| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Genel Müdürlüğünün (TPAO) 2015 ve 2016 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 31 .10.2018 |
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Öncelikle, toplantıya biraz geç kaldım. Meclisin aşağı tarafındaki dönüş kapatıldığı için -önceden de bir levha konmamış- kendimi ta Ulus'ta buldum tekrar gelebilmek için.
BAŞKAN - Biz de son anda fark ettik.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Yani Ankara eski belediye başkanlarını arar hâle geldi herhâlde diye düşünüyorum.
ATİLA SERTEL (İzmir) - "Eski belediye başkanı" derken...
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Neyse öyle bir espriyle giriş yapayım, en azından geç kalış sebebimi söyleyeyim dedim.
Öncelikle, bu görüşmenin...
ATİLA SERTEL (İzmir) - Biz de "Hayırlı olsun." diyelim.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Teşekkür ediyoruz efendim. Neye dediniz? Seçimler hepimize hayırlı olsun. İnşallah hayırlara vesile olacak.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Yol değişmiş de ona "Hayırlı olsun." dedik.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - E değişecek yani o en azından bakım yapıldığını da gösteriyor yani artı tarafları da var efendim.
Şimdi, öncelikle, bu görüşmenin, tartışmaların, alınacak kararların hem kurumumuz hem de ülkemiz açısından faydalı olmasını diliyorum.
Ben birkaç soru yönelteceğim. Önce daha bir genelden belki başlayacak olursak. Bu Hazar Denizi'nin yeni statüsüyle alakalı... Yazılı olarak da buna cevap verilebilir. Biliyorsunuz Hazar Denizi'nin 371 bin kilometrekarelik bir alanı var, dünyanın en büyük tuz gölü niteliğinde ve yıllarca buraya kıyıdaş olan ülkelerin Hazar Denizi'nin statüsü konusunda ciddi tartışmaları, görüşmeleri oldu. En son 12 Ağustos 2018 tarihinde burada bir anlaşmaya varıldı kıyıdaş olan 5 ülke tarafından ve buna göre de toplam 24 maddelik bir anlaşma ki bu anlaşmanın hemen arkasından bizim NATO Parlamenterler Asamblesi olarak Azerbaycan Bakü'de bazı temaslarımız oldu, toplantılar oldu. Bu yeni hukuki statünün oluşmasına çok önem veriyorlar, çok da önemli görülüyor. Bu doğal olarak Türkiye'nin de bu bölgeyle ilgili politikalarını, stratejisini de değiştirecek nitelikte çünkü bu anlaşma gereğince Hazar Denizi'nin altından kabloların döşenmesi, boru hatlarının geçmesi yetkileri de ülkelere verilmiş durumda ama aynı zamanda da Hazar Denizi'nin dibiyle ilgili hukuki anlaşmazlıklar da devam ediyor. Fakat bir çözüme varılmış olması da önemli görülüyor bu taraflar açısından. Biliyorsunuz önceki tartışmaların özünde Hazar göl mü deniz mi tanımlamasından kaynaklanıyordu anlaşmazlıkların uluslararası hukuk açısından gerekçesi, nedeni buydu çünkü göl olunca farklı bir statü, deniz olunca farklı. Bunun göl olarak tanınmasını isteyenler, deniz olarak tanınmasını isteyenler bir türlü anlaşamıyordu ama burada farklı bir statü, ne "göl" dendi ne "deniz" dendi, sonuçta bir anlaşma yapıldı.
Şimdi, sonuç itibarıyla bu bizim özellikle enerji arzımız açısından, Türkiye'nin buradaki jeopolitik konumu açısından ve oradaki stratejileri açısından nasıl bir etki yaratacak? Bununla ilgili kurum olarak sizin bir girişim, düşünce, proje, geleceğe yönelik açılımınız yani fikrî bazda da olsa hazırlıklarınız var mı? Bunu ben özellikle buradaki farkındalığı anlamak istiyorum kurumunuz üzerinden.
Bilançolar üzerinden de bir iki şey soracağım. Tabii bu kurumunuzun yaptığı harcamaların önemli bir kısmı arama ve hazırlık giderlerine yönelik ama bilançoda hiç öyle özel tükenmeye tabi varlıklar altında ve diğer kalemler içerisinde böyle bir şey görmedim. Acaba bu denetime tabi olan yıllarda mı böyle bir şey olmadı, bir faaliyetti ama diğer tarafta da diğer kalemlere bakıldığında faaliyetlerde de bir geri gidiş söz konusu değil. Yani dolayısıyla bunun sebebi nedir? Yapılan bu arama ve hazırlık giderleri aktifleştirilerek gelecek dönemlere taşınması yapılmıyor mu, yoksa dönemsel olarak periyodik giderler içerisinde mi? Onlar içerisinde de çok fazla bilanço gelir tablosunda ipuçları yakalayamadım. Bu konulardaki yani en azından aktifleştirme politikalarınızı öğrenmek istiyorum. Bunu da yazılı olarak verirseniz çok memnun olacağım.
