KOMİSYON KONUŞMASI

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Değerli Genel Müdürüm, ben de soruları toparladım, bazılarını girişte yaptı Komisyondaki diğer üye arkadaşlar. Öncelikli olarak açıkçası, tüm enerji politikasını, üretim politikasını şekillendirmek için gelecek vizyonunu, perspektifini bir ortaya koymak gerekli. Bu bağlamda, ben ülkemizin enerji ihtiyacının bugün beş yıllık ve on yıllık periyotlarda ne öngörüldüğüne -ilişkin, aynı zamanda da bu doğrultudaki üretim planlamasıyla ilgili olarak sizlerden yazılı bilgi istiyorum. Bu kısmın alınacak kararlara asıl yön verecek nokta olduğunu vurgulamak isterim.

Açıklık getirilmesini istediğim ikinci nokta: Hidroelektrik santrallerinden özellikle kâr edildiği gibi bir durum söz konusu. Bu bağlamda, hidroelektrik santrallerini de ikiye ayırıyoruz: Bir, barajlar; iki, "HES" diye tabir ettiğimiz santraller. Bu bağlamda, barajların kârlılığı nedir? HES'lerin durumu nedir? Toplamında kâr-zarar olarak bunların ayrılarak yine bildirilmesini yazılı olarak talep ediyorum.

Daha evvel santral kurma konusunda lisanslar verilmişti. Bunların bir bölümü hayata geçti, bir bölümünü çeşitli nedenlerle birçok firma hayata geçirememişti. Bu lisansları iptal edilen firma sayısı kaçtır? Veya yeni lisans verilen varsa bu bağlamda da sizden bilgi istiyorum.

Elektrik enerjisinin fiyatının belirlenmesi noktasında devletin birçok kurumu bu anlamda görüş bildiriyor. Hükûmetimize de görüş bildiriyor ve dolayısıyla zaman zaman Bakanlar Kurulu tarafından da kararlar alınıyor, bazı anlaşmalar yapılıyor. Özellikle devlet alım garantisi... Sayın Vekilimiz Mevlüt Karakaya ifade ettiler "Bunun suyla ilgili olan kısmı sadece bunu açıklamaya yetmez." dediler, doğrudur, ben de aynı kanaatteyim. Bunun biraz daha açıklığa kavuşturulması gerekli. Özellikle dolardaki artışın ülkemizin enerji politikasında ne kadar önemli olduğunu ama bu önemin de hangi ölçüde bize etki ettiğini iyi anlamamız gerekli çünkü -devletin serbest piyasa ekonomisi- dışarıya da açığız. Dolayısıyla özellikle, diğer ülkelerle rekabet ettiğimiz birçok sektörde ihtiyacımız olan enerjiyi sağlarken onların da bizim ekonomimizi tehdit ederek bize iç içe geçmiş nasıl bir zorunlu bağ kurduklarını ve belki de tehdit altında olduğumuzu anlamamız bakımından önemli. Ama şu da çok önemli: Özellikle seçim dönemleri yaşadığımız için, geçirdiğimiz için dolayısıyla buna uygun, maalesef, gerek iktidar gerek muhalefet partileri de politika belirliyorlar. Bu da devletin belirlediği öngörülerde bazı kusurlara yol açıyor yani -kaba tabir- "popülist politika" dediğimiz noktaya indirgiyor. Şimdi, enerji politikası olarak da gerek diğer Komisyon üyelerimizin aslında bir noktada sormak açısından girizgâh yaptığı noktayı devam ettirirsek dolardaki sapmanın veya eurodaki sapmanın bizi nerelere götürebileceğinin, kurumunuzun AR-GE, strateji ve analizler yapan kısmının bir raporu noktasında bunu bizlerle paylaşmanızı istiyorum. Bir tane bu bağlamda küçük bir örnek vereceğim, onu vereyim: Ben daha önce Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay tarafından yazılı olarak cevaplandırılması istemiyle bir önerge vermiştim. O önergede Kalkınma Bakanlığının 2013 yılında hazırladığı -ki şu anda Kalkınma Bakanlığı, biliyorsunuz, yok, bağlandı- Onuncu Beş Yıllık Kalkınma Planı'nda 2018 için öngördüğü dolar/TL kuru 1,97. Fakat günümüze geldiğimiz noktada 3 katı aşan bir fark var. Dolayısıyla bu noktada, açıkçası, AR-GE, strateji bağlamında yapacağınız çalışmayı veya yaptıysanız, ricamız, yazılı olarak bize aktarmanız, bizimle paylaşmanız.

