KOMİSYON KONUŞMASI

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Tabii, Bakanlığımız Gençlik ve Spor Bakanlığı. Dolayısıyla bir ayağı gençlik üzerinde, diğer ayağı her yaştan insanımızın bedenen, zihnen ve ruhen sağlıklı bireyler olabilmesi adına spor üzerinde duruyor.

Şimdi, tabii "gençlik" deyince gençliği çok şekilde tarif edebiliriz ama "üniversite gençliği" denince birkaç problemin üzerinde durmak istiyorum. Bunlardan bir tanesi ekonomik problem. Bir üniversite öğrencisinin çıkıp evinden, yurdundan... Hele hele asgari ücretli, hele bir çiftçi, bir esnaf çocuğuysa çok sınırlı, kıt kaynaklarla geçinen bir ailenin evladıysa ve bir de kız ise üniversiteye gittiği ilde işte günde 10 lira masraf yapsa 300 lira yapar, asgari ücretin neredeyse beşte 1'i. Sırf günlük 10 lira yani buna çok örnek de verdik, bir gevrek, bir çay içseniz zaten günlük 10 lira masraf yapar, sadece yemek masrafı. Barınması var, beslenmesi var, tabii, üniversite öğrencisi olarak eğitim, kültür faaliyetlerine de katılacak yani inanılmaz bir kendi ölçüsünde, kendini nasıl, ne kadar yetiştirmek istiyorsa bunun... Biz üniversiteden akıl ve bilim çatısı altında yetişmiş öğrenciler, çağdaş, uygar, geleceğimize ışık tutacak nesiller yetiştirmek istiyorsak tabii, öğrencinin bütün bu imkânlardan ve beslenme ve barınma problemi de olmadan yaşayabilmesi için imkân sunmamız gerekiyor.

Sayın Cumhurbaşkanı geçenlerde "Kredi karşılıklı olacak tabii, öyle sadakaya alışmasınlar." babında -cümleyi yanlış söylemiş olabilirim- "Bunu geri ödeyecekler tabii ki." dedi. Tabii ki "Ödemesin." demiyoruz ama "Geri ödeyecekler." yaklaşımıyla öğrencinin mezun olduktan sonra ondan alınacak parayla bütçenin ayakta tutulmaya çalışılması da pek kabul edilebilir değil ki zaten çoğu işsiz durumda hayatlarını yine idame ettirmeye çalışıyorlar maalesef. Şimdi, ben o nedenle gençlerin bu problemlerine sağlıklı yanıt verecek bir Gençlik ve Spor Bakanlığı görmek istiyorum.

Bakın, bu stratejik plan, 2018-2022. Bu gibi çalışmalara emek veriliyor, boşa yapılmıyor, içerisinde stratejik amaç ve hedefler ortaya konuyor, bunların performans kriterleri ortaya konuyor ve buna göre de bir yol yürünüyor. Bakanlığımızın stratejik planına baktığımda, mesela "Gençlik merkezlerinin kapasitelerini geliştirerek etkinliğini artırmak." Plan dönemi başlangıç değeri 265 yani yerinde incelenen gençlik merkezi sayısı, 5'inci yıl sonunda 310 yani altı yıl sonunda 310'a yani 265'ten 310'a ulaşmış. Gençlik merkezi toplam üye sayısı -öyle bir hedef konmuş ki- plan dönemi başı 1 milyon 700 bin, plan dönemi sonu 1 milyon 800 bin. Yani altı yıl içerisinde 100 binlik bir artış hedef konmuş.

Yine "Gençlik kamplarının kapasitelerini geliştirerek daha etkin bir yapıya kavuşturmak." Yani buradaki gençlik kamplarında düzenlenen aktivite türü sayısı 15'ten 30'a çıkmış.

Burada esas benim dikkatimi çeken "19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı ve gençlik haftası ile kültür ve sanat etkinliklerine ilişkin farkındalığı artırarak daha fazla gence ulaşmak." Düzenlenen faaliyet sayısı 4'müş, altı yılın sonunda 5'e çıkarılması hedeflenmiş. Düzenlenen kültür ve sanat etkinliği sayısı 16'ymış, altı yıl sonunda 17 olması öngörülmüş.

Bakın "Gençlerin sorun, ilgi, ihtiyaçları ve beklentilerini tespit edip çözüm üretmek için sivil toplum kuruluşlarıyla daha etkin iş birliği yapmak." STK'lerle iş birliği yapmak, doğrusu da budur yani burada amatör spor kulüpleri var, spor ve gençlik adına bir sürü STK var. Oysa iş birliği yapılan sivil toplum kuruluşu sayısı plan dönemi başlangıcında 80, altı yıl sonunda 40. Bu STK'lerle iş birliğini artırmak değil, 80'den 40'a düşürmek gibi bir hedef konmuş. Sivil toplum kuruluşuna verilen eğitim, seminer, çalıştay sayısı plan dönemi başlangıcında 25, plan dönemi sonunda 15. Bunu da azaltmış Bakanlık, böyle bir hedef koymuş stratejik planında.

Bir başka şeye daha değineceğim, sonra konuyu değiştireceğim.

Yine, sivil toplum kuruluşlarına verilen... Ki burada "Gençlik ve spor alanına ilişkin uygulanan proje ve çalışmalardan faydalanan genç sayısını artırmak." Sivil toplum kuruluşlarına verilen eğitim sayısı 2, 5'inci yıl sonunda yine 2 ve bunun bütçesi 250 milyon lira Sayın Bakanım yani bu hedefe yönelik yapılacak faaliyetlerin bütçesi 250 milyon lira. Kontrolörlere verilen eğitim sayısı da 1'ken, yine 1 yani 1 eğitim yapılacak, her yıl 1 eğitim beş altı yıl boyunca. Şimdi, bu stratejik plan, Gençlik ve Spor Bakanlığımızın nereye varmak istediğini aslında bize göstermesi gereken bir plan.