Yine arama, hazırlık ve bu faaliyetleri yapan bu tür kurumlarda genellikle borç ve gider karşılıkları kalemleri yüksek olur bir tedbir anlamında. Ha, siz o tedbiri mali anlamda almazsanız hiçbir şey de bilançoya yansımaz. Yani buradaki kalemler de bu anlamda baktığınızda böyle bir faaliyet kapsamında olan şey için -yani ben genel olarak hissiyat anlamında söylüyorum- çok düşük geliyor. Yani bu borç ve gider riskine yönelik alınması gerekli bu karşılık ayırma işlemleri ya da tedbirleri alınamıyor mu?
Yine benzer konularla ilgili risklerin hiç edilmesi, elimine edilmesi anlamında ne tür yöntemler uyguluyorsunuz? Yani bu anlamda böyle bir sigorta primleri vesaire tarzı birtakım şeyler söz konusu mu?
2015 yılında maddi olmayan durağan varlıklar içerisinde haklar 8,5 milyon, daha sonra bu 1,5'lara filan düşüyor. Ben bunun içeriğini yani nedir buradaki, bir amortisman olayı mı, bir itfa payı mı ve neyle ilgili olarak yapıldı, onu öğrenmek istiyorum.
Efendim, bir de 2015-2016 gelir tablolarına karşılaştırmalı olarak baktığımızda, örneğin, 2016 yılı gelir tablosunda brüt satış kârı yani brüt satışlardan direkt maliyetler düşüldükten sonraki kalan rakam 805 milyon. Ama olağandışı gelir ve kâr rakamı 3 milyar, olağandışı gider ve zarar kalemi 1,5 milyar yani hacim olarak baktığınızda olağandışı kalemler 4,5 milyar gibi bir şeyi ifade ediyor. Örneğin, brüt hasılat ya da -net rakam söylemek daha doğru- net rakam 1,5 milyarken olağandışı kalemlerin artı ya da eksi mali raporlara yansıması 4,5. Bizde bunun anlamı şudur: Yani esas faaliyetin dışında farklı alanlarda finansal etkiler oluşturulduğu ya da finansal etkilerin söz konusu olduğu anlamına gelir. Yani esas faaliyet 1,5 iken olağandışı faaliyetlerin mali raporlara yansıması bunun 3 katı, 4,5. Bu, çok sağlıklı bir görünüm değil. Yani bunun bir izahını ben anlamak istiyorum işin doğrusu.
Bağışlar konusuyla ilgili özellikle "bölge" deniyor. Tabii, sayın milletvekilimizin buradaki açıklamalarını ben son derece yerinde ve uygun buluyorum. Yani bu tür kurumlar faaliyet gösterdikleri alanlarda, bölgelerde benzer şeyleri yapabilirler, orada beklenti de vardır, bölgenin kendine has özelliği de söz konusu. Ama tabii bir kamu iktisadi teşebbüsü bu bağışları yaparken de... Ben en son Toprak Mahsulleri Genel Müdürüyken bir spor kulübümüz vardı. Çiftçilerden 50 kuruş, 1 lira pul karşılığı bağış alınmıştı spor kulübüne. Spor kulübündeki arkadaşlar bir KİT'in faaliyet alanıyla ilgili bir alandan -ki spor kulübü de kurumun spor kulübüydü- yıllarca soruşturma geçirdiler, soruşturmalar bitti bitti yeni başlandı. Şimdi KİT doğrudan bağış yapıyor. Yani bunun da hukuki anlamda bilmiyorum statüsü nedir? Tabii ki bölgesel olarak sayın vekilimizin gerekçelerini ben son derece haklı bulduğumu da bunu da saklı tutarak böyle bir de merakımı doğrusu hoş görün diyorum.
Ama bu arada yine Ankara diyeceğim, hiç kimse kusura bakmasın. Ankara 2 tane. Yani birinin de sıkıntısını girerken söyledim, merkez; bir de taşrası var. Adana'yı hep söyledik sayın milletvekilim. Adana hakikaten Türkiye'de devletten, kamudan hak ettiği payı alamayan ama Ankara da alamamış, Türkiye'nin başkenti, Ankara'nın taşrası. Ankara'nın eğer böyle bir bağış yapma şeyi varsa gelin Gölbaşı, Bala, Evren, Koçhisar, Haymana yani şöyle gittiğinizde, inanın, bunu da samimiyetle söylüyorum, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki birçok ilimizden, ilçemizden Ankara'nın, Türkiye'nin başkentinin köylerinin... Geçen, önceki şeyde de söyledim, yani Çankaya'nın mahallesi bir köyde elektrik direkleri kafanıza devrildi devrilecek. Altından geçerken insan hakikaten endişe ediyor. Yani bunu da ben bir kez daha bu vesileyle dikkate getirerek...
Sayın Başkanım, kusura bakmayın, bunlar bizim gerçeklerimiz.
BAŞKAN - Estağfurullah.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Dolayısıyla, bunlar eleştiri değil yani hepimizin de bildiği, yaşadığı şeyler.
Ben bunlara yazılı olarak cevap istiyorum, sözlü de verebilirsiniz tabii sizin takdirinizde.
Çok teşekkür ediyorum. Tekrar bu görüşmelerin, alınan kararların hayırlara vesile olmasını dileyerek hepinize saygılarımı sunuyorum.