Bir nokta da -yine ifade edildi, ben biraz detayını ifade edeceğim- üst komisyon raporunun sunum kısmında elde edilen kâr 3,1 milyar Türk lirası olarak ifade edilmiş ama Sayıştayın denetim raporundaysa -orada "yaklaşık" diyerek ifade etse de arada ciddi bir fark olduğu için söylüyorum- 2,7 milyar Türk lirası kâr olarak ifade edilmiş. Dolayısıyla arada ciddi bir fark var. Bu bağlamda, bu kısımların da biraz daha netleştirilmesi bizim doğru bilgiye ulaşmamız bakımından önemli olur diyorum.

Şimdi, nükleer santrallerle ilgili konu, açıkçası, bu konu çok konuşulan, tartışılan bir konu. Benim sorum şu noktada: EÜAŞ olarak TETAŞ'la birleştikten sonra gerçekten çözmeniz gereken birçok sorunla da karşı karşıyasınız. Bu bağlamda, bunlardan bir tanesine dikkat çekerek sizin bu konuyla ilgili hâlihazırda bir çözüm öneriniz varsa onu sizden isteyeceğim, o da şu, Sayıştay raporlarından yine: "Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Rusya Federasyonu Hükûmeti arasında 2010 yılında onaylanan anlaşma kapsamında Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nden alınacak elektrik enerjisinin fiyatı güç ünitelerinin ticari işletmeye alınmasından itibaren on beş yıl boyunca 12,35 sent/kilovatsaat olarak..." "Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti" diyor yani on beş yıl boyunca 12,35 sent. Yani "Nükleer enerji yapalım, o teknolojiye sahip olalım." Olalım, tabii ki olalım, teknolojisine sahip olalım da ister üretelim ister üretmeyelim. Ama hangi koşullarda sahip olalım? Bu kısım açısından çok çarpıcı. Yani bugün iktidar olan parti yarın değişir, yarın biz oluruz, öteki zaman başka bir parti olur, aynı problemle tabii karşı karşıya... O bağlamda söylüyorum. Çünkü alınan kararlar yıllara sâri, devam ediyor. On beş yıl boyunca 12,35 sent. "Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Japonya Hükûmeti arasında Türkiye Cumhuriyeti'nde Nükleer Güç Santrallerinin ve Nükleer Güç Sanayisinin Geliştirilmesi Alanında İşbirliğine İlişkin Anlaşma kapsamında alınacak elektrik enerjisi fiyatı 10,80 ile 10,83 sent arasında." Biri 12,35'ti, biri 10,80. "Kahramanmaraş Elbistan sahasıyla ilgili olarak 14/11/2014 tarih ve 7919 sayılı Bakanlık oluru kapsamında TETAŞ ile ilgili şirket arasında 14/1/2015 tarihinde imzalanan sözleşmede elektrik enerjisinin fiyatı da yirmi yıl boyunca 9,33 sent olarak belirlenmiş." Rakamlar şöyle, devlet alım garantisi verdiğimiz rakamları söylüyorum: 12,35 sent, 10,80 sent, 9,33 sent. Bunların büyük bölümü de yabancı menşeli firmalarla ilgili.

