KOMİSYON KONUŞMASI

MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Ben öncelikle şunu ifade etmek istiyorum: Eski bir KİT Genel Müdürü olarak, bu KİT Komisyonunda hesap veren biri olarak, aynı zamanda 25, özellikle 26'ncı Dönemde de KİT Komisyonu üyesi olarak çalışan birisi olarak şunu ifade etmem gerekir ki bu Komisyon belki de Türkiye Büyük Millet Meclisi komisyonları içerisinde en teknik -ama çalışma olarak da en teknik- çalışan bir komisyon. Sonuçta denetim yapıyoruz, vebali olan bir komisyon. Üyeleri itibarıyla da geçen dönemki tespitlerimiz ve bizim daha önce hesap vermek üzere geldiğimiz bu Komisyonlardaki tecrübelerimiz şunu gösterdi ki burada grup olarak hareketten ziyade, milletvekilleri, bireysel olarak kendi vicdanlarıyla değerlendirmelerini yapıp kararlarını verirler yani bu Komisyonun öyle bir özelliği var. Bu Komisyonda çünkü her konu teknik, önümüzde teknik bir rapor var, siyasi bir rapor değil. Hatta zaman zaman bunların siyaset alanına çekilmesi zarar vermektedir. Ben buradan bir kardeşiniz olarak naçizane şunu ifade edebilirim: Bizim önümüze zamanında, zamanlı olarak teknik bir rapor gelecek. Bizim buradaki görevimiz, bu gelen rapor, ki biz bu raporlara güvenmek zorundayız yani doğru bilgi dediğiniz şey sonuçta denetlenmiş bilgidir, o da Sayıştay kanalıyla rapor olarak önümüze gelecek. Kafamızın yatmadığı yerde, eksik gördüğümüz yerde elbette ilave bilgiler için hem kuruma hem Sayıştaya eksik gördüğümüz yerlerini de söyleyebiliriz; bunlar işin ayrı bir yönü. Ama bu Komisyonlarda genellikle düşülen hata dedikodu bilgileriyle Komisyona gelip bir değerlendirme yapmaktır. Ben bunu genel müdürken de gördüm, o gün de eleştiriyordum. Kurumla hiç alakası olmayan ya da dışarıdan bakanların yaptığı birtakım değerlendirmelerin toplanarak -ki bu da bazen bu Komisyonun üyelerinde bir usul hâline gelebiliyor- burada, kurum yöneticilerine sorulması yani bazen belki buradaki Komisyonun verimini düşürmedeki en önemli faktörlerden birisi oluyor.

Benim tavsiyem -yani bunu bir hakikaten bu Komisyonun çalışmalarının daha iyi, kaliteli, olması açısından söylüyorum- öncelikle gelen raporları çok iyi bir şekilde değerlendirip gelmemiz lazım, çok iyi şekilde okuyup de onun üzerine burada konuşmamız lazım, konuşmalar zaten burada bu şekilde olur. Ben bugüne kadar da ne iktidar partisinin ne muhalefetin yani o teknik raporda Sayıştayın önerisinin muhalifine bir karar alındığını da görmedim ve hatta çoğu zaman birçok konunun devam etmesi, kurumu tarafından incelenmesi kararının iktidar milletvekilleri tarafından getirildiğine de şahit oldum, geçmişte de bugün de de. Yani bu Komisyonu biraz daha farklı görmek lazım, çalışmaların da o şekilde ele almak, bu şekilde bakmak lazım. Sonuçta hepimiz diyoruz ki: Burada bir denetim olayı, bunun vebali var, hepimiz için vebali var, bireysel olarak, milletvekilleri olarak. Yani baştan böyle bir gruplamanın Genel Kuruldaki ya da başka komisyonlardaki çalışmalarda -ki bu da bir önyargı- böyle bir şey yapmanın bu Komisyonun teknik yönüne çok uygun olmadığını, belki de sayın milletvekilimizin daha önce Komisyonda görev almamış olmasından ya da komisyon çalışmaları hakkında yeterli bilgi sahibi olmamasından kaynaklanıyor diye düşünüyorum. Bu Komisyona iktidar muhalefet diye bakmamak lazım diye baştan ifade etmek istiyorum. Ben o sözün de "Milliyetçi Hareket Partisi, AK PARTİ evet diyecek; biz hayır diyeceğiz." Bu sözün referandumdan gelen bir şey olarak olduğunu düşünüyorum. Bu şekilde de sonucunu yumuşatarak hepinize çok teşekkür ediyorum.