| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğünün (TMO) 2015 ve 2016 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 25 .10.2018 |
ATİLA SERTEL (İzmir) - Sayın Genel Müdür, bundan sonraki çalışmalarınızda başarılar diliyorum. İnşallah Türkiye'ye yararlı ve hayırlı çalışmalar yaparsınız.
Benim sorularımın yazılı olarak yanıtlanmasını istiyorum. Biraz vaktinizi alacağım ama birkaç konu üzerinde toplanıyor sorularım.
Toprak Mahsulleri Ofisinin Anadolu kırmızı ekmeklik buğday alım fiyatlarına baktığımızda -2015'te 862 lira- 2016'da ton başına 48 lira artışla 910 liraya, 2017'de 30 liralık artışla 940 liraya çıkarıldı. Bu yıl 24 Haziranda yapılan seçimin de belki etkisi var ama 110 liralık bir artış oldu, 1.050 lira olarak açıklandı yani geçen seneye göre alım fiyatı yüzde 11,7 artırılmış oldu. Ancak döviz fiyatlarının artması nedeniyle yerli hububat ürünlerinin fiyatı ilk kez dünya fiyatının altında kaldı. Bu nedenle buğday için 1.050 lira fiyat açıklanırken ithal buğday fiyatının rakamı 1.500 lira seviyesinde oldu. Şimdi, ben merak ediyorum, bizim çiftçimize buğdayda ton başına 1.050 lira verilirken yurt dışındaki çiftçilerin ürünleri 1.500 liraya ithal ediliyor. Bu çarpıklığın nedeni nedir? Bizim buğdayımız kendimize niye yeter noktada değildir?
2018 ve 2019 yıllarında buğday ithalatını planladınız mı? Bu ithalat ne kadar olacak? Türkiye'nin yıllık toplam buğday ihtiyacı ne kadardır? Ülke olarak biz bunun ne kadarını karşılıyoruz? Yıllık ortalama ne kadar buğday ithal ediyoruz? Yine, basından takip ettim, okudum, dünyanın en büyük buğday üreticisi ve ihracatçısı konumuna gelen Rusya Federasyonu'nun buğday ihracatını tamamen durduracağı yazıldı. Rusya'dan en çok buğday ithal eden ülkelerden biriyiz. Bu anlamda Rusya'nın buğday ihracatını durdurması söz konusu mu? Bu haberler doğru ise buğday açığını kapatmak için ne gibi önlemler aldınız? Olumsuz bir durum olursa, bu, iç piyasayı nasıl etkiler? Ona ilişkin bir bakış açınız mutlaka vardır, görüşlerinizi almak istiyorum.
2019 yılında buğdayda bir kriz yaşanır mı? Yaşanmasını temenni etmiyorum. Buna ilişkin önlemlerinizi de almak isterim.
Yine, un fiyatlarında -sizin de malumunuz, izliyorsunuz piyasayı- yüzde 50 oranında bir artış yaşandı. Buna bağlı olarak ekmek fiyatlarında artış yapılması mutlaka günün birinde söz konusu olacak yani maliyetler, girdiler arttıkça fırıncıya yapılan baskının sonuç getirmeyeceği ortada. Maya artıyor, odun artıyor, işçilik artıyor, un artıyor fakat fırıncılara yönelik bir ekmek baskılaması var. Buğday alım fiyatını yani alış fiyatınızı neye göre açıklıyorsunuz? Üreticinin girdi maliyetlerindeki artışı mutlaka baz alıyorsunuzdur. Şimdi, gübre fiyatı, biliyorsunuz, birkaç ay öncesi 1.500 lira civarındaydı, şimdi bu rakam 3.000-3.500 lira civarında seyrediyor. Sadece gübredeki maliyet yüzde 100 arttı. Yozgat'ta ve diğer illerde yaptığım tarım incelemelerinde -geçtiğimiz gün Yozgat'taydım- çiftçinin gübresiz ekime doğru gittiğini ve ürünün, verimin düşeceğini söylemeleri gerçekten çarpıcıydı ziraat odalarında üreticilerle, tarımcılarla, köylülerle yaptığımız toplantıda. Artık gübre alacak takati kalmamış köylüyle karşı karşıyayız. Siz bu buğday fiyatlarını buna göre, maliyet girdisine göre belirleyecek misiniz?
