Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a) Gençlik ve Spor Bakanlığı b) Spor Toto Teşkilat Başkanlığı |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 05 .11.2024 |
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Sayın Bakan, değerli bürokratlar, basınımızın ve kurumlarımızın değerli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesini görüşüyoruz. En son söyleyeceğimi hemen en başta söyleyeyim. Yani bu Bakanlığın sporu kalmış, gençliği yok Sayın Bakanım. Şimdi, bu argümanımı, bu iddiamı delillendirmeye çalışacağım.
AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Tabela bakanı, tabela.
ERHAN USTA (Samsun) - Tabii, sadece sizinle alakalı bir şey değil, biraz öteden beri gelen bir durum yani AK PARTİ hükûmetleriyle belki alakalı olabilir.
Şimdi, gençlerin genel olarak durumu nedir diye şöyle bir baktığımızda, bugün Türkiye'de artık genç değil, çocuk yaşa gelmiş bir uyuşturucu bağımlılığı var maalesef. Yani bugün ortaokullarda, ortaokulların önünde uyuşturucu satılıyor. Ondan sonra, gençler işsiz, çok ciddi bir işsizlik var. İş gücünün dışında -birazdan rakamlarını vereceğim- gençler mutsuz, bununla ilgili bir sürü anket çalışmaları var, kendilerini çok mutsuz hissediyorlar. Gençler artık bu ülkede yaşamak istemiyor. İşte, yüzde 60, bilinen bir oran yani neredeyse her 3 gençten 2'si "Bir imkânım olsa kalıcı olarak yurt dışına giderim." diyor. Oysa biz bu çocuklara yatırım yapıyoruz, biz bunları eğitiyoruz; değil mi? Eğitim, sağlık yatırımını biz yapıyoruz, ondan sonra bu gençler bir başka ülkede üretmek istiyorlar. Niye? Çünkü ülkelerinde mutlu değiller. Tabii, hep ekonomik olarak da görmemek lazım -belki birazdan vaktim olursa üzerinde duracağım- gençler kendisini değersiz hissediyor, değer verilmediğini hissediyor. Bunda birçok faktör önemli. Yani, mesela, şu anda gençlerde var? Mesela, çevreye karşı duyarlı gençler ama bu ülkede bu Hükûmetin özellikle çevreyi yağmaladığını görünce gençler bundan huzursuz. Hayvanlara karşı, sokak hayvanlarına karşı, aynı şekilde, başka hususlarda... E, gençlerde hukuk, adalet duygusu daha fazla yüksek. Dolayısıyla, buralarda sıkıntılar olunca gençler kendilerini mutsuz hissediyor, yoksul ve dışlanmış hissediyor ve yurt dışına gitmek istiyor; birazdan onların rakamlarını vereceğim. Dolayısıyla, böyle bakınca sizin Bakanlıkta işin sporu kalmış, gençliği gitmiş.
Tabii, şunu söyleyemeyiz: Yani bu sadece sizin Bakanlığın yalnız başına çözeceği bir mesele değil. Ama özellikle, hakikaten, gençlerin bu tür sorunlarıyla ilgili olarak daha güçlü, daha iyi koordine eden ve bu işlerden sorumlu bir bakanlık haline getirebilmek lazım bu Bakanlığı. Yani çünkü bu işin eğitim ayağı var, adalet ayağı var, asayiş, güvenlikle ilgili ayağı var ama "gençlik" ismi sizin Bakanlığınızın üzerindeyse, sizin Bakanlığınızın adı Gençlik ve Spor Bakanlığıysa burada daha güçlü koordinatör bakanlık hâline getirmek lazım. Ben bunları düşününce acaba diyorum... Ya, Sayın Bakan, uyuyabiliyor musunuz hakikaten? Yani gençlerin bu kadar çok sorunu varken sizin gözünüz uyku tutuyor mu? Yani bu sorumluluk benim üzerimde olsa ben uyuyamazdım gibi geliyor bana.
