KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET ALİ ÇELEBİ (İzmir) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Sayın Bakanım, Sayın Komutanım, sizinle karşılaşmamız eskiye dayanıyor, önce Harp Okulunda, benim komutanlığımı yaptınız, sonra Hasdal'da Kolordu Komutanıydınız, ben orada esirdim o sırada, şimdi de buradayız, inşallah, Allah hayırlı görevler nasip eder bundan sonra da.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin yeniden yapılandırılmasıyla ilgili endişelerimizi belirtmek üzere söz aldım. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle Silahlı Kuvvetlerin yapısında köklü değişikliklere yol açan düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemeler Türk Silahlı Kuvvetlerine ve dolayısıyla ülke güvenliği üzerinde olumsuz etkilere neden olmuştur. Yapılan düzenlemelere bakıldığında bunların darbe teşebbüsünden hemen sonra düşünülüp, planlanıp, üzerinde çalışılarak kararname hâline getirilip yayımlanmasının maddeten mümkün olmadığı görülmektedir. Açıkçası, yapılan düzenlemelerle ilgili sizin döneminizde size görüş soruldu mu, bunu merak ediyorum. Yoksa sadece SADAT'ın başındaki beyefendi mi bu işleri götürüyor? Bununla ilgili görüşlerinizi bekliyorum.

Yapılan düzenlemelerle kuvvet komutanlıkları ve Genelkurmay Başkanlığı Millî Savunma Bakanlığına bağlanmıştır. Ayrıca birçok yönden zaten İçişleri Bakanlığına bağlı olan Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı tamamen İçişleri Bakanlığına bağlanarak askerî yapıdan çıkarılmıştır. Özellikle kuvvet komutanlıklarının Genelkurmay Başkanlığı bünyesinden çıkarılması, emir ve komuta birliği prensibine ters düşmüştür. Millî Savunma Bakanlığının hâlihazırdaki karargâh yapısının ve Bakanlık personelin niteliklerinin kuvvet komutanlıklarının sevk ve idaresine uygun olmadığı bilinmesine rağmen böyle bir değişikliğin yapılması, en azından doğru kararların alınmasında zafiyet yaratacaktır. Yeni yapının ABD'den örnek alınarak düzenlenmeye çalışıldığı kanaati bulunmaktadır. Ancak örnek alınırken ABD ile Türkiye'nin ve silahlı kuvvetlerinin politik, stratejik ve askerî durumlarının farklı olduğunun hesaba katılmadığı, bu nedenle çarpık bir yapılanmanın ortaya çıktığı görülmektedir. ABD, Türkiye'den farklı olarak denizaşırı ve emperyalist politikaları olan bir ülkedir, yapısı kendine özgüdür. ABD silahlı kuvvetlerinin esas gücü merkezden Avrupa'ya, oradan da Pasifik'e kadar uzanan 9 adet müşterek birleşik komutanlıktan meydana gelmektedir. Genelkurmay Başkanlığı ise kuvvet komutanlıkları, müşterek komutanlıklar ve diğer unsurlar dâhil tüm Silahlı Kuvvetlerin koordinesinden sorumlu, savunma planlamaları yapan, savunma bakanı ve başkana danışmanlık hizmeti ve rapor veren bir yapıdadır. Bu nedenle, ABD'nin özelliklerine göre dizayn edilmiş silahlı kuvvetlerine benzetilmesi doğru sonuçlar vermeyecektir.

Her zaman söylenir; ordu siyasetin emrinde olmalıdır ancak siyasetin oyuncağı olmamalıdır. Kuvvetlerin lojistik açıdan, personel ve silah sistemleri açısından Millî Savunma Bakanlığına, harekât açısından Genelkurmaya bağlı olduğu söylenmektedir? Bu doğru mudur? Tatbiki mümkün müdür? Bir.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI HULUSİ AKAR - Onu bir daha tekrarlar mısın?

MEHMET ALİ ÇELEBİ (İzmir) - Şöyle Komutanım: Kuvvetlerin lojistik açıdan, personel ve silah sistemleri açısından Millî Savunma Bakanlığına, harekât açısından Genelkurmaya bağlı olduğu söylenmektedir. Bu doğru mudur? Yasal altyapısı hazır mıdır? Tatbiki kolay mıdır?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI HULUSİ AKAR - Değil, değil. Değişti ya bu, 9 Ekimden sonra değişti.

MEHMET ALİ ÇELEBİ (İzmir) - Bunu bir önceki bütçede Sayın Bakan söylüyor bu arada Komutanım, bunu söyleyen Bakan.

