| Komisyon Adı | : | İÇİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Karayolları Trafik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/860) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 15 .10.2018 |
HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) - Şimdi, gerçekten Türkiye'de bazı gerçekleri çok erken unutuyoruz. Yani bir zamanlar "Ergenekon" diye bir süreç yaşadık biz. Sonra nereye geldik? İhbarcılar, yalancı deliller, kasetler, boru bombalar, bilmem neler, yer altı, yer üstü, her şey gösterildi. Sonuçta ne denildi? O kadar kişi yargının önüne çıktı, suçlu oldu; Genelkurmay Başkanı, bilmem şu general, o general, bu general, bu emniyet müdürü, bu vali; sonunda denildi ki: "Vallahi, bir kumpastı, biz yanlış yapmışız."
Hepsinin müsebbibi kimdi? Bu ihbarcılık mekanizması. Hani, halk deyimiyle bu üçkâğıtçılıklar diyelim.
Şimdi, dolayısıyla, değerli arkadaşlar, yani burada dikkatli olmak lazım. Mesela George Orwell'in "1984" romanı var. Herkesi herkesin kafasında, başında takipçi yapamayız, bir toplum böyle kurulamaz, sürdürülemez bu şekliyle.
Ben size basit bir örnek vereyim. 84 meselesinde, bizim Uludere'deki ihbarcılar bir araya geldiler, dediler ki: "Biz bu olayı bazı insanların üzerine atalım." Ve kalktılar 9 ihbarcı, Uludere'den 17, Hakkâri'den 8 kişiyi fail yaptılar. Devlet, kalktı, birkaç tanesini yakaladı, dünyanın işkencesini gördüler ve zorla, hayatta Çukurca'yı görmeyen insanlar Çukurca olayını üstlendiler. Sonra Mustafa Çimen ile Hüseyin Tilki diye itirafçı konuma gelen insanlar kalktılar dediler ki "Bu insanların hiçbirinin bizimle alakası yoktur, bu olayı şu grubun içindeki şu şu insanlar yapmıştır." Yani ihbarcılık öyle bir şey. İhbarcı konumundaki -ismini de söyleyebilirim, söylemeyeceğim- bir vatandaş gidiyor bir vatandaşa diyor ki: "Senin hakkında ihbar var, senin Kalaşnikofun var, dolayısıyla rakamı da şudur, ya getirirsin ya da işkence görürsün." Bir Kalaşnikofu 14 kişiye satmışlar, aynı Kalaşnikofu. Dolayısıyla, böyle işliyor, hayat buradaki gibi değil, bu masalarda yürüyen meseleler gibi değildir. Toplumun çok uzağında yaşadığımızı görüyorum ben, özellikle bazı arkadaşlar. Bu açıdan dikkatli olmak lazım. Bu, son derece tehlikeli bir şeydir. Eğer -arkadaşlar söylediler yani- yurtseverse, vatanını, ülkesini seviyorsa niye para karşılığında yapsın? Mertçe çıksın, yapsın yapacağını.