Şimdi, bağımlılıkla mücadele dedik, bağımlılıkla mücadele programı uygulanıyor, siz sunumunuzda da ifade ettiniz. 48,2 milyon lira; bağımlılıkla mücadele kapsamında siz programlara dağıtıyorsunuz ya ödeneğinizi, 231,9 milyar lirayı dağıttığınızda sadece 48,2 milyon lirası bağımlılıkla mücadele programına düşmüş, on binde 2'si yani bütçenizin on binde 2'sini bağımlılıkla mücadele programına tahsis etmiş görünüyorsunuz. Elbette, diğer yaptığınız işlerin, sadece sizin değil başka yerde yapılan işlerin de odağına eğer bağımlılıkla mücadele konuluyorsa ona katkısı vardır. Ama madem bu programları "set" ediyor artık bu ülke, böyle "program" diye bir şey yapıyor, o zaman başka yerdeki harcamaları yükseköğretimde, sporda filan yazmak yerine belki o zaman bu programa yazmak lazım eğer bu program kapsamında harcanıyorsa.
Şimdi, muhtemelen sizin dikkatinizi çekmemiştir ama arkadaşlar onu biliyordur. Performans programınıza baktım, bağımlılıkla mücadele programı kapsamında 2023 yılında 93.381 gence eğitim vermişsiniz Sayın Bakan. Bu 2023'te harcadığınız para da 4 milyon 836 bin lira. Bakıyorum ben, 52 lirayla bir genci eğitmişsiniz bağımlılıkla mücadele konusunda. Bakın, başka hiçbir yere para harcamadınız; eğiticiler var, şunlar var, bunlar var... Siz gittiğinizde, Bakan yardımcılarınız oraya gittiğinde onlara yemekler ikram ediliyor muhtemelen bu program kapsamında, efendim, onlar karşılanıyordur, ediyordur. Paranın tamamının bu çocukların eğitiminde, bu uyuşturucuyla, bağımlılıkla mücadele eğitiminde harcanmış olduğu varsayımıyla dahi siz 52 liraya bağımlılıkla mücadele kapsamında bir kişiyi eğitmişsiniz. Bravo(!)
ORHAN YEGİN (Ankara) - Ne yapsınlar, şarkıcı çağırıp 69 milyon mu ödesin? Ne yapsınlar?
ERHAN USTA (Samsun) - Hayır. Bu, şey değil, bu rakam yanlış, rakam yanlış. Şimdi, bu rakam doğru olamaz.
NURTEN YONTAR (Tekirdağ) - Sizin belediyelerin hepsi yapıyor.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sizin belediyeler yapmıyor mu aynı şeyi?
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, müdahale etmeyelim.
ERHAN USTA (Samsun) - Bakın, 420 eğiticiyi de eğitmişsiniz. Şimdi, insafınıza soruyorum: Şimdi, o ayrı bir şey, ben parayı fazla harcayalım değil, ben daha fazla, daha güzel öneride bulunacağım. Eğer bunu Bakan hakikaten başarıyorsa bu Bakanı Maliye Bakanı yapmak lazım yani Maliye Bakanı yapalım arkadaşlar. 52 liraya, bir çay, bir simit parasına bağımlılıkla mücadele kapsamında -tamam mı- bir çocuğu eğitebildiyse 2023 fiyatlarıyla -2024 fiyatlarıyla da bu 160 liraya geliyor- bu bakanı Hazine ve Maliye Bakanı yapmak lazım, parayı bu kadar verimli harcayan bakan.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Şarkıcı çağırılıp 100 milyon mu verelim?
ERHAN USTA (Samsun) - Ama burada şu var: Yani kedi ciğer meselesi; kedi buradaysa ciğer nerede, ciğer buradaysa kedi nerede? Böyle bir şey yok yani dolayısıyla bu rakamların, sizin öyle “120 bin kişiyi, 140 bin kişiyi eğiteceğiz.” dediğiniz rakamların doğru rakamlar olması asla ve kata mümkün değil.
Şimdi, tabii, paranızın önemli bir kısmı vakıflara, derneklere harcanıyor yani bu bir şeye karşıtlık anlamında değil ama artık devletten -vakıftır, dernektir; bunlar da bildiğimiz vakıflar, dernekler; Sayın Cumhurbaşkanının işte oğlunun ismiyle anılan vakıflar, dernekler- buralara para aktarmanın bir mantığı filan yok. Onu sadece bu kadar söyleyip geçeceğim. Şimdi, hane halkı…
ORHAN YEGİN (Ankara) - Çok önemli çalışmalar yapıyor o dernekler.
