| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 20 .07.2018 |
ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Sayın Başkan, biliyorsunuz, "Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun" diye bir kanun var. Bu kanunda, bir suç şüphesi ya da işte suç işlenerek bir mal varlığı edinilmiş ve bu mal varlığı tespit edilebilmişse yani kamuoyunda bilindiği ismiyle bir kara para söz konusuysa bu durumlarda zaten ilgili şirketlere Ceza Muhakemesi Kanunu'nca el konulmasının da imkânı var yani kayyum atanmasının imkânı var. Zaten, bu, mevzuatta olan bir şey ama bu darbe sonrasında TMSF'ye verilen yetkiler ve oradaki şirketin devriyle birlikte bütün o şirket hakkındaki tasarruflarda bulunmalar ve bütün bunların hiçbir şekilde herhangi bir sorumluluğu kapsamaması yani bütün işlemleri yapanlar hakkında ne cezai anlamda ne de hukuki anlamda hiçbir sorumluluğun olmaması hakikaten kabul edilemez bir durum.
Şimdi, Sayın Başkan, Türkiye'de maalesef bizim ekonomimiz gitgide bozuluyor yani dolar geldi 5 TL sınırına. Bunun sebeplerinden biri de hukuk sisteminin sağlıklı bir şekilde işlememesi. Çünkü yatırımcı Türkiye'ye nasıl gelir? Yani bir yatırımcının Türkiye'de yatırım yaparken ilk bakacağı iş hukuk güvenliğinin olup olmadığıdır. Bir Türk firmasıyla ortaklık kuracaksa önce gerçekten bağımsız yargının olup olmadığa ve mal varlığının, maddi olarak getirdiği yatırımın hukuken korunup korunmayacağına bakacak. Böylesine bir düzenlemenin üç yıl boyunca TMSF'ye tekrar verilmesi ve bunun devam etmesi, psikolojik olarak da bir baskı ortamını oluşturacaktır.
Bakın, bu tip düzenlemeler, Türkiye'ye doğrudan yatırım yapacak büyük sermayeyi kaçırır ve bununla birlikte de ekonomik olarak hem döviz, dolar, euro yükselir hem de Türkiye'deki ekonomi gitgide bozulur. Yani bunun vatandaşa yansımaları da kısa süre içerisinde ortaya çıkar. Biliyorsunuz, son dönemde hepsinin ölçümü olduğu için söyleyebiliyoruz, çok sayıda da şirketi batan veya kepenk kapatan esnaf var yani ekonomi bozulmaya başlayınca onun önü gelmiyor. Dolayısıyla, iş adamlarını böyle, sermayenin üzerinde, âdeta onları psikolojik baskı ortamında tutmaya yönelik bir sopa olarak gösterilen bir düzenlemenin geçmemesi lazım.
Şunu biliyoruz ki: FETÖ'nün sahip olduğu şirketlerin genel kapsamı itibarıyla birçoğuna el konuldu. Yani hani, şu şirket FETÖ'nün şirketidir diyebileceğimiz ve el konulmayan bir şirket yok. Bunun dışında, araştırmalar sonunda bilinmeyen bir şekilde ortaya çıkması durumunda, zaten mevzuat hükümleri ona her türlü tedbiri uygulamaya imkân tanıyor. Dolayısıyla sadece bu bahaneyle, bu sunularak böyle bir yetkinin üç yıl boyunca verilmesi hakikaten ülke ekonomisine ciddi zarar verecektir Sayın Başkan.
Yine, burada görev yapanların biliyoruz ki hiçbir kişisel sorumluluğu yok, her türlü koruma altındalar; bu da yine kabul edilemez bir durum.
Teşekkür ederim.