BÜLENT BELEN (Tekirdağ) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Öncelikle, Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğüne atanan müdüre Allah kolaylık versin diyorum, daha bir ay dolmadan geldin KİT Komisyonunda hesap vermeye çalışıyorsun, Allah yardımcın olsun.

Şimdi, ben öncelikle bugün Hürriyet...

MEHMET DOMAÇ (İstanbul) - Ömer Bey...

BÜLENT BELEN (Tekirdağ) - Ömer Bey otursa da önemli değil, bundan sonrası mevcut müdürü ilgilendiriyor.

Bugün basında yer alan bir haberle ilgili ben bir eleştiri yapacağım. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İmar Kanunu'nun tek maddesine torba kanunla yapacağı ekle hem Zeytinburnu'ndaki 16/9 gökdelenlerini tıraştan hem Ataköy sahilindeki inşaatları durmaktan hem de Cumhurbaşkanlığı Sarayını mahkeme kararlarını bir anda kurtaracak yani hukuk devletinde bunlar olmamalı. Bu bir.

MEHMET DOMAÇ (İstanbul) - Haberin devamından çıkarılmış.

BÜLENT BELEN (Tekirdağ) - Neyse.

Şimdi önerilere baktığımız zaman birinci öneri 2011 ve 2012 yılı birinci önerileri aynı. Ben burada Sayıştay denetçilerine de eleştiri getirmek istiyorum yani öneride bir yıl içerinde hiçbir değişiklik olmamış, bunu bile önerilerinde bir eleştiri olarak yer vermemişler yani bir yıl geçmiş, motamot kes yapıştır sistemiyle öneri de aynı kelime kelimesine, öneriye verilen cevaplar da aynı. Yani bu, komisyon üyeleriyle alay etmektir. Ayıp, yani bakın bu kadar seçilmiş insan buraya geliyor sizler buraya, yani eleştirim aynı zamanda Sayıştay üyeleri için de geçerli. Yani bu kadar insanla alay edercesine öneriler, 2011 yılı önerisi aynı, kesyapıştırla 2012'nin birinci önerisi aynı, noktasından virgülüne kadar. Verilen cevap da aynı. Arkadaşlar, bu komisyon ne işe yarıyor? Yani bu Komisyon toplanmasın, lağvedilsin o zaman. Yani böyle bir şey olamaz.

Şimdi, tabii Atatürk Orman Çiftliği arazisi 55 bin dönümden 30 küsur bin dönüme düşmüş. Bu arazilerin azalması bu Hükûmet zamanında, AKP hükûmetleri zamanında olmamış, geçmiş hükûmetler zamanında olmuş. O zamanlarda Sayın Bakanın dediği gibi Atatürk'ün bu araziyi bağışlarken yeşil bir Ankara hayalini gerçekleştirmek maksadıyla yapılmış fakat daha sonraki dönemlerde hükûmetler tarafından çeşitli kurumlara verilmiş parçalar hâlinde. Sonra, 1980 darbesinden sonraki dönemlerde Özal'la başlayan özelleştirme planları, projeleri çerçevesinde bu kurumlar özelleştirme kapsamına alınmış ve özelleştirilmiş.

Arkadaşlar, eğer Türkiye Cumhuriyeti Devletinin hukuk devleti olduğu kanaatindeysek ve buna inanıyorsak hukuka herkes saygılı olmak zorunda. Hukuka saygı göstermeyen yarın kendisi muhalefete düştüğünde veya hukukun karşısına çıktığında aynı saygıyı o da beklemek zorundadır. Yani ben bunu Komisyona yapılmış bir hakaret olarak kabul ediyorum bu birinci öneriyi ve öneriye verilen cevabı. Sayın Müdürü yeni geldiği için istisna tutuyorum bu eleştirimden ama yani kurumun diğer bürokratlarına buradan sitemlerimi... Bu kadar söyleyeyim yani daha başka bir kelime kullanmak istemiyorum ama hakikaten bizimle alay etmeyin arkadaşlar. Bizler milletin temsilcileri olarak seçilmişiz buraya gelmişiz, bizimle alay edercesine böyle raporlarla karşımıza gelmeyin.

Teşekkür ederim.