| Komisyon Adı | : | İÇİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 13 .01.2015 |
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Bir saat konuşsam yeter mi Sayın Başkan?
BAŞKAN - Valla, takdirleriniz bilir efendim, artık bir şey söyleyemiyorum, söylerken fırça yiyorum.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar, değerli bürokratlar, kıymetli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, bu maddeyle ilgili 2010 referandumunda sizin ve bazı destekçilerinizin söylediği bir sözü tekrar ederek başlamak istiyorum "Yetmez ama evet." Şimdi, "Niçin yetmez?" sorusuna gelince: AKP hani "Her şeyi düzelttik." diyor ama AKP döneminde karışan ve toplumda gerçekten çok ciddi sıkıntılar yaratan olaylar var. Bir defa, sebepleri nedir bilmiyorum, AKP döneminde boşanma vakaları katlanarak arttı. Bunun ekonomik sebepleri var, Hükûmetin uyguladığı yanlış politikaların sonuçları var ama bu boşanma dediğimiz olay birçok gencin, çocuğun ya annesiz ya da babasız kalmasına sebep oldu. Dolasıyla, siz uyguladığınız sosyal politikaları gözden geçirip "Bu boşanma hadisesinin bu kadar artmasının temelinde ne var, bunu nasıl çözeceğiz?" sorusuna cevap bulmadan bu ya anasız ya babasız ama sevgi eksikliğiyle büyüyen çocukların kurtuluşu burada aradığını unutmayacaksınız, bu uyuşturucuyla mücadele konusunda topyekûn bir eylem planı yapacaksınız. Bunun için de boşanmalar çok önemli bir konu ve sosyal bir yara.
İkincisi, tabii ki siz uyuşturucunun kullanımını ve satımını cezalandırıyorsunuz. Bu güzel ama cezalandırmak bu işi tek başına çözmüyor. Bu uyuşturucunun üretimini ve dağıtımını da kontrol edeceksiniz. İşte biraz önce Sayın Türkoğlu'nun ifade ettiği gibi, siz bu işle mücadele edecek ekibi sürekli değiştirdiğinizde devletin bu konudaki hafızasında da maalesef kopmalar yaşanıyor. Bu konunun da üzerinde çokça durulması lazım.
Üçüncü bir konu, deminki, bir önceki maddede de söyledim, özellikle bu Suriye'den gelen kayıtlı, kayıtsız, işsiz güçsüz, piyasayı karıştıran vatandaşların ve... Gene, AKP iktidarının uyguladığı bir başka yanlış konu da üçüncü dünya ülkeleriyle yapılan karşılıklı vizelerin kaldırılmasına dönük vize anlaşmaları. Bu da Türkiye'de çok sayıda işsiz güçsüz, parasız pulsuz kaçak göçmenin Türkiye'ye girişini kolaylaştırmıştır. Yani bugün işte Muğla kıyılarından Yunan adalarına geçmek isterken batan teknelerde ölen göçmenlerin hepsi Türkiye'ye maalesef kaçak girmemiştir, bir kısmı bu şekilde yapılan anlaşmalarla Türkiye'ye girişleri legaldir ancak süresi içinde çıkmayarak kaçak hâle gelmişlerdir ve bunlar Türkiye üzerinden bir Avrupa ülkesine gitme... Ama tabii, bu süre içerisinde de bunlar başta uyuşturucu olmak üzere birçok suçta kullanılmaya müsait insanlardır. Bu konunun üzerinde de çokça durulması lazım.
Yine, AKP iktidarı döneminde başka bir önemli konu var arkadaşlar, bunun da üzerinde aslında uyuşturucu kadar durulması gerekir. Yapılan birçok araştırmaya göre antidepresan ilaçların kullanımı çok ciddi bir grafikle yükselmektedir. Bu da aslında bu ilaçların ve bu tip uyuşturucu vesaire gibi kullanıma da bir geçiş oluşturduğunu da bilmek lazım, bunların da uzun vadede bağımlılık yaptığını bilmek lazım. Bunun sebeplerinin de bence üzerinde Hükûmetin çalışması lazım.
Terörün finansmanı konusunda tabii, en önemli konulardan bir tanesi bu uyuşturucu ticaretidir. Geçtiğimiz günlerde İstanbul'un göbeğinde yaşanan mafya hesaplaşmaları da düşünüldüğünde Hükûmetin uyuşturucuyla mücadele, mafyayla mücadele, terörle mücadele, terörün finansmanıyla mücadele konusunda ne kadar sıkıntı içinde olduğu ayan beyan ortadadır. İstanbul'un göbeğinde günlerce süren hesaplaşmalar gerçekleştirilmiştir, bu şekilde onlarca vatandaş öldürülmüştür, bundan sonra da bu hesaplaşmaların devam edeceği maalesef anlaşılmaktadır. Bu hesaplaşmalara devlet el koyamayınca artık devletin kontrol edemediği yerleri başkaları kontrol etmektedir.
