| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/276) ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/275) ve Sayıştay tezkereleri a)Gençlik ve Spor Bakanlığı b)Spor Genel Müdürlüğü c)Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu d)Spor Toto Teşkilat Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 06 .11.2018 |
DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Sayın Bakan, Sayın Başkan ve değerli milletvekilleri; ilk başta hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Az önce Sayın Abdüllatif Şener hepimizin genç olduğunu söyledi. Ben de en genciniz olarak kalbinizi kırmıyorum, evet hepiniz gençsiniz önemli olan zihinlerin, ruhun genç olması; fiziksel yaş, biyolojik yaş çok da önemli değil.
BAŞKAN - Kaç yaşında?
DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - 22 yaşındayım. Üniversiteden beş ay önce mezun oldum. Aslında gençlerin yaşadığı birçok sorunu biliyorum, yaşadım, hâlâ da yaşıyorum. Bu yüzden, ben sayısal verilerle konuşmayacağım. Bütün vekillerimiz sayısal verilerle konuştu ama ben direkt aslında yaşadığım sorunları anlatacağım. Az önce Hüseyin vekilimiz dedi ki: "Bakanlığımız gençlerle bir görüşlerini aldı mı?" Bakanlığımız böyle bir görüşme gerçekleştirdi mi bilmiyorum ama ben gençlerin görüşlerini, düşüncelerini alıp geldim buraya.
Bugün, bildiğiniz üzere, 6 Kasım YÖK'ün kuruluş yıl dönümü. 12 Eylül darbesinin bir ürünü olan YÖK'ün aslında aynı zamanda üniversitelerin özgür ve özerk alanlar olmasının önündeki en büyük engeldir. Bugün yine aynı şekilde bulunduğu her yerde "YÖK'e ve bütün antidemokratik uygulamalara hayır" sesini yükseltecek olan gençleri de buradan bir kez daha selamlıyorum.
BAŞKAN - Bu selamlamayı yarın yapsaydın, YÖK'ün bütçesi yarın.
DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Dün de yaptım, bugün de yaptım, yarın da yapacağım.
BAŞKAN - Yarın da geleceksin, tamam.
DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Evet.
Özerk alanlar olmaktan çıkan üniversite kampüslerinde aslında güvenlik güçlerinin daha rahat bir şekilde geziyor olması ve öğrencilerin fişleniyor olması; öğrencilerin, gençlerin üniversiteden mezun olduktan sonra güvenlik soruşturmasını geçememesi nedeninden dolayı işsizliğin artması ve üniversiteli birçok gencin işsiz olması durumuyla karşı karşıyayız. Bu, aslında, üniversitelerin özerk alanlar olması önündeki en büyük engeldir, en büyük sorundur. Yine de özerk üniversitelere bir darbedir diye nitelendiriyorum.
"Sayısal verilerle konuşmayacağım." dedim ama ister istemez sayısal veriler de vermek zorunda kalıyoruz. Aslında bir üniversite öğrencisinin aylık giderinin en az bin TL olmasına karşın, üniversiteli öğrencilere verilen 500 TL'lik Başbakanlık bursu, aslında üniversite öğrencilerinin yüzde 6'sına verilen bir burstur. Hani, böyle kalkıp da yüzde 94'ünün öğrenim kredisi alması... Ve öğrenim kredisini alamayan öğrencilerin de var olması büyük bir sorundur. Aynı zamanda, alınan 500 TL'lik bursun 350, 400 TL civarındaki kısmının Kredi ve Yurtlar Kurumuna veriliyor olması da yine aynı şekilde büyük bir sorundur çünkü geriye kalan 100 lira, 150 lira, sadece okulda bir tost yiyip, çay içmeye yetmeyen ücrettir. Buna karşılık, aslında, üniversite öğrencisi birçok genç kadın okuyamadığı için, bursu yetmediği için ve parasız olduğu için, aslında buna mecbur kaldığı için fuhşa sürükleniyor. Böyle bir durumla karşı karşıyayız. Belki bilmiyoruz ya da farkında değiliz ama bugün birçok üniversite öğrencisi genç kadın fuhşa mecbur kalıyor yani bunu yaşıyor, eskortluk yapıyor. Belki bunun farkında değiliz, bilincinde değiliz ama birçok üniversite öğrencimiz, birçok genç kadınımız maalesef ki fuhşa sürükleniyor çünkü verilen burs yeterli değil ve aynı şekilde, yoksulluk yüzünden okuma gibi bir durumu olmadığı için böyle bir sorunla karşı karşıya.
Yine, aynı şekilde, üniversite kampüslerinin şehir dışında olması, yine yurtların da şehir dışında olması öğrencileri aslında kültürel faaliyetlerden, sosyal faaliyetlerden alıkoyan durumlardan. Aslında biz öğrencileri, gençleri kültürden, sosyal hayattan yoksun bırakıyoruz, biz onları bundan uzaklaştırıyoruz çünkü üniversitelerimizi, fakültelerimizi ve yurtlarımızı sosyal hayatın içine değil, şehirlerin dışında yapıyoruz. "Her ile bir üniversite" diyoruz ama her ile bir üniversite kurduktan sonra bu üniversitelerin içini doldurabilecek akademisyenimiz yok maalesef. Evet, belki "her ile bir üniversite projesi" kulağa güzel gibi geliyor ama maalesef ki bu eğitimi verebilecek akademisyenlerimiz yok. Çünkü bizim birçok akademisyenimiz, üniversiteden mezun olan birçok gencimiz Türkiye'de işsizlikten dolayı, Türkiye'deki baskılardan dolayı ve hak ettiği değeri görmediğinden kaynaklı beyin göçü yapıyor. Bu bizim başlıca sorunlarımızdan.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Ek süre istiyorum.
