MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Değerli arkadaşlar, bir daha tekrar ediyorum, on saattir çalışıyoruz. Evet, bu, çalışma performansını bütünüyle düşürür, hekimler gibi olacağız, bir daha sizi uyarıyorum.

Şimdi, tüccar siyaset zihniyeti devam ediyor, kimse şey yapmasın. Devlet ilk defa böyle bir şey yapıyor. Var mı başka, ben yanılıyor muyum arkadaşlar? Böyle bir kanunla bir anonim şirket kuruluyor, yurt dışında pazarlama yapacak, içeride ne yapacağı çok da belli değil, sağlık turizmi alanıyla ilgili deniliyor, özel yetkilerle donatılıyor, sermayesini devlet veriyor, böyle bir anonim şirket kuruluyor.

BAŞKAN - "Uluslararası sağlık hizmetleri alanında" diyor metin, evet.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Tamam, uluslararası sağlık hizmetleri alanında, ben de başka bir şey söylemedim ama eğer yetkilerini, üzerine yüklenenleri sayarsanız bayağı ayrıcalıklı, özel bir anonim şirket olduğu çok açık bir şekilde ortaya çıkıyor. Aracı faaliyetleri yapacak yani bu aracı faaliyetleri yapacak. Nasıl yapacak, bu nasıl olacak? Sağlık hizmetlerinin uluslararası tanıtımını yapacak. Tanıtımını yaparken içeride yasak olan birçok şeyi dışarıda yapacak. Sonra içeriye bu nasıl yansıyacak? Yani bu konuyu çok fazla bilmiyoruz bir de yani. İlk defa çünkü böyle bir şey deneyeceğiz. Sadece bu madde bile, burada yapılan değişiklik bile sağlık hizmetlerine nasıl bakıldığını çok açık bir şekilde ortaya koyuyor.

Sayın Muş "Böyle değil." diye ifade etti, rakamlarla anlattı. "Bizim dönemimizde sağlıkta şu standartlarda bu iyileşmeler oldu. Eğer biz kâr, müşteri şeyiyle baksaydık böyle olmazdı." filan gibi bir şey söyledi. Öyle değil. Yani şu düzenleme bile çok açık, net bir şekilde ortaya koyuyor ki birçok konuya olduğu gibi Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmeti bu konuya da gerçekten bir kâr hesabı, para, kazanç, bu hesapla bakıyor. Çok net bir şekilde görülüyor.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Niye teşekkür ettin ki?

BAŞKAN - Yani tespitlerinizle ilgili. Evet, buyurun.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bir doğrunun altını çizdiğim için mi, bir gerçeğin altını çizdiğim için mi? Evet, fikrimi kabul ettiğiniz için.

Ya ben şaşıyorum. Madem Sayın Başkan teşekkür etti, fazla vaktinizi almayacağım.

BAŞKAN - Çok teşekkür ediyorum.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Şaşıyorum yani. Siz, Adalet ve Kalkınma Partisi heyeti gerçekten mütedeyyin, medeniyet iddiası olan, Batı filan, bambaşka olaylara bakan, böyle bir heyet nasıl oluyor da...

BAŞKAN - Geçmişten iyi biliyordunuz da...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - ...bu kadar hesap kitap, bu kadar kâr, bu kadar para, bu kadar performans, böyle bakabiliyor? Nasıl oluyor da hastaya, insana bütünüyle müşteri gözüyle bakabiliyor, gerçekten ben hayretler içindeyim.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum. Tekrara düşmeye başladık, o yüzden teşekkür ediyorum.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Peki, tamam, bitiriyorum.

BAŞKAN - Ama daha söz talepleri var.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan kesti, kırmayalım onu, tamam.