Ben bütçe konuşmaları sırasında da çokça üzerinde durdum hem Komisyonda hem Genel Kurulda, kaçakçılıkla mücadeleyi Hükûmet ciddiye almamaktadır. Bu konuda da çok ciddi bir sıkıntı var. Tabii, kaçakçılıkla mücadele etmek için hem sınırlarınıza hem de sınır kapılarınıza hâkim olmanız lazım. Devletin kontrolünde çalışan havalimanlarında bile uçağın inişiyle kalkışı arasında yüzlerce kilo altının kaybolduğu düşünülürse bu şekilde hangi özel uçaklarla Türkiye'ye uyuşturucunun girip çıktığını da birazcık herhâlde tefekkür etmemizde fayda var.
Bu konuda en önemli konulardan bir tanesi de eğitim konusu arkadaşlar. AKP 5'inci Millî Eğitim Bakanını göreve getirdi iktidarı döneminde ve eğitimi baştan aşağıya hem içerik olarak hem eğitim yönetimi olarak hem öğretmen görevlendirilmesi vesaire bir bütün olarak oyuncak hâline getirdi, en sonunda da bir gecede 10 binlerce okul müdürünü görevinden aldı, yerine sarı sendika ve parti teşkilatları tarafından hazırlanan bir listeyi göreve getirdi. Bu konuda Muğla'da birkaç tane skandal yaşandı. Bir tanesi, bir komisyon üyesi Milas'ta dedi ki: "Ben Allah'tan korkarım, önüme konulan her şeye inanmadığım şekilde puan vermem." İl millî eğitim müdürünün baskısıyla komisyondaki görevinden el çektirildi ve ona rağmen, o komisyon üyesinin görev yaptığı birkaç saat içerisinde mülakata giren sarı sendikanın hazırladığı 4 kişi atanamadı ama onun dışındakileri -bütün Meclis gündeminde soru önergeleriyle, Millî Eğitim Bakanlığıyla yaptığımız bütün görüşmelere rağmen- atadılar. Sonrasında, bana velilerimizden bir bilgi geldi gene Muğla'da olmuş bir olay. Öğrencisine cinsel tacizde bulunmaktan disiplin soruşturması geçirmiş ve disiplin cezası almış bir öğretmenin gene bu atamalarda okul müdürü olarak atandığını öğrendik. Bunu Millî Eğitim Bakanına sorduk 17 Aralık günü, 19 Aralık günü okul müdürü görevinden istifa ettirildi ama bunun devamında da hâlâ elimizde başka bilgiler de var. Bir tane daha şimdi, soru önergesini gene Millî Eğitim Bakanına gönderdim, muhtemelen o ikinci okul müdürünü de istifa ettirecekler ama bunları atayan zihniyet yerinde duruyor ve çocuklarımız bu tip sapık adamların idare ettiği okullara gidecek. Yani şimdi bu zihniyet değişmeden, eğitim bir düzene girmeden ve eğitim bir politika hâline gelmeden, bırakın millî ve devlet politikası olmayı AKP politikası hâline bile gelemedi çünkü AKP'nin her getirdiği Bakan eğitimi babasının oyuncağı zannetti, eğitimle farklı bir şekilde oynadı. Şimdi, bu şartlarda yetişen çocuklar da... Artık ilkokullara, ortaokullara indi bu iş. Cezaları artıralım, tedbirleri alalım ama bu eğitimi hizaya getirmeden bu mantıkla idare ettiğimiz okullarda bununla baş ademeyiz arkadaşlar. Herkesin şöyle elinin arasına kafasını alıp düşünmesi lazım, bu eğitim yapısını herkesin gözden geçirmesi lazım. Çok vahim bir tablo. Yani ben kendi ilimde 3 tane böylesine, benim öğrenebildiğim, kabul edilemez bu skandalın yaşanmasından dolayı da utanıyorum ama bunu yapanlar utanmıyor, yerinde oturuyor. Bu skandalların altına imza atanların hepsi yerinde oturuyor.
Onun için, ben gene de her şeye rağmen, bu maddenin inşallah bu konuda hayırlara vesile olmasını diliyor, hepinize teşekkür ediyorum.