CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; öncelikle yeni dönemimizin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.

Benden önceki konuşmacılar özellikle Sayın Bülent Kuşoğlu ve Sayın Abdullatif Şener olmak üzere diğer konuşmacıların bu teklifle ilgili dile getirmiş oldukları eleştirilere aynen iştirak ederek sözlerime başlamak istiyorum.

Özellikle denetim konusunda sıkıntının olduğu dile getirilen bir yapı oluşturmaya çalışıldığı gözlemlenmekte ve yine, kurumda çalışan personelin her ne kadar yüzde 30 ve yüzde 50 oranında ödenek fazlalığıyla emekli edilmeye çalışıldığı ifade edilse de burada, esasen, çalışanların hem işçi statüsüne döndürülmesinin hem de İstanbul'a taşınmayla birlikte kurum çalışanlarının da özellikle emekliye sevk edilmeye zorlanmasının ciddi mağdurluklar yaratacağı çok açıktır.

Bunun yanı sıra, şu değerlendirmeyi yapmak istiyorum Sayın Başkanım: Her ne kadar bu maddeyle ilgili söz almışsam da Komisyonumuzun genel çalışmasıyla alakalı kısa bir öneri ve eleştiride bulunmak istiyorum.

Birincisi: Göndermiş olduğunuz dağıtım cetvellerinde Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerinden başlayarak çok sayıda meslek örgütü, sendika vesair bulunmakta. Bunların arasına Türkiye Barolar Birliğinin de eklenmesi gerektiğini ben öneriyorum. Özellikle de Barolar Birliğinin ülkemizde çıkacak olan yasalarla ilgili önereceği hususlar mutlaka olacaktır.

İkinci konu: Biraz önce bürokrat arkadaşlarımızı tanıdık. Bürokrat arkadaşlarımıza da değerli fikirleri nedeniyle öncelikle teşekkür ediyorum, tabii ki burada olmaları da bu Komisyonumuzun çalışma esası yönünden çok önemli. Ben önemli görüyorum ama şimdi "yeni sistem" diyoruz, yeni sistemde artık kanun teklifi var. Önümüzdeki kanun teklifine baktığımızda da İstanbul Milletvekili Sayın Mehmet Muş "Grup Başkan Vekili" sıfatıyla, Ankara Milletvekili Mehmet Naci Bostancı "Grup Başkanı" sıfatıyla...

BAŞKAN - Yok "milletvekili" sıfatıyla veriyoruz.

CAVİT ARI (Antalya) - Evet "milletvekili" sıfatıyla...

Şimdi, oturma düzenine baktığımızda ise Sayın Muş'un arkasında tüm bürokratlar var. Ben, bu oturma düzeninin burada, sanki bürokrat arkadaşların yani devleti temsil eden kişilerin bu kanun teklifini sunanların -sonuçta bir partinin mensubu milletvekili arkadaşlarımız- arkasında destek veren bir görüntü taşıdığını düşünüyorum. Dolayısıyla Sayın Muş'un bundan sonra bürokrat arkadaşlardan ayrı bir yerde oturması, Komisyonumuzun çalışma mantığına daha uygun olacaktır. Eğer doğru görürseniz, bundan sonra farklı bir siyasi partinin bir kanun teklifi veya bir grup başkan vekilinin kanun teklifi olduğunda da kanun teklifini sunan milletvekili Sayın Muş'un yerinde oturduğunda aynı bürokrat arkadaşlar ona da teknik destek verecekler mi?

BAŞKAN - Her hâlde, başka türlü olabilir mi?

CAVİT ARI (Antalya) - İşte bu oturma düzeninin...

BAŞKAN - Ama sorun, sizin teklifinizin gündeme alınıp alınmayacağı.

CAVİT ARI (Antalya) - Hah, işte, dolayısıyla pratikte sonucu olmayan bir durumla karşı karşıyayız.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Bunu sorun olarak tanımladınız değil mi Sayın Başkan?

CAVİT ARI (Antalya) - Evet işte, dolayısıyla pratikte olmayacak olan bir durum söz konusu.

