| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/276) ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/275) ve Sayıştay tezkereleri a)Millî Eğitim Bakanlığı b)Yükseköğretim Kurulu c) Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü ç)Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı d)Yükseköğretim Kalite Kurulu e)Üniversiteler |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 07 .11.2018 |
SERKAN TOPAL (Hatay) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinize saygılarımı sunuyorum.
Tabii, Sayın Bakan eğitim camiasından geldiği için ismi ilk açıklandığında açıkçası sevinmiştik. Fakat Sayın Bakanımızın 2023 vizyonuna baktığımızda, açıkçası hayal kırıklığına uğradık. Neden Sayın Bakanım? Çünkü sadece ve sadece temenniler vizyonundan ibaret, sadece temenni. Şimdi, aslında en büyük sorun şu: Sayın Erkan Mumcu'dan başlayan Millî Eğitim Bakanlığı, Hüseyin Çelik, Sayın Nimet Çubukçu, Ömer Dinçer, Nabi Avcı, Sayın Yılmaz ve en son da Sayın Selçuk. Aslında bunlar yani bu sayın bakanlar sadece bakan değil, aynı zamanda her birinin bir eğitim sistemi vardı. Asıl sorun bu değerli arkadaşlar. Çünkü her gelen bakan bir eğitim sistemi oluşturuyor ve bu eğitim sistemini uygulamaya çalışıyor ama ne yazık ki kendi eğitim sistemini uygulamadığı için, uygulayamadığı, zaman olmadığı için maalesef bugün itibarıyla eğitim sisteminin çöktüğünü çok iyi biliyoruz. Çünkü OECD rakamlarına baktığımızda, 2002 yılından önceki Türkiye, 2002 yılından önceki başarı maalesef yok. Bunu hepimiz kabul edebiliriz ve somut anlamda bunu hepimiz çok iyi biliyoruz.
Bakın, mesela, ÖSS, ÖYS vardı, sonra SBS, YKS, YGS, ÖSS, ondan sonra TEOG... Alfabenin bütün harflerini kullanıp neredeyse 3 harfli bir sınav kurmaya çalışıyoruz. Herhâlde millî eğitimi kaosa çevirmek için bir sınav açılmış olsaydı gerçekten bu denli başarılı olunamazdı, samimi söylüyorum.
Değerli arkadaşlar, ben daha önce kürsüde de şunu ifade etmiştim: Her yeni gelen bakan bir önceki bakanı eleştirmese bile dolaylı anlamda bir enkaz devraldığını ve "Mutlaka ben bunu çözeceğim." vizyonuyla yola çıktığını ifade ediyor. Dikkat ederseniz Sayın Yılmaz'ın, Sayın Avcı'nın, Sayın Dinçer'in, Sayın Çubukçu'nun ilk konuşmalarına baktığımızda hemen hemen bütün sayın bakanlarımızın konuşmaları hep aynı. Yani bir önceki bakanı eleştirmiyor ama dolaylı anlamda "Evet, ben bir enkaz aldım. Sistem yanlış, ben bu sistemi değiştireceğim." "Ben Ömer Dinçer sistemini değiştireceğim." "Ben Nimet Çubukçu sistemini değiştireceğim." "Ben İsmet Yılmaz sistemini değiştireceğim." derken maalesef bugün eğitim sistemini hepimiz görüyoruz.
Sayın Bakanım, konuşmanızda şunu dinledim, özellikle dediniz ki: "Ücretli öğretmenlerin ücretlerini artıracağız." Biz ücretli öğretmenlerin ücretlerini artırmasak, direkt kadrolu yapsak ne olur? Onları kadrolu yapalım.
Millî eğitimde en çok sorunlardan bir tanesi sözleşmeli öğretmen arkadaşlarımızın da biri Malatya'da, biri Amasya'da, biri Diyarbakır'da, birbirlerine kavuşamıyorlar. Eğer millî eğitimde başarı sağlamak istiyorsak Sayın Bakanım, öncelikle öğretmen arkadaşlarımızın huzurunu sağlamak zorundayız. Eğer onlardan verim almak istiyorsak gerçekten öncelikle onların yaşamsal süreç içerisinde karşılaştıkları zorlukları ortadan kaldırmak zorundayız. Dolayısıyla, sözleşmeli öğretmenler en büyük sorunlardan bir tanesi, ücretli öğretmenler keza. Çünkü ücretli öğretmen arkadaşlarımızın çoğu başka bir yerde çalışmak zorunda kalıyor, ek iş yapmak zorunda kalıyor.
Tabii, gerçekten sizin işiniz zor. Bunu şöyle yapabiliriz: Bütün Millî Eğitim Komisyonu...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
SERKAN TOPAL (Hatay) - Sayın Başkan, özür diliyorum, son olarak bir şey söylemek istiyorum: Her partiden 1 kişi, 2 kişi, 3 kişi alıp çözüm önerileri sunabiliriz.
Teşekkür ediyorum.
Saygılar sunuyorum.