| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/276) ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/275) ve Sayıştay tezkereleri a)Gençlik ve Spor Bakanlığı b)Spor Genel Müdürlüğü c)Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu d)Spor Toto Teşkilat Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 06 .11.2018 |
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Bakan, değerli arkadaşlar; bütçemizin hayırlı olmasını dileyerek konuşmama başlıyorum.
Bütün bakanlar gibi Sayın Bakan da konuşmasına başlarken yeni bir sistemin ilk bütçesi, yeni sistem, Cumhurbaşkanlığı sisteminden söz ettiler. Herkes aynı cümleyi tekrarlıyor. İşte "Eski sorunlu sistem yerine yeni bir sisteme geçtik, bürokratik vesayetçi sistemden kurtulduk." gibi parlak sözlerle başlıyorlar. İş böyle değil tabii. Evet, birtakım bürokrasi, zaman açısından kurtulduk ama doğru karar almanın da garantisi olan ortak akıldan da giderek uzaklaşıyoruz, daha da uzaklaşacağız çünkü her şeyi, yasamayı, yürütmeyi, A bakanlığını, B bakanlığını, her şeyi tek bir adama havale ettik. Dolayısıyla sağlıklı kararlar vermemizi de bu zorlaştıracak ileride.
Sayın Bakan, arkadaşların söylediği bir cümleyi tekrar ediyorum: Gerçekten yeni dönemin bakanı olarak burada beş sene sonra, on sene sonra Gençlik ve Spor Bakanlığı yani gençlikle ilgili hangi sorunları nasıl, hangi takvimle çözeceğinizi anlatmanızı bekliyorduk ama diğer bakanların yaptığı gibi bir "İcraatın İçinden" dinledik sizden.
Sayın Bakanım, "İcraatın İçinden" dinledik ama çok vefasızlık yaptınız. Kitabınız burada yani sunduğunuz kitap, ya, bir tane eski bakan resmi koysaydınız ya. Biraz evvel buradaydı bakanlardan biri, Akif Çağatay Kılıç. Osman Aşkın Bak'la ilgili bir tane resim ya, yeni geldiniz siz ya. "İcraatın İçinden" şey yapacaksanız Çağatay Bey'in, Suat Bey'in ve Osman Aşkın Bak'ın bir tane resmî... Ya, bu nasıl bir şey? Ben psikiyatr uzmanıyım, bak, böyle, psikolojik bir şey mi? Nedir bu yani, gerçekten anlamakta zorluk çekiyorum. Sadece sizin değil Sayın Bakanım ya. Yoksa yeni sistem böyle mi? Eskiyi bütünüyle yok etmek, yani yok böyle "Biz varız." veya "Her şey şimdi oldu. Bizim dönemimiz bile problemliydi yani Adalet ve Kalkınma Partisinin dönemi bile problemliydi, şimdi biz geldik, biz varız." Çünkü o döneme sahip çıkarsanız dünya kadar problemle karşı karşıya kalacaksınız yani dünya kadar sıkıntı, FETÖ'sünden şeyine kadar neler var neler yani. Dolayısıyla "Çizdik attık, orada Abdullah Gül'ü attık, Ahmet Davutoğlu'nu attık, hepsini attık, çizdik, şimdi biz varız." bu psikoloji mi yoksa başka bir psikoloji mi, kişisel psikoloji mi; gerçekten anlamakta zorluk çekiyorum.
Değerli arkadaşlar, stadyumlarla, bu spor tesisleriyle ilgili birkaç cümle söyleyeyim, önümdeki kâğıttaki not öyle. Erzurum'da bir Kış Olimpiyatları vardı, Kış Oyunları Merkezi miydi, tesisleri vardı yıkıldı filan. Ya, gerçekten ne oldu? Takip etmeye çalıştım, çok da takip edemedim. Şimdi aklıma geldi 2026'da tekrar Kış Olimpiyatlarına talip olmuşuz. O nedenle aklıma geldi, nedir bu tesisler, nereye gitti? Özelleştirilecekti, yazılar çıkmıştı, sonra işte Erzurum Belediyesine terk edildi filan. O yıkımla ilgili bir çalışma, araştırma yapıldı mı, ne oldu, o pistle ilgili bir şey var mı? Orada meşhur bir firma var, Türkiye'de iş almadığı yer yok. Atlama Kulesi, her neyse, pist de sayılabilir o kule, her neyse. Ne oldu, o firmayla ilgili bir araştırma yapıldı mı? Müthiş bir firma yani sadece Atlama Kulesi'yle kalmayacak yani.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU - Yasaklama var.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Yasaklama mı geldi? Yasaklama geldi, ne güzel ama geç kalmışsınız yasaklamada. Bir baktım listede Türkiye'nin dört bir tarafında almadığı iş kalmamış yani bir anda taşeron şeyden, üçüncü derece taşeronluktan uçmuş gitmiş. Kimdir gerçekten bilmiyorum.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU - Psikolojik sıkıntı var orada!
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Neyse çözelim bu sıkıntıyı, bu sıkıntıları çözelim.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, stadyumlar yapıyorsunuz, Arena ismini de veriyorsunuz, Arena...
