| Komisyon Adı | : | (10 / 124, 226, 320, 321, 336, 601, 637, 958, 1055, 1126, 1127, 1128, 1129, 1130, 1131, 1132, 1133, 1134, 1135, 1136, 1137, 1138, 1139, 1140, 1141, 1142, 1143, 1144, 1145, 1146, 1147, 1148) Esas Numaralı Meclis Araştırma Komisyonu |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 14 .01.2015 |
BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Şimdi, burada yani zaman kazanma açısından her konuyu ele almamız mümkün değil, her STK'yı veya kurumu çağırmamız da mümkün değil. Bence önce karar vermemiz gereken şey -belki bunu oylayalım ya da şu anda bir şekilde karar verelim- bir kere, bu bakanlıkları vesaire çağıracak mıyız? Yani, "Millî Eğitim Bakanlığı" dendi, "Millî Savunma Bakanlığı" dendi, hatta "sendikalar" falan dendi. Şimdi, ben de yıllardır eğitim sisteminde bu kadına karşı şiddeti önlemek amacıyla neler yapılması gerektiğini hep gündeme getiriyorum ama bunun için Millî Eğitim Bakanlığı uzmanı çağırmamız gerekmiyor. Biz sorunu saptayıp şu yapılmalıdır dedikten sonra bunu önerebiliriz Millî Eğitim Bakanlığına. Dolayısıyla, ben bakanlıklardan fazla insan çağırılması taraftarı değilim.
İkinci karar vermemiz gereken şey... Ha, şunu da söyleyeyim, bu devlet şiddeti meselesi: Sevgili Nursel'e pek katılamıyorum çünkü ben onun ayrı bir mesele olduğunu düşünüyorum yani sadece kadınlara değil, erkeklere karşı da var. Bu, insan hakları ihlalleri çerçevesinde ayrıca ele alınacak yani karakollardaki dayak veya buna benzer şeyler, işte, hapishanelerdeki kötü muamele falan, bu ayrı bir konu, bence bu ayrıca ele alınmalı. Çünkü, her şeyi kapsayabilmek mümkün değil diye düşünüyorum.
Üçüncüsü ise benim elimde... Yani, ödevimi yapıp çok uzun liste çıkardım. Şimdi, bir ulusal sivil toplum örgütleri var, bu, kadına karşı şiddetle uzun yıllardır veya daha yakın zamandır uğraşan, bir de yereller var. Hemen hemen Anadolu'nun her yerinde, her ilinde bununla uğraşan şey var. Bir de buna karar vermemiz lazım. Yani, mademki zamanımız dar, sadece ulusal olanları mı dinlesek acaba yani kamuoyunda daha çok ses getirecek... Ve ben o bağlamda birkaç tanesini önermek istiyorum.
Bir de kusura bakmazsanız İsmet Bey yani Hüseyin Hatemi Hoca'yı ben de tanırım, çok da severim. Yurt dışına birlikte seyahatlerimiz de vardır, çok esprili ve hoş bir insandır ama bu konuyu bilmez yani bu konuyu çok iyi bilen, çok ciddi araştırmacılar da var, üniversite hocaları da var, aynı zamanda da onlardan daha da önemlisi, sivil toplum örgütlerinde çalışan kadınlar var.
İSMET UÇMA (İstanbul) - Ama kitapları var onun.
BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Var ama yani bambaşka açılardan bakıyor.
Şimdi, kadın cinayetlerine karşı...
İSMET UÇMA (İstanbul) - Farklı açılar önemli ama Hocam.
BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Önemli ama neyse yani...
İSMET UÇMA (İstanbul) - Yani, ciddi bir sorunu tartışıyoruz. Dolayısıyla, her açıdan bakış çok önemli.
BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Tabii, doğru ama yani zamanımız kısıtlıdır diye ben söyledim.
Şimdi, Kadın Cinayetlerine Karşı Acil Eylem Platformu, bu gerçekten son derece önemli. Burada bunu muhakkak çağırmamız ve dinlememiz lazım yani özellikle bu işle uğraşıyor.
İkincisi: Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu. Gene aynı şekilde bunlar da cinayetlerle ilgili şey ediyorlar.
Şimdi, Mor Çatı var, yıllardır İstanbul'da bu meseleyi ilk gündeme getirenlerden, Mor Çatı. KAMER'i söyledi. KAMER'in başında Nebahat diye bir arkadaş vardır.
BAŞKAN - Nebahat Koç.
BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Evet, soyadı Koç mudur Nebahat'in?
BAŞKAN - Koç olması lazım
BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Ama yani onlar o kadar iyi bir şey yaptılar ki çünkü şunun farkına vardılar: Yani, aile veya işte amcalar, babalar, ağabeyler bir kızı, kadını öldürmeye karar verdikten sonra üç ay gibi bir zaman geçiyormuş öldürmeleriyle karar arasında. O arada ya ikna ediyorlar ya da alıp kaçırıyorlar falan ve çok sayıda kadını -Diyarbakır'da ve güneydoğuda, Batman'da falan da bütün o güneydoğu bölgesinde var- kurtardılar. Onun için, mesela KAMER'i de muhakkak dinlememiz -ben öbür örgütleri bilmiyorum, eğer onlar daha önemliyse onları da dinleyelim- lazım diye düşünüyorum.