2) Yüksek Askerî Şûranın yapısı da maksadını aşan bir şekilde değiştirilerek "askerî şûra" olarak nitelendirilemeyecek bir duruma getirilmiştir. Şûraya bu konuyla yakından uzaktan ilgisi olmayan bakanların dâhil edilmesi, şûranın amacına ve işleyişine uygun değildir.

3) Jandarma ve Sahil Güvenliğin Silahlı Kuvvetler bünyesinden çıkarılması ve her konuda İçişleri Bakanlığına bağlanması, güvenlik koordinasyonunda sıkıntı yaratabilecek, personelinin asker olma niteliklerini törpüleyecek; bu da disiplin, sevk ve idare, moral ve motivasyonunu etkileyecektir.

4) Millî Savunma Üniversitesinin kurulması, Silahlı Kuvvetlerin, kuvvet komutanlıklarının kendi ihtiyaçlarına uygun, kendi gelenek ve teamüllerine ve öngördüğü niteliklere göre subay yetiştirmesini bence sekteye uğratacaktır. Sivillerden askerî lider yetiştirmesi beklenmektedir.

5) Darbe teşebbüsünün yarattığı bir ruh hâliyle, aceleyle alınan bu köklü kararların, pratikte uygun sonuçlar vermesi olası değildir. Sadece kâğıt üzerinde kalan bir durumla karşılaşılacaktır. Bunun da ABD'deki Millî Savunma Üniversitesi uygulamasından örnek alınarak yapıldığı düşünülmektedir. Ancak ABD'deki Millî Savunma Üniversitesinin bünyesinde ne harp okulu vardır ne harp akademileri vardır. Bu bizdeki kapatılan Millî Güvenlik Akademisi ile Kara Harp Okulu bünyesinde faaliyet gösteren Savunma Bilimleri Enstitüsüne veya Harp Akademileri bünyesindeki SAREN'e benzetilebilir bu uygulama ancak. ABD'ye bakıldığında, harp okulları, harp akademileri kendi kuvvet komutanlıklarına bağlıdır. Bu nedenle örnek alınan sistemin TSK'ya yanlış bir şekilde uygulanmak istenildiği açıktır.

Silahlı Kuvvetlerin ayrıca askerî doktrin ve eğitimi, kimi teçhizatı geri kalmış durumdadır. Siber kuvvet komutanlığı dâhil modern savaşa hazır hâle getirmemiz gerekiyor, robot savaşçıların hazır hâle getirilmesi gerekiyor, Endüstri 4.0'ın da askerî açıdan yakalanması gerekiyor.

6) Kumpas davalardan yargılanıp mağdur olanlara derhâl iadeiitibar, zorla emekli edilenlerden de isteyenlerin orduya geri dönme haklarının verilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Son cümlenizi alayım lütfen.

MEHMET ALİ ÇELEBİ (İzmir) - Bir dakika daha olabilir mi Başkanım?

BAŞKAN - Son cümlenizi alayım, buyurun.

MEHMET ALİ ÇELEBİ (İzmir) - Hayatlarını kaybedenlere şehitlik unvanı verilmelidir, görevde olanlar da eşitleriyle aynı rütbeye getirilmelidir.

7) Daha evvel FETÖ'nün türlü işkencelerle, uydurma sağlık raporlarıyla attığı 4 bin askerî öğrenci vardı Sayın Bakanım. Bunlar şu an devlet kurumlarına giremiyorlar. Çünkü "Siz oradan atıldınız." diye bir algı var. Bunların en azından sicillerinin temizlenmesi gerekir.

8) Askerî sağlık sistemi ortadan kaldırılmamalıdır. ABD, Rusya gibi süper güçlerde bunlar Savunma Bakanlığına bağlıdır.

Askerî yargı sistemi ilk derece açısından tekrar kurulmalıdır.

KHK mağduriyetleri ivedilikle giderilmelidir. Örneğin 12'nci dönem ASTTASAK'lar var. Bunlar kurslarını bitirmişler. İhraç değiller ama ilişikleri kesilmiş. Fakat dışarıda SGK kayıtlarında ilişikleri kesildiği görüldüğü için BİM'e bile giremiyorlar, ŞOK'a bile giremiyorlar, bu marketler var ya. Ya garson ya taksici bunlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET ALİ ÇELEBİ (İzmir) - Bana bile dün geldiler, dediler ki...

Son cümlemi söylüyorum.

BAŞKAN - Son cümlenizi aldım zaten.

MEHMET ALİ ÇELEBİ (İzmir) - "Güvenlik soruşturmamızı yapın. Suçluysak hapse atın, değilsek üniformamızı verin." diyorlar.

Teşekkür ederim.