Şimdi, Sayıştayın çarpıcı ifadesi şu: 2016 yılı ortalama satış fiyatımız, bizim kurumlarımızın satış fiyatı, 2,93 sent. Yani gerçekten çözülmesi gereken büyük bir problemimiz var. Yani nükleer santral, evet, tartışılabilir, konuşuruz, konuşalım. Hatta ben, Komisyondan sonra da uygun bir zamanda görüşerek yüzde 100 yerli, dalga enerjisiyle ilgili bir prototip çalışması var; bunu parti ayrımı gözetmeksizin onların katkı vermesi, yönlendirmesi bakımından gerek Komisyondaki üyelerimize gerekse de Genel Müdürümüze aktararak... Onlar zaten süreci götürürler diye düşünüyorum.

BAŞKAN - Sayın Vekilim, bize verirseniz biz çoğaltıp dağıtabiliriz.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Tabii.

Yani bu noktada söylenmesi gereken şey: Özelleştirmeler yapılıyor, sanki herkes özelleştirmeye karşı; santraller kurulacak, işte, biz de bulunduğumuz parti itibarıyla aman hepsine karşıyız. Hayır, öyle değil. İbni Sina'nın bir sözü var, diyor ki: "Zehir ölçüdedir." Zehir ölçüdedir. Dolayısıyla özelleştirmek, evet ama nereye kadar, hangi koşullarla? Nükleer santral, evet ama hangi koşullarda?

Dolayısıyla bu biraz önce söylediğim oldukça sıkıntılı durumun EÜAŞ tarafından analizi nedir? Bu noktada, sizlerden aynı zamanda onu bekliyoruz.

BAŞKAN - Teşekkür edelim mi? Devam ediyoruz...

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yok. Birkaç tane daha var.

BAŞKAN - Toparlayalım o zaman Sayın Vekilim.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Evet, toparlaya toparlaya gidiyorum.

Şimdi, doğal gaz santralleri için zaman zaman... Biliyorsunuz, bazı problemler çıktığında bu santraller özellikle oldukça yedek bir enerji sistemi gibi devreye giriyor, çok verimlilikle çalışmadığını da biliyoruz ama ülkemizde yeterli doğal gaz var mı? Bu bağlamda doğal gaz depolama alanlarımız nerelerdir? Stratejik olduğu için söylüyorum. Bunlar en stratejik durumda... Yani yabancı ülkelerle sıkıntı yaşadığımız, ithal kömüre bağımlı olduğumuz bir noktada bize ne kadar yetecek? Süre olarak söylüyorum. Yani bu çeşitli tablolaştırılabilir. Bu bağlamda ne kadar süre yeterli olacaktır?

Bir diğer nokta: Bir önceki Komisyon tutanaklarında bir önceki Genel Müdürümüz Halil Alış'ın şöyle bir ifadesi var, bunu da takdirinize sunayım, sizden yeni koşullarıyla bu konudaki analizinizi de isteyeceğiz: "Hidroelektrik santrallerinde 1 megavat enerji üretebilmenin bize maliyeti 868 bin euro, doğal gaz 800 bin euro, kömür 600 ile 800 bin euro arasında, nükleer enerji için ise 2 milyon euro." Bu bağlamdaki analizinizi rica edeceğim. Yani onun konuşmasından aldığım nokta.

Son olarak, yap-işlet-devret noktasında, şu anda kaç firmayla aranızda yap-işlet-devret modeliyle anlaşma olduğunu, bu noktada belirlenen elektrik fiyatlarını sizden rica ediyorum. Aynı zamanda, bir önceki tutanakta, 2016 yılında ifade edilmiş, yine Genel Müdürümüz tarafından denilmiş ki bu konuyla ilgili sorular geldiğinde: "2019 yılında yap-işlet-devretleri devralıyoruz zaten." "Yap-işlet-devretlerin de sözleşmeleri zaten 2020'li yıllardan itibaren kalkacak." diyor. Dolayısıyla bu bağlamda da sizden açık bilgiler talep ediyoruz.

Teşekkür ediyorum.