ERHAN USTA (Samsun) - Doğrudur, doğrudur. O yüzden uyuşturucu yaşı 9-10 yaşa indi. Çok önemli işler yapıyorlar, Allah’tan yapıyorlar. Bunları yapmamış olsalar demek ki vallahi kundaktaki çocuk bu memlekette uyuşturucu kullanacak o zaman. Böyle bir şey yok, böyle bir şey yok.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Hangi raporda yazıyor, hangi raporda?
ERHAN USTA (Samsun) - 9-10 yaş bu ülkede uyuşturucu yaşı arkadaşlar. Yani bunu görmek lazım ya, bu ülke artık... Yani bakın, “halk sorunu” diye söyledi arkadaşımızın biri. Bu ülkede artık Birleşmiş Milletler raporlarına göre bir halk sorunu hâline gelmiştir uyuşturucu meselesi. Bunu görün ya, bunu görün.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Hangi bilimsel raporda yazıyor?
ERHAN USTA (Samsun) - Efendim, her türlü raporda, birazdan veririz raporu.
NURTEN YONTAR (Tekirdağ) - Her yerde var, her yerde.
ERHAN USTA (Samsun) - Şimdi, bütçenize bakıyorum, işte burslar ile kredilerin kullanıldığı kalemlerde şöyle yüzde 20’lik artış var. Bu, şu anlama geliyor; bu burs kısmına çok fazla vaktim kalmayacak, onu muhtemelen önergelerde konuşacağım ama çok kısa bir şey söyleyeyim: Yani yüzde 20 civarında, bilemediniz veya işte 30 civarında burslarda ve kredilerde bir artış olacakmış gibi duruyor. Bunlar, tabii, yeterli rakamlar değil yani 2.000 lirayı 2.600 liraya çıkarmak filan... Hani bir buçuk milyon insana veriyorsunuz, bu yıl 1 milyon 600 olsa toplam ödeneğiniz 49,9 milyon lira. Bu da işte 2.600 liraya filan gelir. Dolayısıyla bu rakamlar çok yetersiz. Hangi göstergeye bakarsanız bakın, kendi daha önce verdiklerinizin de çok altında yani geçmişin, daha öncesinin altında zaten yani 2002’yle mukayese ettiğimizde de alım gücü anlamında o değer korunamamış ama kendinizin de mesela 2013 verileriyle birazdan vaktim olursa onları söyleyeceğim.
Şimdi, demografik fırsat penceresi. Ben bunu zaman zaman anlatıyorum, ediyorum, işte planlamacı olmaktan kaynaklanan bir şey. Bir fırsatı vardı bu ülkenin demografiden kaynaklanan. Bu ülkelerin işte bütün hayatları boyunca bir kere karşılaştığı bir şeydir, yirmi otuz yıl süren bir şeydir bu. Şimdi, bu demografik fırsat penceresi kapanıyor artık Türkiye'de. Nasıl kapatıyoruz biz bunu? Eğer "15-34" diye alırsak genç yaşını yani 15-25 var, 15-29 var, "15-34" diye alırsak bu ülkede gençler yani 6,3 milyon genç “Ben ne eğitimdeyim ne istihdamdayım.” diyor yani 6,3 milyon gencin "Ben eğitimde de değilim, istihdamda da değilim." dediği bir ülkede yani demografik fırsat penceresinin, o fırsatın nasıl kaçtığını sizin takdirinize bırakıyorum. Bunlar çok yüksek oranlar yani işsizlik oranı zaten yüksek de onun dışında da eğitimde de değil, istihdamda da değil yani 24 milyon gencin 6,3 milyonu -15-34 yaş için söylüyorum- eğitimde de istihdamda da değilse bu çok feci bir şey. Şimdi, bakıyorsunuz, bu oran -2023 yılı rakamları için söylüyorum, uluslararası mukayesede 2023 yılı rakamları var, Türkiye'de 2024'ün çeyreklikleri var ama- mesela, Türkiye'de bu alınan yaş grubu için 22,4; OECD'de 13,1 eğitimde ve istihdamda olmayanların oranı, Avrupa Birliğinde 9,8 Sayın Bakan. Avrupa Birliğinde 9,8 olan oran, bizim ülkemizde yüzde 22,4. O yüzden soruyorum yani hakikaten uyuyabiliyor musunuz diye.
