| Komisyon Adı | : | İÇİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 13 .01.2015 |
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Valla zaman da çok geçti. Biz bu maddeyle ilgili çekincelerimizi yasanın tümü görüşülürken de dile getirdik. Sayın Hasan Hüseyin Türkoğlu da bu yasayla ilgili tereddütleri dile getirdi ve ben o tereddütlere iştirak ediyorum.
Şimdi, biliyorsunuz İl İdaresi Kanunu'nun 11'inci maddesinde valinin ilde kamu düzeninin sağlanması, esenliğin sağlanmasıyla ilgili her tür tedbiri alma yetkisi var. Şimdi zamanımız olsa tüm arkadaşlarımdan rica ediyorum, lütfen 11'inci maddeyi okusunlar. Orada çok geniş yetkiler verilmiş valiye. Şimdi, valiye bu geniş yetkiler verilmişken neden bu ilave tedbirler bu tasarıya kondu, neden öyle bir ihtiyaç hissedildi, doğrusu onu bilmiyoruz. Bizim aklımıza şey geliyor, şimdi, Gezi protestoları, zannediyorum, ya Eskişehir'de veya İzmir'de olduğu vakit bu toplumsal olaylara müdahale araçları su püskürtüyorlar ya -bu, basında da yer aldı- efendim, o araçlara belediye su doldurmamış. Olabilir yani kendi... Yani, bu tür şeyler göz önüne alınarak böyle bir düzenleme yapılıyor.
Şimdi, zaman zaman da dile getiriyoruz. İşte, Enver Paşa'ya demişler ki: "Ya, yok işte, bu, kanun gerektirir." Enver Paşa demiş ki: "Yok kanun, yap kanun." Biliyorsunuz, Enver Paşa dönemini anlatırken bu hep söylenen bir sözdür "Yok kanun, yap kanun." Yani, efendim, bir şey mi olmuyor? O zaman biz kanun çıkarırız. Cargill'i koruyacak mıyız? O zaman, efendim, Danıştay Kanunu'nu etkisiz hâle getirmek için kanun çıkarırız. Biliyorsunuz bu özelleştirmeyle ilgili, 5 özelleştirme işi, limanlar, efendim, Balıkesir SEKA ve diğerleri yani 5 özelleştirme işiyle ilgili kanun çıkardınız. Ne oldu? Anayasa Mahkemesi iptal etti.
Şimdi, hukuku bu kadar küçümsemek yani hukuku bu kadar kale almamak bana göre bir siyasi iktidar için uygun bir şey değildir. Bu tedbirlere hiç gerek yok. Bunlar tamamen insanları, kamu idarelerini sıkıntıya sokacak tedbirlerdir.
Şimdi, asıl olan 2'nci bentte bu 66'ncı maddeyle ilgili husus çok önemli. Bu 66'ncı maddede düzenlenen husus, görünmez bir olağanüstü hâldir arkadaşlar, görünmez bir olağanüstü hâl. Anayasa'nın arkadan dolanılmasıdır bu. Anayasa'nın zannediyorum 120'nci maddesinde, kamu düzeninin bozulması nedeniyle olağanüstü hâlin nasıl ilan edileceği belirlenmiş. Siz onu şimdi baypas ediyorsunuz, efendim, adına olağanüstü hâl demiyorsunuz, güya sanki tedbirleri vali almış gibi görünecek, tabii, Hükûmet üstlenmeyecek, vali almış gibi görünecek ve örtülü bir olağanüstü hâl getiriyorsunuz.
"Şiddet olaylarının yaygınlaşarak kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasına yol açabilecek toplumsal olaylar" diyor. Bu kamu düzeni deyimi muğlak bir deyimdir. Efendim, son yıllara kadar kimse kamu düzeninden bahsetmiyordu. Zannediyorum dört veya beş aydır, işte, kamu düzeni kelimesi Hükûmet erkânınca sıkça kullanılmaya başlandı. Ondan önce sanki kamu düzeni tam sağlanıyordu da şimdi kamu düzeni bozuldu. Şimdi, değerli arkadaşlar, bu, örtülü bir olağanüstü hâl örtülü bir sıkıyönetim tedbiridir. Vali, hem durumu tespit edecek hem de tebliğ edecek ve buna uymayanlar da cezalandırılacak. Bu olmaz. Demin de ifade ettim, insanlar İzmir'den yola çıktılar Manisa'da yolları kesildi; Antep'te yola çıkacaklardı, Başpınar'da yolları kesildi. Başpınar'ı bileniniz vardır muhtemelen veya işte Antep'in girişi. Başpınar'da yolu kesildi. Başka illerden yola çıkan öğretmenlerin bir süre sonra yolları kesildi.
