilgili bir konuda yasa çıkarma yetkisini asla kimseyle paylaşmamamız gerekirdi, doğru oldu.

Değerli arkadaşlarım, fakat bir de yasayı nasıl yapacağımızla ilgili soru var ki yasa yapmak kadar önemlidir. İşte, bu soru ortada duruyor. Niçin bu yasa teklifi geliyor şimdi? Niye benim vermiş olduğum teklif ya da başka arkadaşların vermiş olduğu teklif gelmedi, görüşmüyoruz da bu teklif geldi? Demek ki hükûmetin de ihtiyacı var, hükûmet istedi, çoğunluk grubu, zaten Cumhurbaşkanı da partili, bir mekanizma işledi, geldi. "Aklın yolu bir." filan diyeceksiniz ama bunlarla ilgili hiçbir usul yok, hiçbir usul olmadan yasa yapmaya başlıyoruz ve şimdi, biz, burada el yordamıyla usulü de tespit edeceğiz.

O nedenle, Sayın Başkanımız, "Ben yaptım oldu." tarzında uygulamalardan kaçının. Madem yeni bir usul olacak, bari burada ortak akılla... Tabii, Meclis İçtüzüğü'yle ilgili çok ciddi bir çalışma yapılacak sanıyorum önümüzdeki dönemin başlangıcında ama burada usulle ilgili çok önemli şeyler yapıyorsak, Sayın Başkanım, siz tek başınıza yapmayın, bu arkadaşlarla istişare edilsin, usul tartışmaları açılsın, konuşulsun, yapılsın, ondan sonra.

Niye bu yasa geldi? Kimse bilmiyor. İhtiyaç böyle. Torbayla ilgili hiçbir şey söylemeyeceğim, "torba" diye bir yasa yapma tekniği olamaz demokrasilerde değerli arkadaşlar, böyle bir şey yok.

Bakın, eğer dediğiniz gibi yasayı gerçekten Meclis yapacaksa... Bugüne kadar hep bürokrasi yaptı, milletvekilleri biz burada okuduk, tartıştık, gittik, bürokrasi yaptı, bakanlıklardan geldi, Hükûmetten geldi, Bakanlar Kurulundan geldi. Eğer bizden gelecekse, Türkiye Büyük Millet Meclisi böyle bir altyapı oluşturmak zorundadır.

Değerli arkadaşlar, hiç kimse kimseyi kandırmasın. Danışmanlarımızın kalitesiyle ilgili, arkadaşlarımızla ilgili bir şey söylemiyorum ama yasa yapacak, yasa yazacak olgunlukta, bilgi ve donanımda yeterli sayıda danışman kadrosunun Türkiye Büyük Millet Meclisinde bulunduğunun, böyle bir geleneğinin olduğunu söylemek mümkün değil. Öncelikle bunu oluşturmak gerekiyor, eğer milletin çıkarına uygun, usulüne de uygun doğru yasalar yapmak istiyorsak.

Sayın Başkan kendine göre karar vermiş, "Problem oluşturuyordu kürsünün önünde, kameraları çıkardım." Hayır, değerli arkadaşlarım, bizim burada ne yaptığımızı milletin bilmesi lazım ve bunun...

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Bu teknik bir mevzu, olabilir.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Olur Sayın Öztürk, burada ne olduğunu göremedim, şimdi, sen oradan Giresun'dan müdahale ettin bana! Etme! Etme, ben söyleyeyim söyleyeceklerimi kardeşim! Ben biliyorum.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Hangi devirde yaşıyoruz? İşte kamera burada!

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Arkadaşlar, bizim burada yaptığımız her şeyi, her kelimeyi milletin bilmesi gerekiyor, bunu sağlayacak olan mekanizma basındır. Dolayısıyla, basının önüne hiçbir engel koymamamız gerekiyor, tam tersi basının daha sağlıklı bir şekilde çalışmasını sağlamamız gerekiyor.

Sayın Başkanım, bir son cümle daha ifade edeyim. Geçen dönemin en önemli sıkıntılarından biri zamandı, koşturuyoruz, zamanla yarışıyoruz. "Aman, bunun bugün çıkması gerekiyor, yarın çıkması gerekiyor, hemen bunu burada kestim."

Hayır, arkadaşlar, biz, hiçbir milletvekili, burada "Şunu da söylemem gerekiyordu, keşke söyleseydim ama zaman yetmedi." dememeli, her şeyi konuşmalıyız değerli arkadaşlarım. Zaten biraz evvel ifade ettik, mekanizma yok, nasıl çalışacak bu Meclis? Gerçekten Meclis yasama tekelini kimseyle paylaşmayacaksa, bunu sadece niyet... Anayasa'da bu konuda ciddi problem var. Mevcudu kabul ediyoruz, etmiyoruz, ayrı bir konu ama eleştirme hakkımız var. 16 Nisanda yapılan referandumda kabul edilen Anayasa, Türkiye Büyük Millet Meclisinin yasa yapma yetkisine ortak getirmiştir. Yani bu tartışılabilir, Anayasa değişikliğinin yapılıp bunun düzeltilmesi lazım. Ama bunun ötesinde...

BAŞKAN - O son cümleyi bir daha alabilir miyim, dikkatim dağıldı.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bitiriyorum.

BAŞKAN - Hayır, son cümlenizi bir tekrarlar mısınız Sayın Bekaroğlu.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bitiriyorum son cümlemi.

Bunun ötesinde, biz, usul olarak öyle şeyler geliştirmeliyiz ki gerçekten kaliteli yasa yapabilecek mekanizmalar işlesin burada değerli arkadaşlarım.

Teşekkür ederim.