Şimdi, genç işsizliğin rakamlarına bakıyorsunuz. Dünya Bankası verileri, Dünya Bankası bunu ülkelerle mukayese etmiş, 2001'den itibaren 183 ülkenin sürekli verisi var, grafiklerde, burada gösterebilirim. 183 ülke içerisinde genç işsizliğinde Türkiye 136'ncı sırada, en kötü olan ülkeler arasında. Hem coğrafyamızda en kötüler içerisindeyiz, dünya ortalamasında en yüksekler içerisindeyiz, biz orta üst gelir grubundayız, kendi gelir grubumuzda da orada da genç işsizliğin en yüksek olduğu ülkeler içerisindeyiz. Tabii, eğitim, istihdam plansızlığı en fazla gençleri etkiliyor. Bu da sizin Bakanlığınızın doğrudan sorumluluk alanında olmamakla birlikte ama üzerinde durması gereken, söz söylemesi gereken bir konu.
Şimdi, EUROSTAT verilerine bakıyorsunuz, bu raporda "Türkiye, yoksul ve kendisini dışlanmış hisseden gençlerin ülkesi hâline gelmiştir." diyor. 0-17 yaş grubu için bu istatistikler var. Yoksulluk ve sosyal dışlanmışlık riski altındaki gençlerin oranı Türkiye'de yüzde 41,3.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Usta, toparlayın.
Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Türkiye'de yüzde 41,3 yoksulluk ve sosyal dışlanmışlık riski altındaki gençlerin oranı. Avrupa Birliğinde yüzde 28,2; düşük olan ülkelerden bir tane örnek vereyim, mesela, Finlandiya'da yüzde 17. Yani Finlandiya'da yüzde 17 olan bu risk durumu Türkiye'de yüzde 41.
Gençler kendisini değersiz hissediyor diyoruz. Sayın Bakan, mesela, şu mülakatlarla ilgili bütün gençler ayakta. Bir Gençlik ve Spor Bakanı olarak, Allah aşkına -ben duymadım, bilmiyorum, varsa kendimi düzeltebilirim- "Ya, olmasın bu ülkede mülakat arkadaş. Bu, gençleri bezdiriyor, gençlerin ülkeye güvenini sarsıyor, bu mülakatlar yapılmasın." diye bir tane beyanatınızı mesela duymadım. Bunu yapmanız lazım. Gençler hiç olmazsa şunu diyebilir: "Millî Eğitim Bakanlığı gene belki mülakat yapmaya devam edecek ama bizim sesimiz olan, devletin içerisinde, yürütmenin içerisinde bir bakanımız var, Allah razı olsun, en azından adam uğraşıyor." Bunları yapmak lazım.
Aidiyet duygusu gençlerde zayıflıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERHAN USTA (Samsun) - Başkanım...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Usta, toparlayın, bitti süre.
Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ediyorum.
Ülke genelinde zaten bir ahlaki çöküntü var ama gençlere bakıyorsunuz, gençler dine karşı mesafe koymaya başladı. Özellikle bakın, iddia ediyorum, muhafazakâr ailelerin çocuklarında dine karşı ciddi bir mesafe konuluyor. Bunlar sizin dikkat etmeniz gereken bir şey. Çevreye, hayvanlara, insan haklarına, adalete karşı Hükûmetin tutumu zaten gençleri hem ülkeden soğuttu hem sizden soğuttu.
Şimdi, bu yurt meselesini çok kısaca şöyle bir şey yapalım. Oranları, rakamları filan verdiniz. Yurtlarda ciddi sorunlar var, hâlâ gıda, yiyecek meselesi, hijyen meselesi sorunu devam ediyor. Yaşam alanlarının daraltıldığı konusunda gençlerin yani kapasiteyi ranza koyarak... Ben de dört yıl yurtta yaşamış birisiyim. Yani bu ranza işi çok kötü bir iş hakikaten. Bizim zamanımızda, Cumhuriyet Yurdu'nda bir katta 1 tane vardı, 6 katın 5 katında yoktu. Ben bir sene ranzada kaldım ama sonraki yıllarda ranzada kalmadım ama hakikaten çok zor bir şey.
