KOMİSYON KONUŞMASI

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Öncelikli sorum, bir önceki Komisyon tutanaklarında EİAŞ Genel Müdürümüz Sinan Yıldırım'ın şöyle bir ifadesi var, diyor ki: "Şu anda bütün elektrik sektörü içinde ilk defa enerji altında çalışmayı gerçekleştiren bir kuruluşuz. 400 kilovolt ve 154 kilovoltta hiç enerjiyi kesmeden her türlü arızaya müdahale etmek üzere çekirdek bir ekip kurduk." Daha sonra bu ekipte çalışan sayıları vermiş. Aynı zamanda da diyor ki: "Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi özel ihtisas gerektiren bir kuruluş. Burada yetişmiş arkadaşlarımız özel sektör tarafından 3-4 kat maaşlarla istifa etmeye zorlanmakta. Bu da bizim kaliteli, güçlü, yetişmiş insan gücümüz açısından bizi sıkıntıya sokmakta. Personel politikası ve yapılan işin stratejik önemi, güçlülüğü, kalifiye insan gücü gereksinimi dikkate alınarak yeniden değerlendirilmeli." demiş 2016 yılında. Bu bağlamda bize de gelen talepler var, özellikle bu sektörde çalışan personelle ilgili. Birisi bana bu geçtiğimiz süreç içinde şöyle bir talepte bulunmuştu, dedi ki: "Örnek vermek gerekirse ben yüksek gerilim ve orta gerilim hatlarında ve direklerde çalışmaktayım. Normalde işimiz ağır ve tehlikeli iş olarak görünüyor. İşe girerken hastanelerden 'Ağır ve tehlikeli işlerde çalışabilir.' raporu alıyoruz ama nedense yıpranma payı alamıyoruz. Bu, Türkiye'de gerçek bir sorun." Dolayısıyla, yıpranma payı noktasında biz Komisyon olarak da bir çalışma yapabiliriz. Sadece benim bölgem Zonguldak termik santrallerin de ağırlıkta olduğu bir bölge olduğu için özellikle yüksek gerilim hatlarının da yoğunluklu bir şekilde bir arada toplandığı bir merkez diyebiliriz. Bu bağlamda, gerek kurum çalışanları gerek de özel sektöre de emsal olması bakımından çalışanlarınıza bir ayrıcalık sağlama doğrultusunda bir çalışmanız var mı, bunu sormak istiyorum veya bu noktada bir tavsiyede bulunuyor musunuz istişare ettiğiniz kuruluşlarla ilgili?

Aynı zamanda, Türkiye Elektrik Kurumu 1970 yılında kurulmuş, 1994 yılında TEDAŞ ve TEAŞ olarak ikiye ayrılıyor, daha sonra TEAŞ 2011 yılında üçe ayrılıyor TEİAŞ, TETAŞ, EÜAŞ olarak, daha sonra TETAŞ ile EÜAŞ birleşiyor. Şimdi, bu tabii ki bir devlet politikası, bu boyutuyla ilgili size çok fazla şey söyleyemem ama tabii yani kurumla birlikte kurum hafızaları da bir şekilde başka bir kuruma entegre olarak artık bir ölçüde de yok hükmüne doğru gidiyor. Dolayısıyla, 2018'de bu bağlamda daha önce belki özelleştirmeleri kolaylaştırmak için yapılan bu çeşitli uygulamalar veya tam tersi, şu anda artık ihtiyaç noktasında son birleşmelerle ortadan kalkıyor mu? Siz TEİAŞ olarak çünkü devlet kurumunda olan son ve en büyük elektrik kurumlarından bir tanesisiniz. Bu bağlamda, TEİAŞ'ın herhangi bir kısmının özelleştirilebilip özelleştirilemeyeceği noktasındaki değerlendirmenizi sizden kurum genel müdürü olarak istiyorum.

Şöyle, şu şekilde devam edeyim: Bir, kurum olarak bir ödenek probleminizin olup olmadığını aynı zamanda size sormak istiyorum.

Kayıp kaçak bedellerinden bahis olunan kısımlar var. bu kısımların kullanıcı faturalarına yansıyıp yansımadığı, hangi parametrelere göre yansıdığı noktasını size sormak istiyorum.

Aynı zamanda, Akkuyu Nükleer Santrali'nin devreye girdiğinden itibaren geçecek sürede şebekeye bağlanmasının planlaması nasıldır? Bu bağlamda şu anda bir problem var,mı yoksa Türkiye'deki sisteme konnekte olduğunda şu anda hâlihazırda bir problem bekliyor musunuz veya bekliyorsanız bunu aşmak için ne yapıyorsunuz?

Daha önce Başbakanlık genelgesiyle Enerji Yatırımları Takip Koordinasyon Kurulu kurulmuştu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Müsteşarı Sayın Fatih Dönmez Başkanlığını yapıyordu. Bu kurul hâlâ faaliyette midir, çalışmakta mıdır?

Bir de geçtiğimiz periyotta TEİAŞ'ın bir problemi vardı. Bağlantı görüşü alan şirketlere kapasite tahsis bedeli türü mali bir yükümlülük getirilmesini talep etmişti çünkü aksi takdirde bu bağlamdaki planlamayı zorlaştırdığı noktasında bir düşüncesi vardı. Bu noktada mali bir yükümlülük getirilmiş midir bağlantı görüşü alan şirketlere tahsis bedeli noktasında?

Özellikle Doğu Anadolu, Güneydoğu, tabii, Trakya'dan da bahisle -çünkü Keban Barajı hattına bir şekilde bağlanıyor- bununla ilgili de çeşitli çözümler üretmeye çalıştığınızı biliyorum ama Türkiye'de özellikle fabrikaların çalışması noktasında birçok bölge ciddi gerilim düşümleriyle mücadele etmekte. Buna kendilerince tedbirler alıyorlar. Biliyorsunuz, işte, reaktif güç kontrol röleleri koyuyorlar, trafodan tedbir alıyorlar, birçok tedbir almaya çalışıyorlar ama çok ciddi bir gerilim düşümü, dalgalanması problemi var. Bu noktada açıkçası ortaya çıkan zararları karşılamak veya tespit etmek amacıyla bir çalışma yürütüyor musunuz?

Bir Zonguldak Milletvekili olarak, Zonguldak -biraz önce de bahsettiğim gibi- termik santrallerin çok yoğun olduğu bir yer. Bu bağlamda, Zonguldak'ta şu anda Çatalağzı bölgesinde 7 ünitede toplam 3 bin megavatın üzerinde bir kurulu güç kapasitesi var, bu 4 tane termik santral. Bunlara da ilave edilmek istenen 3 tane ilave ünite daha var. Dolayısıyla bu bağlamda sorum şu: Özellikle Cumayanı mahallesinde bu yüksek gerilim hatları, direkler, hepsi bir örümcek ağı gibi birbirine geçmiş durumda. Dolayısıyla bir planlama yapılırken termik santralde tabii ki ÇED raporları çok önemli ama aynı şekilde de TEİAŞ'ın bu yatırımlarını yaparken, direklerini dikerken bir şekilde somut olarak da fiziken de imkânı olan yerlere bunu yapması mümkün. Bu bağlamda, Zonguldak'la ilgili raporunuzu, analizinizi sizden talep ediyorum. Yani insanlar nefes alamıyor bir konu, bir boyutu itibarıyla da artık o dar bölge teknik olarak da değil sadece termik santral yapmak, neredeyse direk dikmek bile imkânsız hâle gelmiş durumda.

Teşekkür ediyorum.