Sayın Bakanım, ben, tabii, bu kapsamda bir de şu yurt konusuna değinmek istiyorum. Yurtlarımızın kapasitesi artırıldı, evet. Özellikle son birkaç yılda oldukça ciddi bir artış görüyoruz. Tabii, daha geriye gittiğimizde bu artışın çok yetersiz olduğunu da ifade etmek gerekir. Tabii, bizim Cumhuriyet Halk Partisi olarak son üç dört yıldır TOKİ'nin özellikle yurt yapımına ağırlık vererek öğrencilerin yurt ihtiyacını... O az önce bahsettiğim, asgari ücretli birinin veya bir çiftçinin evladı, kızı, oğlu ilinin dışında, kendi evinin uzağında bir yerde okuma ihtiyacı duyduğunda devlet ona mutlaka yer göstermelidir, oraya sığınmalıdır, onun imkânlarından yararlanabilmelidir. Ben üniversite öğrencisi çok kızın ailesinin telefonla aradığına şahit oluyorum. "Devlet yurdunda sıraya giremedik, yazılamıyoruz, çocuğumuzu da bırakacak yerimiz yok, ne yapalım? Bize bir yer bulur musunuz?" Ve çocuğunu mecburen geri almak durumunda kalıyorlar ve bu da büyük bir sorun yaratıyor.

Yaptığım oranda -üniversite öğrenci sayısını, açık öğretim ve uzaktan eğitimi hariç tuttum, toplam öğrenci sayıları itibarıyla bakarak orantıladım- şu anda her 100 öğrenciden ancak 16'sı yurtta barınabiliyor. Her 100 öğrenciden 22 kız öğrenci barınabiliyor, her 100 öğrenciden 11 erkek öğrenci devlet imkânlarıyla barınabiliyor. Tabii, bu, yüzde 10 karşılanıyor anlamına gelmez. O ilde oturanlar doğal olarak kendi evinde oturuyor. Bu, toplam öğrenci sayısının karşılığında olan yurt talebi karşılama oranı değil ama bunun, benim tahminime göre, en az yüzde 30'lar, yüzde 40'lar düzeyine çıkması lazım çünkü üniversite öğrenciliğinde ciddi bir mobilite var, farklı illerde öğrencilik yaptıkları için.

Sporla da ilgili, özellikle bağımsız dediğimiz aslında 62 spor federasyonumuzun en önemli sorununun seçimler ve yönetim biçimlerindeki siyasi baskı ve etkiler olduğunu belirtmek istiyorum. Bu özerk ve bağımsız dediğim spor federasyonları yapıları itibarıyla bu kavramlara ne yazık ki uymuyorlar ve spor kulüpleri kamu kaynaklarından yapılan yardımların kesilmesi endişesiyle mevcut sisteme de uyum sağlamak durumunda kalıyorlar. Spora devlet ve siyasetin müdahalesinin uluslararası spor ilkelerine ve olimpiyat anlayışına da aykırı olduğunu belirtmek istiyorum.

Ayrıca, okullarımızda sporla ilgili, spor eğitim ve altyapısının istenen düzeyde oluşabilmesinin önünde çok ciddi engeller olduğunu söyleyebilirim. Eğitim sistemi ile spor eş güdümü bir türlü sağlanamadığı, eğitim sistemi nedeniyle anne babalar spordan önce çocuklarının eğitimine önem vermekte ve bu durum hep övündüğümüz yüksek genç nüfus potansiyelimizden yararlanamama gibi olumsuz bir sonuca da neden olmaktadır. Sporcu kaynağı olan ilköğretim okullarının büyük bir bölümünde spor tesisi yoktur. Beden eğitimi öğretmeni açığı vardır. Okullarımızda spor ne yazık ki okul yöneticilerinin spora bakış açısına bağlıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Özür diliyorum. Bitiriyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Buyurun.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Bu mesele Millî Eğitim Bakanlığının sorumluğuna terk edilemez, tabii ki doğrudan Gençlik ve Spor Bakanlığımızın bunun üzerinde durması gerekiyor.

Bir de engellilerle ilgili, Ampude takımımızın dünya 2'ncisi olması hepimizin gururu, bizi çok onurlandırdı, gurur duyduk ancak engellilerin, hele hele amatör spor yapan engellilerin ne kadar zor şartlarda, ne kadar devlet desteği olmaksızın, belediyelerden medet umarak -ki nüfusumuzun yüzde 11'in üzerinde engelli olduğu gerçeği karşısında- ne kadar zor şartlarda bu sporu yapmaya çalıştıklarını da hepimizin görmesi, bilmesi lazım. Çok amaçlı spor tesislerine öncelik verelim diyorum. Spor tesislerine ulaşım imkân ve kolaylıkları sağlanmalıdır diyorum ve ücretsiz olarak sağlanmalıdır, rica ediyorum. Hele köylerimizdeki çocuklarımızın da kırdaki çocuklarımızın da gençlerimizin ve yaşlılarımızın da her yaştan yurttaşımızın da bunlardan yararlanmasının yararlı olacağını düşünüyorum.

Bütçemizin hayırlı olması dileklerimle, saygılar sunuyorum.