HACI BAYRAM TÜRKOĞLU (Hatay) - Sayın Başkanım, birkaç cümle müsaade ederseniz ifade edeyim.

Anadolu'da bir tabir var: "Köşker sevdiği gönü yere çalar." derler. Tabii, sevgili meslektaşımız Özgür Başkan da benim adımı da kullanarak özellikle...

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Zaten dedim en az kim alınacaksa örneği ondan vereyim.

HACI BAYRAM TÜRKOĞLU (Hatay) - Teşekkür ederim.

Tabii, şu var: Yani bu torba yasalar tamamen bitmez, kanaatim olarak söylüyorum ben bunu. Yani arzumuz odur ki bütün çıkarttığımız kanunlar hep temel yasa niteliğinde olsun ama bu da hayatın bir gerçeği yani bu Mecliste yasama faaliyetleri sürdüğü müddetçe, geçmişte de işte birlikte sekiz yıldır milletvekiliyiz bu hep oldu, bugün de oluyor, yarın da olacak. Dileyelim ki bu torbalar çuvala, harala dönüşmesin, yani torba yasa torba yasa hüviyetinde kalabilsin. Tabii, çıkan yasalar ne kadar geniş platformda tartışılırsa mutlaka nasıl bir sancı çok çekilirse bir annede doğum ne kadar sağlıklı olur yani bu yasalar da ne kadar çok tartışılırsa şüphesiz ki o kadar sağlıklı olur. Bunun geçmişte örneğini de yaşadık. İşte bir eczacılık yasası çıkarken bütün partnerler yani gerek buradaki milletvekili arkadaşlar gerekse tabii, Türk Eczacıları Birliği hem merkez heyeti hem odalar bazında veya daha değişik işe katkı sunmak arzu edenlerle bir arada çıktığı için ben de bizzat o çalışmaların içerisinde bulundum. Mesela, bir o eczacılık yasası çıkarken o zaman da en az birlikte yirmi otuz saat yani bir emek vermiştik, beraber çalışmıştık. Yani bu yasa da aslında çıkarken Bakanımız, İsmail Bey ve diğer arkadaşlarla, diğer eczacı meslektaşlarla birlikte emin olun, üzerinde on beş yirmi saat çalışıldı. Sadece beni ziyarete gelen eczacı meslektaşların sayısı 40-50. Bunun içerisinde kamuda çalışan eczacılarımız da var, onların farklı talepleri vardı; onun dışında, odalardan gelen arkadaşlar var, Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyetini temsilen bir heyet geldi, odadan geldi; bizim bölgeden geldi, Hatay Eczacı Odasından gelenler oldu. Şüphesiz onların da görüşünü aldık. Yani yapılan işte, kul kusursuz olmaz, hatalar olabilir. Ha, bu arada, biz Bakanlıktan teknik destek aldık mı? Aldık, onu da aldık işin doğrusu, teknik destek de doğal olarak aldık. Yani bundan sonra da herhangi bir bakanlıkla ilgili, mesela ekonomi konusunda bir yasa çıkarıyorsak işin partnerleri içesinde, uygulayıcılarıyla ilgili, pratikte nelerle karşılaşıyoruz, onun da geniş bir platformda tartışılarak yasaya uyarlanmasında fayda var daha sağlıklı bir doğum için.

Tabii, işte, burada biz yaklaşık otuz saattir -aşağı yukarı- bu konuyu görüşüyoruz. Gidebildiğimiz, alabildiğimiz mesafe 4 madde. 4 madde yani demek ki her bir madde üzerinde ve geneli üzerinde altışar, yedişer saat konuşmalar yapmışız, görüşmüşüz demektir. Bu görüşmeler de böyle devam ediyor. Mesela şimdi 5'inci maddedeyiz. Kaçta başladık? Saat üçte başladık,15.00'te; 15.00'te başladık, saat 19.00; aşağı yukarı dört saattir bu mesele üzerinde görüşüyoruz, konuşuyoruz. Tabii görüşmekten konuşmaktan gocunmamak lazım. Herkes elbette ki değerli fikirlerini söyleyecek, kanun üzerinde katkıda bulunacak. İşte, hocalarımız işin Anayasa'ya uygun tarafını, uygun olmayan tarafını, cemiyette karşılaşabileceğimiz sıkıntılı taraflarını dile getiriyor, bütün bunlar dile getiriliyor burada. Yani biz de bunları dinliyoruz, yorgun da olsak, zaman zaman birkaç saniyelik uyku da uyusak dinliyoruz.

Evet, ben teşekkür ediyorum. Tabii ki herkesin müştereken katkı sunduğu ve asgari müşterekte de birleşerek yürümemiz en idealidir, en uygun olanıdır. Zaten bu Komisyonun varlığı da bunun içindir diyor, ben hepinize teşekkür ediyorum.