E yani şimdi bizde demokrasi böyle uygulanıyor, siz demokrasiyi böyle uyguluyorsunuz. Demokrasinin böyle uygulandığı bir ülkede demokrasiyi böyle uygulayan bir iktidar bu yasayı bu şekilde çıkarırsa neler yapmaz ki? Biz bundan ciddi endişe ediyoruz, gerçekten endişe ediyoruz. Bakın, bunu samimi söylüyorum. Yarın biz oraya oturursak bunları en ağır şekilde size uygulayacağız bakın. En ağır şekilde size uygulayacağız, tamam mı, nasılmış göreceksiniz siz.
BAŞKAN - Size uygulatmayacağız.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Hayır, biz uygulayacağız, uygulayacağız, Türkiye'yi bu duruma getirenlerden hesap soracağız.
ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Hukukla.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Elbette hukukla. Yoksa ne gücümüz var başka?
ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Sizin hukukunuzla.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Başka ne gücümüz var?
Şimdi, kanunları bu kadar ikide bir değiştirmeye gerek yok. Arkadaşlar, bakın şunu söyleyeyim: Siz hangi kanunu çıkarırsanız çıkarın, esas olan uygulamadır, uygulama! Siz kanunu nasıl uyguluyorsunuz, ona bakın siz. Yoksa efendim, İngiltere'de yazılı kanun yok. Uygulama sizin yarattığınız -şu anda otoriter- iklime göre olur ise siz ne kanun çıkarırsanız çıkarın. Efendim, otoriter bir yönetim var şu anda. Onun için, aslında biz sizin zamanınızı belki boşa alıyoruz. Biz ne kanun çıkarırsak çıkaralım, kanunlar uygulanmıyor ki, kimse uygulamıyor.
Şimdi iki üç örnek vereceğim size, uygulanmayan kanunları, ondan sonra sözlerimi bitireceğim. Zaten biz bununla ilgili, dediğim gibi, genel görüşlerimizi yasanın tümü üzerinde konuşurken dile getirmiştik. Kanun nasıl uygulanmıyor, birkaç tane örnek vereyim arkadaşlar size: Savcının talimatını kolluk yerine getirmiyor. Kanun gitti mi? Gitti.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Anayasa gitti, 138.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Anayasa gitti. Neyse, gitti, Anayasa gitti. Yani kanun derken tabii. Anayasa'yı da... Anayasa gitti mi? Gitti.
Şimdi, Danıştay veya idare mahkemesi bu kaçak sarayla ilgili karar verdi. O zamanki Sayın Başbakan ne dedi? Dedi ki: "Ben yapacağım, gireceğim, oturacağım, güçleri yetiyorsa gelsin yıksınlar." Öyle demedi mi? Dedi. Ortada kanun kaldı mı? Kalmadı.
Şimdi, eski Cumhurbaşkanı ne kadar oldu Cumhurbaşkanlığından ayrılalı? Ne kadar oldu, zannediyorum beş altı ay oldu herhâlde değil mi? Hâlâ Huber Köşkü'nde oturmaya devam ediyor. Ortada kanun kaldı mı? Kalmadı.
Arkadaşlar, orada oturmaya devam ediyor.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Görev tahsisli Köşk değil mi?
ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Ama köşkte doğdukları için...
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Yani şimdi biz ne yaparsak yapalım, kanunlar uygulanmadıktan sonra niye boşuna mesai tüketiyoruz ki.
O nedenle, hepinizi yetkilerinize sahip çıkmaya davet ediyorum. Yoksa işte geldik, görevimizi yaptık, gidiyoruz vesaire.
O nedenle, değerli arkadaşlar, bu kanun da iyi uygulanmayacak -zaten ileriki maddelerde de ayrıca görüşümüzü ifade edeceğiz- kolluk güçleri siyasallaştırılıyor, tüm kurumlar siyasallaştırılıyor, kurumlar zayıflatılıyor, kurallar uygulanmıyor, kurallar bir kişinin iradesine göre ya şöyle değiştiriliyor ya böyle değiştiriliyor, ondan sonra biz de demokrasi oyunu oynuyoruz.
Çözüm: Tek madde; çözüm tam demokrasi arkadaşlar. Tam demokrasiyi gerçekleştirelim, ondan sonra sizi destekleriz ama bunların hiçbirisi demokrasiyi sağlayabilecek düzenlemeler değildir. Bunlar, her muhalif sesi, kimden gelirse gelsin susturma çabalarının birer aracı olarak kullanılacaktır diyorum.
Teşekkür ediyorum.