| Komisyon Adı | : | İÇİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Karayolları Trafik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/860) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 15 .10.2018 |
ZEYNEL ÖZEN (İstanbul) - Sayın Başkan, teşekkürler.
Değerli Başkanım, zaten sorunları tartışma veya soruna bakış açımız farklı olduğunda sorunun etrafında dönüp dolaşıyoruz. Şimdi, yani bu yasanın tümüne de bakarsanız ben şunu şöyle özetleyebilirim: Biz sineklerle uğraşıyoruz, sinekleri yok etmeye çalışıyoruz ama bataklığı kurutmayı hedeflemiyoruz. Yani trafik yasasına da baktığımızda, işte koruculara da baktığımızda tüm sorunlara biz yanlış... Ben Alevi hareketinden gelen biriyim, HDP milletvekiliyim, HDP'liyim ama şu sorunu çözmüyor: Filan örgüte veya şuna sen "terörist" demişsin, "iyi" demişsin, "kötü" demişsin, bu sorunu çözmüyor. Bir bataklık var. Bu bataklığı kurutmadan bu sorunları çözemeyiz. Trafik kanunları getiriyorsunuz -ben yirmi beş, otuz yıl Avrupa'da yaşayan biriyim- öbür tarafı şey yapmıyorsunuz. Yani eğitimmiş veya işte göç sorunu, toplu taşımacılığın önemi, yatırımlar... "Çok güzel yollar yaptık." diyorsunuz. Doğru, yaptınız ama bugün metropollerde eğer Sivas nüfusunun 2-3 katı kadar Sivaslı varsa İstanbul'da bunu devlet çözmek zorunda. Siz İstanbul'da o "dev proje" dediğiniz projelerle rant üzerine, bir yatırım üzerine gittiğiniz zaman insanlar oraya gidiyor, orayı kaldırmıyor. Ne yaparsanız yapın bu sorunu çözemezsiniz. Çözebilmeniz için bu sorunun nedenlerini ortadan kaldırmanız gerekiyor. Yani oraya yaptığınız masrafların yüzde 1'ini Sivas'a yapsaydınız o insanlar oraya göçmez, huzurlu biçimde, güvenli biçimde orada yaşar ve bu trafik kazaları bu kadar da olmaz.
Öbür tarafta, işte, korucular, bu kişisel verilerin... Yani şeyi düşünmüyoruz, yani ne kadar demokratikleşirsek, ne kadar bu sorunları çözersek bunlara gerek kalmaz. Bu sorunlarla biz sopayı göstererek -her şeyde- insanları ıslah etmeye çalışıyoruz. Bu da, demokratik bir ülkede, demokratik bir hukuk devletinde bunlara başvurulmaz. Esas kaynağı, bunun çözümü... Yani böyle bir tanımlamayı ben -hep Mecliste görüyorum- doğru da bulmuyorum, etik de bulmuyorum.
Yani benim size ne deyip ne demediğim önemli mi? Önemli olan bu sorunların kaynağı nedir?
Teşekkür ediyorum.