Ben, devletimizin temsilcisi niteliğinde olan bürokrat arkadaşlarımızın burada bir siyasi partiyi temsil eden milletvekilinin arkasında yer almasını etik olarak doğru görmediğimi ifade etmek istiyorum ve teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Sayın Arı, çok özür dilerim, bu son cümlenizi kabul edemeyeceğim. Yani buradaki bir oturma düzenine etik olup olmamak gibi bir derleme yapmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Tabii ki bütün bürokrat arkadaşlarımızın buradaki yasama süreçlerinde Komisyonumuza ve teklif sahibi olan arkadaşımıza... Çünkü sadece Sayın Mehmet Muş'a teklif sahibi olarak verilen bir destek değil, bürokrat arkadaşlarımız istediğimizde Komisyon üyelerimizin ya da milletvekillerimizin sorularını cevaplayacaklar, teknik olarak açıklamalarıyla bizleri aydınlatacaklar ve yasama sürecinde bize yol gösterecekler.

CAVİT ARI (Antalya) - O konuda hiçbir sorun yok Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Müsaade ederseniz...

Oturma düzeni açısından baktığınızda, tabii ki hangi milletvekilimizin teklifi teklif sahibi olarak görüşülse de aynı oturma düzeni olacaktır; gene bürokrat arkadaşlarımız da hem teklif sahibine hem de Komisyon üyelerimize destek verecekler.

Ben çok net söyleyeyim: Plan ve Bütçe Komisyonunun kuruluşundan bugüne kadar ele almış olduğu tasarı ya da tekliflere baktığınızda yüzde 95'inin hükûmetlerden gelen tasarılar olduğunu görüyoruz. Kurulduğundan bugüne bakıyorum, birleştirmenin dışında direkt olarak hiçbir şekil, zaman bir muhalefet partisi milletvekilinin vermiş olduğu bir teklif Plan ve Bütçe Komisyonunda asla gündeme alınmamış.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hiç.

BAŞKAN - Hiç, örneği yok ve yüzde 95'i de şey... Yani bu a parti, b parti, c parti değil, uygulama. Niye? Anayasa zaten Plan ve Bütçe Komisyonunu tanımlamış. Her ne kadar Meclisin bir idari organı olarak görülmesine rağmen Komisyonu eski Anayasamız bir iktidar komisyonu olarak tanımlanmış; "40 üyeden oluşur, en az 25 tanesi iktidar partisinin milletvekillerinden oluşur." diyerek bir iktidar komisyonu tanımlaması vardı. Ancak 16 Nisan referandumu ve yeni Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle birlikte Komisyonumuz da bu düzenlemeler, 162 ve 163 kaldırıldığı için çok daha demokratik bir ortama bürünmüştür; sayımız 30'a gelmiştir, üye sayıları sandalye dağılımına göre belirleniyor, AK PARTİ'nin de şu an itibarıyla Komisyondaki temsili 15 üyeyle sınırlıdır.

Onun için burada yeni sistem, bütün Genel Kurul ve komisyon çalışmalarının çok daha demokratik bir işleyişine imkân verecek bir düzenleme.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ama artık iktidar partisi yok Sayın Başkan.

BAŞKAN - Yok işte onu söylüyorum, onu söylüyorum zaten.

CAVİT ARI (Antalya) - Bürokrat, bakanın arkasında durabilir Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Efendim, bürokrat hepimizin arkasında duracak, bürokrasinin işi bu yani bize bu süreçlerde destek vermek, varlık sebepleri o zaten. İstiyorsanız yanınızda oturtayım.

CAVİT ARI (Antalya) - Ben "Bürokratlar niye burada?" demiyorum, tam tersi, burada olsunlar istiyorum.

BAŞKAN - Nerede oturduğu önemli değil ki verdiği destek önemli.

CAVİT ARI (Antalya) - Ben Sayın Muş'un oturma yerine özellikle...

BAŞKAN - Yanıma mı alayım, oturtayım Sayın Arı, ne yapayım yani?

CAVİT ARI (Antalya) - Uygun bir yer bulun efendim.

BAŞKAN - Uygun yer buldum, en uygun yer olarak da orayı gördüm ve Sayın Muş da sandalyesinden memnun.

Teşekkür ediyorum.