KOMİSYON KONUŞMASI

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Şimdi, bu son düzenleme, yani 66'ncı maddedeki düzenleme "Kanunsuz suç ve ceza olmaz." prensibine bize göre aykırı. Birinci şey bu, en önemli husus o. Zaten olağanüstü hâl uygulamalarını çağrıştırıyor dedik, onu daha önce de söyledik, şimdi de söylüyoruz.

İkinci bir husus, tüm bunları sona erdirmek için bir önerimiz var arkadaşlar, adli kolluk teşkilatını kuralım. Evet, yani adli kolluk teşkilatını kuralım bu iş bitsin ya. Adli kolluğu kuralım, iş bitsin.

ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Savcılara da yetkiler verelim, insanları...

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Hayır, yani adli kolluk teşkilatını kuralım.

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Kesinlikle, bizim yıllardan seri savunduğumuz bir hadise.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Tamam, savunuyorsunuz ama yapmıyorsunuz.

ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Bu konuda yıllardır çalışmalar da... Bu konularda ben de çalışmış birisi olarak söylüyorum.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Adli kolluğu kuralım ve bu tartışmalar bitsin.

Üçüncüsü, bir başka husus... Şimdi biz Avrupa Birliğine aday bir ülkeyiz, öyle mi? Efendim, Türkiye Büyük Millet Meclisinde de Avrupa Birliği Uyum Komisyonu kuruldu. Demek ki bizim yapacağımız düzenlemeler Avrupa Birliği müktesebatına uygun olmalı, öyle mi? Yani adaylığımız devam edecekse, biz öyle bir şey arzuluyorsak... Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak Avrupa Birliğine girişi hedefliyoruz. Yani zaten Avrupa Birliğine giriş başvurusunu Cumhuriyet Halk Partisi yapmıştır biliyorsunuz. Zannediyorum 1961 yılında, öyle tahmin ediyorum. O nedenle... Avrupa Birliği Uyum Komisyonu niçin kuruldu? Avrupa Birliği müktesebatına uygun düzenlemeler yapmak için. Şimdi, 2008'de yapılan düzenleme Avrupa Birliği müktesebatına uygunluk için yapılmış ise, bizim adaylığımız devam ediyorsa, bunun devam etmesi lazım.

Bir başka husus: Şimdi, 5442 sayılı... Demin, zannediyorum, ya Hasan Hüseyin Bey söyledi ya Mehmet Bey, kim söyledi bilmiyorum, İçişleri Bakanlığında şöyle bir görüş vardı, denirdi ki: "Ya, bu İl İdaresi Kanunu'na ilişmeyin, İl İdaresi Kanunu'nda yapılacak her değişiklik mutlaka vali ve kaymakamların yetkilerini azaltır." Öyle diyorlardı yani öyle bir şey vardı. Ama şimdi biraz tersine bir anlayış var galiba, yetkileri artırma yoluna gitmişler. Enteresandır, bu 5442 sayılı Kanun ne zaman çıktı biliyor musunuz? 1949 yılında çıktı, tek parti döneminde çıktı.

CELAL DİNÇER (İstanbul) - Tek parti döneminden daha ağır yapıyorlar.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Şimdi siz o kanuna sarılıyorsunuz, eski uygulamayı tekrar getiriyorsunuz. Hem tek parti dönemini eleştiriyorsunuz hem tek parti döneminin kanunlarına sıkı sıkıya sarılıyorsunuz arkadaşlar ya.

Bir başka husus: Şimdi, 66'ncı maddede yapılan değişiklik, işte, bu Avrupa Birliği müktesebatına uyum sağlamak içindi. Dikkat ederseniz, orada Kabahatler Kanunu'yla ilgili bir düzenleme var. Şimdi, kabahat ne demek? Kabahat şuymuş değerli arkadaşlar, Kabahatler Kanunu'nda kabahatin tanımı var, şöyle: "Kabahat deyiminden; kanunun, karşılığında idarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlaşılır." Yani kabahatin karşılığı, kabahatin cezası idari yaptırım. Ama şimdi siz 66'ncı maddeye cezai hüküm getiriyorsunuz yani geriye gidiyoruz. Bu, bizim şeyimize uygun değil.

Şimdi, biliyorsunuz, ben eski mülkiye müfettişiyim aynı zamanda. Mülkiye müfettişleri denetim yaparken -aramızda mülkiye müfettişliği yapan başka arkadaşlarımız da var- faili firar ve faili meçhul olaylar üzerinde durur yani onda bir şey yok yani faili firarsa niye yakalanmıyor veya faili meçhulse niye aydınlatılmıyor falan diye sorulurdu. Şimdi, burada, yazılı olsa da olmasa da şey yapılabilir -onu nasıl ifade edeyim- vali, kolluk amirleriyle bu konuyu görüşür yani onda sorun yok. Sorun var da bu şekliyle sorun var yani daha iyi düzenlenseydi olurdu ama burada çok yanlış olan, dediğim gibi, 66'ncı maddedeki düzenlemeyle... (H) fıkrası mı, bendi mi? Eskiden bunlara "fıkra" deniyordu, şimdi "bent" deniyor galiba. Şimdi, bilmiyorum yani bu (H), Sayın İdris Şahin, fıkra mı bent mi?

GÜLAY SAMANCI (Konya) - Bent, bent.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Bent mi? Ama yukarıda "fıkra" diyor, "aşağıdaki fıkralar eklenmiştir" diyor.

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - "Fıkra" kelimesi tasarıyı okuyanlarda çağrışım yapıyor, o yüzden...

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Şimdi, burada tehlikeli olan, (H) fıkrası ile bu (2)'nci fıkra. Bunlar çok tehlikelidir. Bana göre, demin söylediklerimi uygularsanız adli kolluk kurarsanız bu tartışma da kökünden biter.

Önergemizin kabulünü Komisyon üyelerinin dikkatine sunuyorum.

Teşekkür ederim.