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU - Değiştirdik onları.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Yasakladınız mı Arena'yı? Demek ki sizin dönemizde dünya kadar problem var. Bak, iyi oluyor bu konuşmalar. Geçen bütçede gene bunu gündeme getirmiştik, Arena... Neyse...
Onu bırakıyorum, Sayın Bakanım, onu bırakıyorum. Şimdi, bana hemen "sus" diyecek, onun için devam edeyim isterseniz. Onu bırakıyorum. Şöyle bir şey yapıyorsunuz: Sizin işiniz gücünüz -bu Hükûmet, belki yeni dönemde olmayacak, eski dönemi diyelim yani Suat, Osman, Ahmet Bey, Abdullah Gül, eski dönemde- aklınız fikriniz rant arkadaş. Bakın, Rize'de ne yaptınız? Rize'nin merkezinde Atatürk Stadyumu diye bir stadyum vardı merkezde. İşte İstanbul'da bir grup Rizeli iş adamı filan toplandı, bir araya getirildi, o zaman Sayın Başbakanın riyasetinde bir araya geldiler ve Rize'ye bir stadyum yapma karşılığında o arsayı aldılar, paha biçilmez -Rize için söylüyorum- bir arsayı satın aldılar. Gittiler, devletin verdiği bir yerde çok kötü, rezil bir şey yaptılar. Şimdi Rize'ye stadyum isteyeceğim o nedenle. Orayı aldılar, bir AVM yükselttiler oraya. Öyle yaptılar ki, öyle bir şey verildi ki onlara ruhsat, imar şeyi verildi ki tamamına kapalı alan, tamamına kapalı alan konduruldu. Ee, buraya nereden girilecek, yol lazım, şey lazım? O zaman mahalleyi yıkalım. Gariban zavallıların şeyleri istimlak edildi, Rize'de 300 bin lira, 400 bin lira o tip daireler, bunlara 90 bin lira 120 bin lira arasında para verildi. Ya, bu zulüm, zulüm ya, zalimlik. Bu eskiler var ya, sizin eski döneminiz gerçekten bunlar zalim Bakanım. Umarım sizin yeni döneminizde böyle şeyler olmayacak.
Değerli arkadaşlarım, şimdi Kredi ve Yurtlara geliyorum. Kredi ve Yurtlar Kurumu çok önemli tabii, gençlerimizin barınma, beslenme ihtiyacı, işte burs verilecek, kredi verilecek filan. Şimdi, geçen günlerde Sayın Cumhurbaşkanı gerçekten vicdanları rahatsız edecek bir şey söyledi "Beleşçiliğe..." Ne beleşi ya, ne beleşi, gariban. Bir şey söylemiyor musunuz, uyarmıyor musunuz bu Sayın Cumhurbaşkanını ya? Ya, kendi "Burs alanlar beleşçi." demiş. Şimdi baktım ya "Çocuklarımı ben filan arkadaşımın bursuyla filan yerlerde okuttum, ben kendi paramla göndermedim." diye daha dün söyledi, hepimiz hatırlıyoruz ya. Cumhurbaşkanı, o zaman işte Refah Partisinin il başkanı...
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU - "Sadece burs almayın, kredi de alın." diyor.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Güzel kardeşim, tamam, sen daha sonra o şekilde cevap verirsin ama "Beleşçiliğe alıştırmayın." dedi, beleşçiliğe. "Beleşçiliğe alıştırmayın." Ya, kardeşim, ne garibanlar var ya, ne insanlar var, nasıl geçiniyorlar? Memur kaç lira maaş alıyor, asgari ücretli işçi kaç lira maaş alıyor, 2 çocuğu olan çocuklarını nasıl okutuyor? Bunlardan haberiniz yok mu arkadaş? Daha dün çocuklarını Remzi Gür'ün bursuyla İngiltere'de okutan... Bir de Sayın Cumhurbaşkanının mal bildirimi var elimde, hâlâ "Gür'e 2 milyon borcum var." diyor, yukarıda da mal varlıkları var. Niye mal varlıklarını satıp Gür'ün parasını ödemiyor? Türk lirası üstelik de. Onu da anlamadım. Nasıl böyle bir şey der gerçekten anlamakta zorluk çekiyorum değerli arkadaşlarım.
Şimdi, bu kredi, evet yani doğru, siz geldiğiniz zaman kapasite 2002'de 83 binmiş, şimdi 664 bin. Evet, yani çalışmalar yapılmış ama yetmez. Kaç kişinin yurt ihtiyacı var arkadaşlar? 2 milyon mu, 2,5 milyon mu, 3 milyon mu yatak ihtiyacı var, yurt ihtiyacı var. Nasıl bu devlet, büyük devlet, acayip bir şekilde, dünyanın işte 17'nci ekonomisi, uçuyoruz, nasıl bunu yapamıyoruz değerli arkadaşlarım? Ya, sonra bulduğunuz modeller de beni şaşırtıyor, gene ranta gidiyor. Öyle modeller, bu yap-işlet ya da kamu-özel ortaklığı, yap-işlet kirala, yap-kirala-devret filan, böyle bir model bulmuşsunuz. Bu modellerle ilgili ayrıntılı açıklamalar bekliyoruz değerli arkadaşlar.