Sorularımın sonuna geliyorum. Toprak Mahsulleri Ofisi son yıllarda ilk kez mısır alım fiyatını ton başına 190 lira artırmış oldu. Son dört yıllık fiyat verilerine bakıldığında, mısır alım fiyatı 2015'te 725 liraydı, 2016'da 15 liralık artışla 740 lira oldu, 2017'de ton başına 20 liralık artışla 760 lira oldu, geçen yıl yüzde 25 artışla ton başına 190 lira artarak 950 liraya çıkarıldı. Bu memnuniyet verici bir gelişme yani seçim de olsa, hiç olmazsa köylünün cebine para giriyor demektir. Çok seçim olmasın ama seçim zamanında yüzü gülen bir köylüyle karşı karşıyayız.
Ancak benim sormak istediğim, bildiğiniz üzere çeltik hasadı başladı. Hasat başlamasına rağmen fiyat hâlâ açıklanmadı. Çeltik alım fiyatını neden açıklamıyorsunuz? Bunu ne zaman açıklamayı planlıyorsunuz? Sunumunuzda belirttiniz, Türkiye'nin Pakistan, Filistin, Somali, Yemen gibi ülkelere toplam 320 bin ton pirinç yardımı yaptığı söyleniyor. Bu yardımlara karşı çıktığımızdan değil, elbette ki yardım yapılmalı, dayanışma olmalı ancak pirinç konusunda ülkemizde üretimin tüketimi karşılama oranına da bakmak lazım. Öyle bir oran var mı? Yani biz pirinç üretimiyle Türkiye'deki ihtiyacı karşılayabiliyor muyuz yoksa ithal edip mi yardım ediyoruz, ona da bakmak lazım. Eğer öyle bir durum varsa bunu da açıklayın bize. Son üç yıllık pirinç ithalatımız ne oranda? Hangi ülkelerden biz ne kadar pirinç aldık, onu da öğrenmek istiyorum yazılı olarak.
Son sorum: Adalet ve Kalkınma Partisi bir taraftan "yerli ve millî" diyor, diğer taraftan mercimekten pirince, domatesten karpuza, buğdaydan arpaya, koyundan ineğe kadar, hatta Angus'a kadar -İzmir Limanı'na geliyor o Anguslar, ne ineğe benziyor ne öküze, neye benzediği belli olmayan bir hayvan getiriliyor- hepsi ithal ediliyor. Bu nedenle, tarım ülkesi Türkiye'nin ithalat oranlarını ve kalemlerini kamuoyu olarak biz merak ediyoruz. Son üç yıllık veriler paylaşılmak kaydıyla Türkiye kaç çeşit ürün ithal ediyor? Biz tarım ülkesiyiz ama kaç çeşit ürün ithal ediyoruz; 100 mü, 200 mü, 300 mü, 500 mü? Hangi ülkelerden hangi ürünleri ithal ediyoruz? İthal edilen ürünler için kalem kalem, toplamda olmak üzere, yıllık ne kadar ödeme yapıyoruz? Tamamen yerli olarak üretilen, tüketimi karşılayan ve ithal edilmeyen ürünümüz kaldı mı, var mı? İhraç ettiğimiz ürünler nelerdir? Hangi ülkeye hangi miktarda ihraç ediyoruz? Ki bu başarıdır, eğer tarım ürünü ihraç edebiliyorsak bunu da başarı olarak görüyorum ve başarı hanemiz nedir? Bizim çocukluk yıllarımızda öğretmenlerimiz bizi tahtaya kaldırdığı zaman "Türkiye nasıl bir ülkedir?" dediğinde "Kendi kendine yeten 7 tarım ülkesinden biridir." derdik, bu unutuldu artık. Size göre, eskiden olduğu gibi, kendi kendimize yeter bir ülke ne zaman olacağız? Onunla ilgili de ayrıntılı yanıt istiyorum.
Teşekkür ediyorum.