HABİP EKSİK (Iğdır) - Sayın Başkan, lütfen, Komisyonun yürütülme şeklini kaidelere göre yapın.

Teşekkür ederim.

Şimdi, grup başkan vekiliniz dönüp bize bakarak "İşte, iki saat konuşuyorsunuz, sizler hayat hikâyeleri anlatıyorsunuz ." Evet, biz burada hayat hikâyelerini anlatıyoruz çünkü öyle mağdurlar yarattınız ki gerçekten akla da hayale de sığmıyor. Öyle zulümler yaptınız ki bu zulümlerinizi anlatmadan geçmek imkânsız. Bir insanın çalışma hakkını gasbetmişsiniz, bir insanın seyahat hakkını gasbetmişsiniz, bir insanın kişilik haklarını gasbetmişsiniz, tecrit etmişsiniz toplumdan. O insan gelip size bunları anlatıyor ve siz diyorsunuz ki: "Siz hayatınızı anlatıyorsunuz. Siz burada diğer doktor arkadaşları getirip konuşturuyorsunuz. Bu bilmem şöyledir böyledir."

Arkadaşlar, bu insanlar bu maddenin, getirdiğiniz bu kanun teklifinin bire bir muhataplarıdır, bire bir mağdurlarıdır.

BAŞKAN - Cümle bitiyor Habip Bey, bir cümlelik verdim.

HABİP EKSİK (Iğdır) - Sayın Başkan, toparlıyorum.

Bir de sayın grup başkan vekiliniz diyor ki: "Biz size silahımızı gösterdik." Yani dünkü antidemokratik yöntemi bir silah olarak sürekli kullandığınızı çok iyi biliyoruz.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bravo sana ya!

HABİP EKSİK (Iğdır) - Yani bunu sürekli yapıyorsunuz.

BAŞKAN - Habip Bey, tamam mı? Habip Bey, kapatıyorum.

HABİP EKSİK (Iğdır) - Bunu biliyoruz ama biz de sonuna kadar direneceğiz, halkın sesini burada sonuna kadar kullanacağız.

Teşekkür ederim.