BAŞKAN - Sayın Dağ, buyurun.
DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Teşekkürler.
Yine, aynı şekilde, her ilde bir üniversite diyoruz ama her ilde bir üniversiteyi karşılayacak akademisyenlerimiz yok. Evet, kulağa hoş geliyor her ilde bir üniversitenin olması ama bugün üniversitenin ne durumda olduğu, akademisyenlerin bilim düzeyi... Biz "bilim" diyoruz ama bilimi verecek bilim insanımız yok maalesef. Türkiye'de gördükleri baskıdan dolayı, hak ettikleri değeri görmediklerinden dolayı birçok gencimiz, birçok akademisyenimiz beyin göçü gerçekleştirdi, ihraç edildi. Bunlar aslında bizim gençlerin başlıca sorunları arasında.
Yine, aynı şekilde, gençler olarak topluma ve kendimize en çok faydalı, en verimli olacağımız yaşlarda maalesef şiddetle, yoksullukla, madde bağımlılığı gibi sorunlarla ilgilenmek zorunda kalıyoruz. "ruz" diyorum çünkü ben de 22 yaşında bir gencim ve aynı sorunları yaşıyorum. Bu yüzden aslında bütün gençler adına konuşacağım burada, bir Vekil olarak konuşmayacağım, bu ülkenin genç bir vatandaşı olarak konuşacağım. Evet, bütün bu sorunlarla karşı karşıya kalıyoruz. Peki "madde bağımlılığı" diyoruz; bugün sigara içme yaşı 8, 9 yaşına "genç" bile diyemeyeceğimiz çocukların yaşına indirgenmişken, aynı şekilde, madde bağımlılığı 12, 13 yaşına kadar indirgenmişken biz bunları engellemek için ne yapıyoruz ya da burada görevli, yetkili olan Bakanlık bunu engellemek için ne yapıyor? Üniversite çevrelerinde, yine lise çevrelerinde olan bütün kafelerde uyuşturucu satıldığının bilinmesine rağmen neden bir engelleme söz konusu olmuyor? Hüseyin Vekilimiz de aynı şekilde değindi, Kürt illerinde, özellikle Cizre'de, Sur'da ve Nusaybin'de yapılan çatışmalardan sonra her sokakta MOBESE'ler olmasına rağmen, güvenlik kuvvetlerinin bu kadar çok olmasına rağmen, şu an orada uyuşturucunun, fuhşun, bütün madde bağımlılığının çok fazla olmasının ve bunun aslında polislerce, devlet güçlerince, MOBESE'lerle yakalanmasına ve görünmesine rağmen neden engel olunmadığı da bir soru işareti yaratıyor kafalarda. Neden buna engel olunmuyor? Göz göre göre biz neden bu ülkenin gençlerinin madde bağımlılığıyla bu kadar kötü bir şekilde etkilenmelerine izin veriyoruz? Aslında bir nevi de izin veriyoruz biz buna çünkü engel olmuyoruz bu kadar bilmemize rağmen. Hepimiz bu sorunların farkındayız, biliyoruz ama hiçbir şey yapmıyoruz. Bunun sorumluluğu hepimizde.
Yine, aynı şekilde, yurt sorunu var gençlerin. Evet "Şu kadar yurt yaptık." diyoruz, "Bu kadar öğrenci barındırdık." diyoruz ama biz aslında öğrencilerin yüzde 90'ını yurtlara yerleştiremiyoruz. Yerleştirdiğimiz öğrenciler bir odada 12 kişi kalmak zorunda kalıyor.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU - Yapmayın Allah aşkına!
DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Evet, ben dört ay önce mezun oldum, ben kendi üniversitemden örnek vereceğim.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU - Devlet yurdu mu?
DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Devlet yurdu.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU - Adı nedir yurdun?
DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Mardin Artuklu Üniversitesindeki yurt.
GENÇLİK VE SPOR BAKAN YARDIMCISI SİNAN AKSU - Kesinlikle bizim öyle bir yurdumuz yok, 12 kişi kalınan.
DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Kesinlikle öyle çünkü ben kendim yaşadım ve ilk bir ay boyunca 12 kişiyle aynı odada kalmak zorunda olduğum için tek bir gün bile yurda gitmedim. Ama benimki kadar maddi durumu iyi olmayan ve böyle olmak zorunda kalan birçok öğrenci vardı ve 12 kişilik odalarda kalmak zorunda kalıyorlardı. Yani ben yaşadığım bir şey olduğu için söylüyorum. Az önce de söyledim, sayısal verilerden bahsetmeyeceğim. Ben öğrencilerle görüştüm, kendim yaşadım ve...
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU - Mardin'den resimleri getireceğim.
DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Tamam, ben de getirebilirim, sorun değil, yaşadığım şeyden bahsediyorum.
BAŞKAN - Sayın Dağ, çok teşekkür ediyorum.
Son cümlenizi alayım.
DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Ben teşekkür ediyorum.
O zaman son olarak da şunu söylemek istiyorum: Umarım ki bu bütün görüşmelerimiz gençlerin gönlüne göre olur yani bizim için hayırlı değil, gençler için hayırlı bir bütçe görüşmesi olur.
Teşekkürler.