GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Sayın Başkan, teknik olan gerekçeyi açıklamadık ki neyi oylatıyorsunuz? Yani önerge sahibi üzerinde konuşur, lütfen ya... Gece üç olunca Anayasa ortadan kalkmıyor ki. Lütfen ya...

BAŞKAN - Tamam, buyurun, konuşun.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Sayın Başkan, ya bir defa, biz hâlâ Anayasa'ya bağlı bir ülkeyiz. Sanırım Meclis de bu Anayasa'nın hakkını, hukukunu korumakla birinci derecede mükellef olan kurumlardan birisi, bu milletten alıyor yetkisini. Sabah üç olmuş "Anayasa'da angarya yasaktır." diye bir şey var, üçten beri bizi çalıştırıyorsunuz. Burası yasa yapma fabrikası değil, fason üretim de değil, parça başı iş de yapmıyoruz. Ya, böyle bir hukuk olabilir mi? Üstelik bütün usule ilişkin her şeyi ihlal ediyorsunuz; yetmedi, maddelerin üzerinde konuşmamızı engelliyorsunuz; yetmedi, önergeleri birleştiriyorsunuz, farklı partilerin önergesini birleştiriyorsunuz "Biri "2" demiş, biri "5" demiş, biri "10" demiş, sorun değil." diyorsunuz, makası daraltmaya çalışıyorlar ya... Böyle bir şey olabilir mi? En esastan itirazlar geliyor buraya Anayasa'ya aykırılık üzerine. Bakın, Anayasa'ya aykırılık ne, hangi aşamada ileri sürülürse dikkate almak zorundasınız. "Efendim, Anayasa'ya aykırılığı başta ileri sürmediniz, ortada ileri sürdünüz, değerlendiremeyiz." diyemezsiniz ki. Esastan bir şey söyleniyor size. Anayasa'ya aykırılık çok temel bir şey. Ne olacak? Yasayı yaptık, yarın öbür gün biz çıkacağız, şöyle mi diyeceksiniz: "Ya muhalefet milletvekilleri Anayasa'ya aykırılığı başından dile getirmediler, biz de ortasında gündeme almayı doğru bulmadık, Anayasa'ya aykırı olan bu yasayı yaptık." mı diyeceksiniz? Böyle bir hukuk olabilir mi, böyle bir düzen olabilir mi? Lütfen ya, lütfen... Yani aykırılık ileri sürülüyorsa "Aykırılığı oylatın." deniliyor, tutanağa geçirin. Bunu da yapmıyorsunuz, bundan da kaçınıyorsunuz. Niye? Çünkü biliyorsunuz aykırı olduğunu. Tutanağa aykırılık oylaması geçsin istemiyorsunuz. Şimdi, hem kayıt altına almak istemiyorsunuz ama hem de bizi sabahtan beri zorluyorsunuz. Önerge vermişiz, teknik bir önerge, gerekçesini konuşmamız için izin vermiyorsunuz. Böyle bir şey olamaz yani.

Gerçek anlamda, arkadaşlar, bütün grup, bütün muhalefet milletvekilleri ve en başta da şu anda teklif sahibi milletvekillerine gerçekten seslenmek istiyoruz. Yani arkadaşlar burada sağlıkçı, nitelikten bahsettiler, beyin hücresinin ölümünden bahsettiler, yasa yapım sürecinin uygun koşullarda yapılması gerektiğinden bahsettiler. Yani bunlardan hiçbiri... Yani biz duvara konuşsak duvar delinirdi ya. Bir şey söylüyoruz, birine de deyin ki "Ya arkadaşım, üç saat sonra iki saatlik mola vereceğiz, dinlenirsiniz gelirsiniz." ya da şöyle olacak: Hiçbir talebe dönük tek bir değerlendirme yapmadan burada ısrarla ama ısrarla 5'inci maddeyi -ki biliyoruz temel amaç budur- sabahın beşinde herkes uyurken çıkartmak için basmışsınız düğmeye gidiyorsunuz. Söyleyelim, sonuna kadar burada kalacağız, direneceğiz, çıkarttırmamak için...

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Direnin ya.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Sabahın beşine doğru herkes uyurken yasa çıkarmaya çalışıyorsunuz. Böyle bir şey olabilir mi? Kimden kaçırıyorsunuz bu yasayı, kimden kaçırıyorsunuz? Ya, bırakın, gün olsun, insanlar sizi izlesinler, biz de burada yayın yapalım, gerçekten ne söylüyorsunuz, biz ne söylüyoruz kamuoyu ve vicdanlar dinlesin. Geçireceksiniz zaten geçirmeye yeminlisiniz, çoğunluğunuz da var, şimdi ne istiyorsunuz, bari bırakın da sağlıklı bir kafayla, sağlıklı bir vücutla, sağlıklı bir beden hâliyle biz de yasaya muhalefet edelim, sözümüzü söyleyeyim. Arkadaşımız "Anlamıyor." diyor, teşekkür ediyorsunuz. Neyine teşekkür ediyorsunuz? Böyle bir şey olmaz, lütfen Sayın Başkan, lütfen.... Siz burada bizim çalışma koşullarımızı, güvenlik koşullarımızı, sağlık koşullarımızı, yasa yapma tekniğimizi, her birini gözetmekle mükellefsiniz, lütfen, bunları her milletvekili iktidarda olsun, muhalefette olsun ileri sürdüklerinde dikkate alınız, buna göre uygulamaya gidiniz. Siz iktidarın bir parçası olabilirsiniz, iktidardan Komisyon Başkanı olabilirsiniz ama en nihayetinde sorumluluğunuz bütün yasamaya dönüktür, hepimize dönük bir sorumluluğunuz var, sizi bu sorumluluğu taşımaya davet ediyorum.

Teşekkür ediyorum.