KOMİSYON KONUŞMASI

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Evet, dün uzun süren bir görüşme maratonu gerçekleştirdik 5'inci madde üzerine. 44 maddelik, sağlıkta önemli bir yasa tasarısını görüşürken özellikle 5'inci madde üzerinde gergin anlar yaşandı, istenmeyen görüntüler oldu. Tabii, bunun sebeplerini iyi araştırmak lazım. Neden iyi araştırmak lazım? Bu 44 maddenin en kilit maddesi 5'inci maddeydi. Neden 5'inci madde? Çünkü kamuoyunda KHK'li dediğimiz, kanun hükmünde kararnameyle iş akitleri feshedilen, kamudan ihraç edilen ve aynı zamanda tıp fakültesini bitirdikten sonra Hipokrat Yemini etmiş öğrencilerin de zorunlu hizmetlerine engel olmayı amaçlayan bir maddeyi konuşuyorduk, yaklaşık 16 bin civarında hekimi ve sağlık çalışanını ilgilendiren bir maddeyi konuşuyorduk ve bu madde, tabii ki geçmesi hâlinde bu insanları son derece mağdur edecek yani bütün yaşamını insanı yaşatmaya yönelik, iyileştirmeye yönelik harcayan hekimlerimizi ve sağlık personelimizi mağdur edecek olan bir maddeydi. Dolayısıyla kamuoyunda bu tasarının en fazla dikkat çeken maddesi ve en fazla hassasiyetle takip edilen maddesi. Bize de bu konuda kamuoyundan sürekli mesajlar geliyor, konunun mağduru olan vatandaşlarımızdan bu konuda özellikle hassaslıkla durmamız talep ediliyor. Diğer siyasi parti gruplarına, eminim, iktidar partisine de benzer talepler geliyordur. Dolayısıyla böylesine önemli bir konuyu konuşurken maalesef üzücü olaylar yaşadık, istenmeyen olaylar yaşadık. Tabii, diyoruz ki yeni bir sisteme geçtik, artık sert kuvvetler ayrılığı var diyoruz, bu sert kuvvetler ayrılığı neticesinde Parlamento bağımsız ve tarafsızdır da güçlenmiştir diyoruz ve güçlülüğü artırılmıştır diyoruz. Bu sebeple de yeni sistemin ilk Komisyon toplantısında, ilk kanun tasarısı gelen Komisyon toplantısında milletvekili arkadaşlarımız ile bütün siyasi parti gruplarının hassaslıkla üzerinde durduğu bu 5'inci maddede en geniş anlamda konuşma talep ettiler. Tabii ki bu en doğal hak zaten Parlamento konuşma yeri arkadaşlar, konuşma, düşünceleri ifade etme yeri. Bu hakkın tabii ki kullanılması gerekiyor, en geniş anlamda kullanılması gerekiyor. Özellikle toplumun sinir uçlarına dokunan bir madde olması nedeniyle bu madde üzerinde de en geniş anlamda konuşulması gerekiyor. Komisyon Başkanımız elbette bir söz hakkı verdi arkadaşlarımıza ancak daha konuşma talep eden arkadaşlarımız, özellikle Komisyon üyesi iki arkadaşımız dahi konuşmasını yapmadan ve milletvekili arkadaşlarımıza konuşma hakları verilmeden, bir anda... Hem önerge üzerinde konuşma verilmemesi hem madde üzerinde geneli üzerinde yapılan konuşmalar tamamlanmadan önergelere geçilerek ve hiç söz verilmemesi ve oylama yapılması, toplumun hassas olduğu bu konuyu konuşan herkesin üzerinde olumsuz etki yarattı. Burada şunu ifade etmek istiyorum yani konuşmaların başında hep ifade ettim: Geçtiğimiz dönemde, eski sistemde yani parlamenter rejimin devam ettiği sistemde bunlara sık sık şahit olduk. Yani yürütme organı yasama organı üzerinde bir tahakküm oluşturdu ama bu yeni dönemde bunun olmaması gerektiğini ifade ettik ama maalesef bu olay istemediğimiz görüntülere sebep oldu.

Şimdi, burada kaliteli yasa çıkartmak için, işin doğrusunu bulabilmek için sosyal paydaşların da konuşturulması gerekiyordu. Yani bir kısmına söz verildi, bir kısmı söz alamadı, bu da pek uygun düşmedi işin açıkçası çünkü konunun tarafı, direkt muhatabı olan ve bu maddenin geçmesi hâlinde direkt bundan etkilenecek olan geniş kesimleri temsil eden sivil toplum örgütleriydi bunlar. Dolayısıyla, bu da yanlış oldu. Tabii, bütün bunların bir şekilde salondaki ortamı gerdiğini hepimiz gördük.

Biz hukukçuyuz her şeyden önce, hukukçu kimliğimle bunu söylüyorum: "En kötü yasa bile en iyi uygulayıcıların elinde olumlu sonuçlar doğurabilir ama en iyi yasa bile kötü uygulayıcıların elinde olumsuz sonuçlar doğurabilir." diyoruz hukukçu olarak. Dolayısıyla, burada bir elimizde geniş kapsamlı, konuşmaya müsaade eden bir İç Tüzük var, Anayasa hükümleri var ama maalesef bu şekilde bir olumsuz durum yaşadık.

Tabii, burada bizim de şahsen maksadımızı aşan, sizlerde olumsuz düşüncelere sebep olan sözlerimiz varsa ben kendi adıma -şahsım adına söylüyorum grubum adına söylemiyorum- onun için özür diliyorum ama netice itibarıyla bizler burada -dediğim gibi- toplumun geniş kesimlerini temsil ediyoruz. Bütün siyasi partilerin amacı kaliteli ve nitelikli, toplumun ihtiyaçlarına cevap veren bir yasa çıkmasını sağlamak. Dolayısıyla, bu tür komisyonlarda en geniş anlamda söz hakkı verilmeli ve konuşulmalıdır.

Ben bu anlamda 5'inci maddenin önemine binaen, özellikle konunun tekrar değerlendirilmesi ve söz hakkı alamayan Komisyon üyesi arkadaşlarımızın da konuşmasına yol açabilecek bir uygulamaya gidilmesini ve tekririmüzakere yapılarak bu durumun düzeltilmesini talep ediyorum çünkü bu elzem. Neden elzem? Yani burada bir yanlış oldu, bu yanlışı düzeltmemiz lazım. Hep beraber düzeltmemiz lazım. Bu yanlıştan dolayı da bir siyasi parti grubunu da suçlamıyorum, bu da yanlış anlaşılmasın ama bir yanlış olduğu ortada, o vesileyle bunu düzeltmemiz gerekir diye düşünüyorum. İyi niyetle hareket edersek kötü bir kanun bile olmuş olsa elimizde iyi uygulayıcıların elinde iyi sonuç doğurur diye düşünüyoruz. Dolayısıyla, İç Tüzük hükümleri gereğince, Anayasa gereğince bunun özellikle değerlendirilmesini talep ediyorum.

Tabii, biz, bu olaydan sonra da bir tutanak düzenledik. Bu tutanakta tabii oylamanın yanlış olduğunu, sakat olduğunu ifade eden bir tutanak düzenledik, bütün grubu olan arkadaşların adına. Ama dediğim gibi bu düzeltilirse hiç bu tür konulara da girmeye gerek kalmayabilir. Dolayısıyla, ben AK PARTİ Grubundan ve Sayın Başkanımızdan özellikle tekririmüzakere yapılarak bu konunun, bu konudaki eksikliğin giderilmesini, yanlışlığın düzeltilmesini talep ediyorum.

Saygılarımı sunuyorum.