Sayın Bakanım, ön protokol şu mu yani adamın binası var, geliyor size "Benim binamı uygunsa kiralayın filan." diye geliyor. Bunlara ne kadar ödemeler yapıldı? Yıllara göre bunları bize bir açıklayın. Başka bir şey var, tam da böyle size uygun finans modeli. Ben yerelde yandaş zengin etme modeli olarak düşünüyorum yoksa "Devletin yurt yapacak parası yoktur." demek anlaşılır bir şey değil. Adam geliyor "Ben yurt yapacağım." diyor, devletin arsasını veriyorsunuz, oraya yurt yapıyor, kiralıyor, şu kadar sene sonra, şimdi, buraya şu kadar sene sonra... "Kırk beş yıllığına" diyor Sayın Bakanım, burada, elimde şeyler, kırk beş yıllığına. Kırk beş yıllık nasıl bir şey, kırk beş yıllığına...
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Kırk dokuz yıllığına.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Kırk dokuz yıllığına ne kadar kira ödüyorsunuz?
Bakın, aynen Zafer Havaalanı gibi olmasın. Kütahya'da biliyorsunuz kamu-özel ortaklığı daha şimdiden 50 milyon-55 milyon euroyla yapılan yerde 20 milyon garanti ödenmiş ve 2044'de kadar ödeyeceğiz. Bu yurtlar da böyle mi? Bunlarla ilgili açık açık hangi senelerde ne ödeniyor, kırk dokuz yıllığına ödendiği zaman maliyeti ne olacak, ne verecek; bunları bilmemiz gerekiyor yani tüyü bitmemiş yetim hakkının hesabı. Yoksa hamasetle şuraya kampa gittik, buraya şeye gittik, bunlarla şey yapılacak durum değil.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU - On beş yılın üstünde...
BAŞKAN - Sayın Bakan, not alın, hepsini beraber cevaplayalım.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Başka bir konuya geçiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Bekaroğlu, süreniz bitti, lütfen...
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Birkaç dakika daha verin.
BAŞKAN - Sözünüzü tamamlamanız için size söz veriyorum.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Sayın Başkan, emsal olur.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bak, emsal istiyor, yirmi dakika konuşacak.
Sayın Bakanım, değerli arkadaşlarım; ya, bu kumar, nereden bu kumar işi sardı sizi ya? Hayret ediyorum ya! Adalet ve Kalkınma Partisini yani bıraktım yani dini filan, İslam'ı filan bıraktım ya, gençleri niye kumara alıştırıyorsunuz?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU - Geçen yıl konuştuk.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ne konuştuk, hiçbir şey konuşmadık ya! Aynı şey devam ediyor. Azalttınız mı ya? Ya, işiniz gücünüz kumar arkadaşlar ya, böyle bir şey var mı? Kaç tane ya? Haftanın yedi günü, her gün İddaa, at yarışı, On Numara, Sayısal Loto, Şans Oyunları, Toto, Skor. Ya, nereden buldunuz bunları ya? Sizin geldiğinizde bir tane, iki tane vardı. Anlaşılır gibi değil ya. Buradan para ayırıyorsunuz Millî Eğitime, Tanıtım Fonu'na. Böyle bir şey var mı, bu nasıl bir iş? Ne kadar? 15 milyar, 15 milyar. Bunu bir gelip anlatın bize ya. Bütün gençler -Gençlik Spor Bakanı genç- kumarın şeyinde ya. Siz nasıl bu gençleri yetiştiriyorsunuz, ediyorsunuz.
BAŞKAN - Sayın Bekaroğlu, teşekkür ediyoruz.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Yo, bitmedi, izninizle birkaç cümle daha. Bir de önerilerde bulanayım, eleştiri filan demesinler.
Bakın, nasıl bir gençlik istiyorsunuz, bir defa, buna bir karar vermemiz gerekiyor. Sizin probleminiz, daha önce de söyledim, önceden eleştirdiğiniz her şeyi rengini değiştirerek yapıyorsunuz. Bir şey vardı, yanlış bir şey, rengi kırmızıydı, siz onu yeşile boyayıp alıyorsunuz. Bu loto moto işlerini de o şekilde yaptınız. Nasıl bir gençlik? Ya, devletin görevi gençlere inanç, ideoloji, yaşam tarzı empoze etmek değil. Kamplarda filan bunlar yapılıyor. Siz gerçekten özgür düşünebilen, insanları sevebilen, kendi kendine karar verebilen, mesleğini iyi bilen, dünya vatandaşı olması için işte kendi dilini, Türkçesini çok iyi konuşan, başka bir dil de bilen, böyle bir gençlik yetiştirecek bir çalışmanız on altı sene arkadaşlar ya, on altı sene...
Şimdi, Sayın Bakan diyecek ki: "Osman Aşkın Bak ile Suat, Çağatay'ın problemidir bu. Biz şimdi düzelteceğiz." diyecek, öyle sanıyorum.
Teşekkür ederim.