Ankara'da kurulmuş Kadın Dayanışma Vakfı var, tesettürlü kadınların bir vakfı. Sen diyordun ya Kur'an kurslarındaki hocaları falan, belki Kur'an kursu hocaları yerine... Madem böyle bir vakıf var, onlar o meseleden de, Kur'an kurslarından da haberdardır.
RUHSAR DEMİREL (Eskişehir) - Ne yani biz haberdar değil miyiz yani? Hocam yani rica ederim. Burada bizatihi şiddeti sen yapıyorsun.
BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Hayır ama onunla öğreniyorlar hayatım, özellikle o işle uğraşıyorlar diye söylüyorum ben.
RUHSAR DEMİREL (Eskişehir) - Ama önce dilde şiddeti keselim, ayrıştırdınız.
BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Hayır, dilde şiddet diye bir şey yok ya, neden?
RUHSAR DEMİREL (Eskişehir) - Olmaz olur mu? "Tesettürlü hanımlar daha iyi bilir." diyorsun. Ne yani şimdi bizim imanımız mı sorgulandı burada?
BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Hayır, tesettürlü hanımlar daha iyi bilir demedim.
RUHSAR DEMİREL (Eskişehir) - "Onlar orayı bilir." dedin.
BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Hayır, Kadın Dayanışma Vakfı şeylerde...
BAŞKAN - Ben de usulle ilgili hatırlatmayı yapıyorum. Sadece isim ve kurumları alalım. Söz hakkı isteyen arkadaşlarımız var. Çabucak bunu... Ve şimdi, benim özellikle...
BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Kadın Dayanışma Vakfı, Kur'an kurslarındaki hocaların problemini de daha iyi bilebilir dedim.
BAŞKAN - Değerli Hocam, müsaade eder misiniz. Ama karşılıklı...
BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Bunun için yani ayrıca çağırmamıza gerek yok diye.
BAŞKAN - Hocam, bu karşılıklı konuşmayla bunun altından kalkamayız. Bakın, zaman da çok değerli, ne olur.
BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Hayır, hayır, biliyorum. Şimdi bir itham yapıldı da onun için söylüyorum.
BAŞKAN - Vardır, herkesin bir cevabı vardır, mutlaka, her söze maşallah hepimizin bir cevabı vardır ama biz bunu seri götürmek zorundayız.
BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Evet, tamam, peki.
BAŞKAN - Bir de benim sizden ricam, yazılı metinlerde yani böyle 2-3 sayfa, olmayacak isimler, hani, "Falanı da yazayım, filanı da yazayım." Ne olur, bunu birbirimize yapmayalım, gerçekten. Mesela bu söylediğiniz bilgi çok önemli. "Üç aylık bir süre saptanmış." diyorsunuz, böyle bir sivil toplum var, iyi bir çalışma yapmış. Mesela biz bundan çok şey öğrenebiliriz ama artık defalarca bu komisyonlara gelmiş, defalarca anlatmış, aynı şeyleri anlatmış ve şu kadın meselesiyle burada kendisini çok meşgul hisseden insanların senelerdir aynı lafları bir daha dinleme ihtiyacı var mı, bilmiyorum. O yüzden, ne olur...
BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Yani, kime yönelik olarak söylüyorsunuz?
BAŞKAN - Hayır, hepimize diyorum.
BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Ha, bizlere, bunlara, buradakilere.
BAŞKAN - Tabii, tabii yani öyle bir dinleme listesi yapalım ki hakikaten dinlenmemiş, değişik yani bize de başka bir ufuk açsın. Zaten hepimiz burada kadına karşı şiddetle ilgili çok iyi bilgi sahibi insanlarız yani yıllardır bu konuyu çalışıyoruz. O yüzden, listelerde ve önerilerde bu konuya hassasiyet rica ediyorum.
Teşekkür ederim.
BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Bitirmeden yani ben bu önerdiklerimi muhakkak çağırmamız gerektiğini düşünüyorum. Çünkü, özellikle yani herhangi bir kadın örgütü değil bunlar, özellikle bu kadına karşı şiddetle uğraşan örgütler.
Bir de Kadının İnsan Hakları Vakfının "database"i var bu konuda yani bayağı, yıllardır biriktirdikleri. O da önemli olabilir.
BAŞKAN - İlkkaracanlar mı?
BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - İlkkaracanlar'ın "database"i var. O "database"i ele alalım, Uçan Süpürge'nin "database"i var, ona bakalım. Bir de Bianet'in -İnternet şeyi yapıyor- bunlarda da çok bilgi olduğu söylendi.
Şimdi, dolayısıyla, biz bu bilgilerden de- hazır toparlamış birileri yani senede kaç kadın, bilmiyorum, ne tür bilgiler var ellerinde- yararlanabiliriz. Bu örgütler kanalıyla aslında, dayak yemiş, şiddet görmüş ya da neredeyse öldürülecekken kurtarılmış kadınlarla falan da temas kurup onlardan da birkaçını buraya çağırmamızın önemli olduğunu düşünüyorum yani bizzat yaşamış insanları da dinlemek çok önemli çünkü bizim ufkumuzu açabilirler.
Teşekkür ederim. Benim önerilerim bu kadar.
Listeyi veririm. Daha uzun bir liste, belki başka şeyler de seçersiniz içinden.