KOMİSYON KONUŞMASI

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, çok değerli Komisyon üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakan, yeni görevinizde de başarılar diliyorum.

Ben de spordaki şiddetten başlamak istiyorum, özellikle geçen haftaki fotoğraftan. Şöyle, son otuz yıla baktığımız zaman, bütün kulüp başkanlarına ve yöneticilerine, antrenörlerine; hep aynı adamlar. Bugün Gençlik ve Spor Bakanlığının bütçesini konuşuyoruz ama spora baktığımız zaman otuz yıldır çeteleşmiş; sporu her alanda, hem TV kanallarında hem kulüplerde ele geçirmiş aynı kişileri izliyoruz.

Son karşılaşmada gördük, dünyaya da rezil olduk. Futbolcular sahada tartışıyor, dışarıdan herkes saldırıyor, kimin kime vurduğu belli değil.

Ondan bir hafta önce gene Türkiye'de acı bir olay yaşadık, gerçekten spora kara leke sürüldü. Avrupa'da futbol oynamış, gurur duyduğumuz bir sporcu bir hastaneye gidiyor, silahla basıyor, bizim Spor Bakanımız onunla ilgili bir açıklama dahi yapmıyor ve bu arkadaşımız, düşünün, hastanede tehdit ederek, tehdit savurarak orada silahla tehdit ediyor, Türkiye izliyor, Bakanlık izliyor, savcılar, hâkimler izliyor. Sadece şunu söyleyeyim: Liseye giden bir gencimiz, üniversiteye giden bir gencimiz sosyal medyada bir yazı yazdı diye hemen sabah polis alıyor evinden, hemen alıyor. Nasıl takip ediyor, şaşırıyoruz ama böyle bir eylemi ne Spor Bakanlığı ne de Türkiye'de bir savcı, bir hâkim takip etmiyor.

Çok değerli arkadaşlar, son yıllardaki spordaki şiddet kendiliğinden başlamadı, bugünkü yönetim anlayışından kaynaklanıyor. Bir örnek vereyim, Trabzon'da Fenerbahçe kafilesine silahlı saldırı yapıldı, düşünün, bir dosya dahi açılmadı, kapatıldı.

BAŞKAN - Size bir saat süre vermek lazım.

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Son iki bakan, özellikle Osman Aşkın Bak bize söz verdi. Her koridorda gezdiğimizde, Genel Kurulda "Benim ilk işim spor kanunu çıkarmak..." Sevgili Bakanım, bir an önce, eğer biz dünyaya rezil olmayacaksak spor kanunun çıkması gerekiyor. Spor kulüpleri batmış, hepsi iflas etmiş. Kendi şirketini yönetemeyenler gidip oranın başına oturuyorlar, kulüpleri elli yıllık borçlara sokuyorlar. İstedikleri gibi borçlanıyor ve artık, Avrupa'ya, düşünün, futbol takımlarımız gidemiyor. Bu hâle geldik. Onun için bir an önce spor kanununun çıkması gerekiyor.

Ben bir de bu bütçede şu yatırımlarla ilgili birkaç konuyu gündeme getirmek istiyorum, özellikle bu statları. Her şeyiyle stat yapıyoruz, çok güzel. Bu statlar ne işe yarayacak? Avrupa Şampiyonası'nı da alamadık. On beş günde sadece bu statlarda bir maç mı yapılacak? İstanbul'da Atatürk Stadı var, burası ne işe yarıyor? Milyon dolarlar yatırıldı, şu an ne işe yarıyor? Hâlâ stat projeleri devam ediyor. Bu stat projelerini devam ettirene kadar, ülkede bu kadar üniversite var, yurt sorunu var, yurtları yapsak. neden yapamıyoruz, neden yapmıyoruz?

Bir de Sayın Bakanım, düşüncenizi almak istiyoruz. Her şehirde bir stat projesi var ve bu statlar yenileniyor, eski statlar yıkılıyor ve bu eski statlar genelde TOKİ'ye, müteahhitlere peşkeş çekiliyor. Bu statların ismine baktığımız zaman çoğunun ismi ya İnönü Stadı ya Atatürk Stadı. Neden bu isimler kaldırılıyor, değişik değişik isimler konuyor? Stadın isminin İnönü veya Atatürk olması rahatsızlık mı veriyor? Bunu özellikle cevaplamanızı istiyorum.

Çok teşekkür ediyorum, hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.