ATİLA SERTEL (İzmir) - Sayın Başkanım, iki kez ismim geçerek bana atıfta bulundular, ben onu bir düzelteyim, konu kapansın. Ben konuşmuyorum çünkü isim vermeyerek.

BAŞKAN - Peki.

Buyurun Sayın Sertel.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Şimdi, ben sayın genel müdürleri devre devre incelerken FETÖ'cülerin nasıl TRT'ye girdiğini ve hâlâ içinde kripto FETÖ'cülerin olduğunu uyarmak açısından söyledim. "Açığa alındı." demedim -belki yanlış sözcük çıkmış olabilir ağzımdan- "TRT'den alındı, Samsun'a vali oldu, Samsun'dan merkeze geçti." dedim. Benim söylediğim bu, birincisi bu.

İkincisi, ben, tabii, Sayın Subaşı'na teşekkür ediyorum -yani ismimi o da zikretti ama- bana destek veren tek AK PARTİ'li milletvekili olduğu için. Çünkü biz doğruyu söylüyoruz.

BAŞKAN - AK PARTİ adına konuştu burada.

ATİLA SERTEL (İzmir) - AK PARTİ'li milletvekili arkadaşımız Subaşı'na teşekkür ediyorum. Niye teşekkür ediyorum? Çünkü arkadaşımız dedi ki: "Bu konulara dikkat edilmesi gerekli." Biz de dikkat edilmesi gereken konuları söylüyoruz zaten.

Şimdi, özür dileme konusuna gelince, bakın, Metin Bey diyor ki: "Özür dilemesine gerek yok." Düşünebiliyor musunuz Mecliste çıkacak herhangi bir milletvekili şu ortamda bırakın "Fetullah Gülen" deyince tepki duymayı -Mevlüt Karakaya haklı- "Fetullah Gülen hocaefendi" dese ya da işte onun bir şiirinden bir iki mısra söylese adamı çarmıha gererseniz, ipte sallandırırsınız ve doğru da. Çünkü darbecilere, kan dökenlere bu ülkenin bu insanlarını acımasızca öldürenlere, bu ülkede rejimi değiştirmeye çalışanlara, cumhuriyeti yıkmaya çalışanlara karşı bu tepki doğal ama bırakın şiirden bir iki mısrayı bir milletvekilinin söylemesini, ismini bile anarken tepki duyan arkadaşların TRT'ye tepki duymamasını da anlamış değilim. Özür dilenmesi şudur: "Arkadaş, bu bizim gözümüzden kaçtı, kaçıyor, içimizde birtakım işler dönüyor, adamın adı soyadı 'Fetullah Gülen' olarak orada yayınlanıyor, onun bestesi yayınlanıyor TRT'de, biz de bunu kaçırıyoruz." diyebilir. Yani "Burada biz suçluyuz, bu konuyu bilerek, isteyerek yaptık." demeyecek ki. "Gözümüzden kaçmış, biz kaçırmışız ve kaçıracağız bundan sonra da, iyi bir denetimimiz yok." demek isteyebilir.

Bunun için ben söz aldım. Sayın Subaşı'na, Sayın Karakaya'ya da teşekkür ediyorum haklı uyarıları için.

BAŞKAN - Peki, teşekkür ediyorum.

METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Evet, buyurun Sayın Gündoğdu, buna da cevap verin.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Biz bu kurumların iyi ve doğruya yönelmesi için birlikte çaba sarf ediyoruz. O kadar okuyoruz, araştırıyoruz, bakıyoruz yani buraya hazırlanarak geliyoruz. Yani burada söz söylemek isteyen de açsın mikrofonu söylesin, biz dinleriz yani bir yere de ayrıldığımız yok.

Teşekkür ediyorum.