Şimdi, yurt rakamlarıyla övünüyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERHAN USTA (Samsun) - Bitireceğim Başkanım, şu yurt meselesini bitireyim.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Övüneceğiz tabii, 1 milyona çıkarmışız.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar...
Sayın Usta, anlıyorum çok konu var. Siz, grup adına konuşsanız ancak biter, başka türlü bitmeyecek yani.
ERHAN USTA (Samsun) - Tamam, hemen bitiriyorum.
Şimdi, 2023-24 öğretim yılında 953 bin, sizin rakamlarınız ama bu dönemdeki öğrenci sayısı 4 milyon 245. Şimdi, bir rakamı verirken arkadaşlar, "oransal" diyor ya, Cevdet Yılmaz bunalınca, oransal vermemiz lazım... Yani -öğrenciyi aldığınızda- 1 milyon 223 bin olarak aldığınız örgün eğitim öğrencisi 4 milyon 245 bin olduysa 185 binden 9 ilde...
ORHAN YEGİN (Ankara) - Başvuranların yüzde 97'si yerleşmiş, önemli olan o.
ERHAN USTA (Samsun) - Öyle bir şey yok. Öyle bir oran yok. 97,5; nerede başvurular?
ORHAN YEGİN (Ankara) - Yurt başvurusu yapanların yüzde 97'si yerleşmiş, önemli olan o.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Kelime oyunu yapıyor Orhan Bey.
ERHAN USTA (Samsun) - Öyle bir şey yok.
Sayın Başkanım, bunları süreme eklersiniz.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Ya, zaten ilave ettiniz Sayın Usta.
ERHAN USTA (Samsun) - Hayır, bakın, ben şimdi bir şey söyleyeceğim.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Orhan Bey kelime oyunu yapıyor.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Olur mu ya? Resmî evraklar var.
ERHAN USTA (Samsun) - Öyle bir şey yok.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Bir sürü çocuk bize başvuruyor.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Tamam, bize gönder.
ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkan, sükûneti sağlayabilir misiniz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli milletvekilleri, değerli arkadaşlar; burada şöyle bir durumla karşı karşıyayız: Biz birbirimizi ikna etmeye çalışıyoruz. Biz birbirimizi ikna etseydik zaten bir parti olurduk. Sabaha kadar sürse birbirimizi ikna etme ihtimali yok. Topluma veriyoruz mesajlarımızı; toplum, bununla alakalı, zaten kanaatlerini sandıkta belirtecek.
Sayın Usta, Samsun hasebiyle bir dakika daha süre veriyorum. Vallahi, hemşehriciliği de geçtik artık bak.
ERHAN USTA (Samsun) - İki dakika olarak alalım Sayın Başkan.
Şimdi, şu: Siz geldiğinizde kapasite 185 bin iken 953 bin olmuş -eğitim öğretim dönemi olarak veriyorum- ama öğrenci sayısı 1 milyon 223 binden 4 milyon 245 bine yükselmiş. Dolayısıyla, öğrenci başına düşen yurt-yatak kapasitesine baktığımızda siz 6,6 olarak almışsınız fakat uzun bir süre yatmışsınız; bu, 9,4'e kadar çıkmış. Bunun çıkması kötü bir şey yani 6,6 öğrenciye bir yatak düşerken bu, 9,4'e kadar kötüleşmiş ama şu anda geldiğiniz noktada 4,5'a düşmüş; bu alanda bir iyileşme var ama bu arada olan oldu zaten yani memleketin yarısı FETÖ'cü hâline geldi sizin bu politikanız yüzünden çünkü yurt yapmadınız; öğrenciler, çocuklar gitti, FETÖ'nün yurtlarında, FETÖ'nün okullarında kaldı. Dolayısıyla, bu hatadan maalesef çok büyük bir ders alınarak dönülmüş oldu ancak bu oranın hâlâ ben yeterli olduğunu filan düşünmüyorum. Belki arkadaşlar da öyle olabilir ama bize gelen öyle değil, Sayın Bakanla yemekte de konuştuk. Yani, çok ciddi bir şekilde, yurt çıkmayıp da bize müracaat eden insanlar oldu. Dolayısıyla, yurt meselesini de Türkiye'nin çözmesi gerekir diye düşünüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Usta, teşekkür ediyorum.
ERHAN USTA (Samsun) - Ben teşekkür ederim. Diğer konularda da önergelerimiz var.