KOMİSYON KONUŞMASI

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sayın Genel Müdür, öncelikle, daha önceki Komisyon tutanakların da geçiyordu gizlilikle yürütülen bir millî ilaç projemizin olduğu. Bu millî ilaç projesi hâlâ devam ediyor mu? Çok gizli olmamakla birlikte şu anda hangi aşamada olduğunu sormak istiyorum.

Şimdi, yine, Sayın Sertel bahsetti, ben bir noktaya daha ilave yapmak istiyorum. Personele yapılan sosyal giderler tablosunda -sayfa 15- burada SGK ve Genel Sağlık Sigortası primi işveren payı olarak 2015 yılında 161 bin TL, 2016 yılında da 159 bin TL öngörülüyor. Buradan anlıyoruz ki yaklaşık olarak çalışan sayısı yakın, birbirine yakın, yaklaşık olarak eşit gibi. Emekli ikramiyesi, işten ayrılma tazminatı ödenmiş 95 bin TL, buradan da anlıyoruz ki yine 2-3 kişi gibi yani çok büyük işten ayrılma yok. Ancak yedirme yardımı konusunda 2015 yılında 80 bin TL, 2016 yılındaysa 19 bin TL yani arada yüzde 400'lük bir fark var. Şimdi, 2-3 kişinin emekli olduğunu düşünürsek onlar bu kadar yiyordu da kurumdan ayrılınca yemek masrafı düştü gibi bir durum tabii anormal bir açıklama olacağı için bu aradaki farkı nasıl açıklıyorsunuz? Yüzde 400'lük bir düşüş var. 2015 yılında mı anormallik var? 2016'ya yansıyan bu 19 bin TL'lik yedirme yardımındaki düşüş nedir, bunun açıklamasını sizden istiyoruz.

Şimdi, ifade edildi, özellikle, TÜBİTAK, Teknokent stratejik anlamda tabii çok çok önemli kurumlar bunlar. Biz bunu geçtiğimiz 17-25 Aralık sürecinde de özellikle yaşadık. Telekulak operasyonu sırasında gözaltına alınan TÜBİTAK BİLGEM'de -bu ses kripto, uzay sistemleri, kriptolu telefon yazılımları, o günlerde özellikle Türkiye gündeminde sürekli "tape"lerle ilgili konular internette de dolaşıyordu- böyle bir birimde önemli görevde bulunan bir yetkili 30/01/2014'te istifa edip ortadan kayboluyor. Daha sonra bu aranıyor ve dokuz ay bu lojmanlarda kaldığı anlaşılıyor, tabii 17-25 Aralıktan sonra gerçekleşiyor bu süreç. Ve yine TÜBİTAK Gebze yerleşkesinde, MARTEK'te, daha sonra bir AR-GE firmasında çalışmaya da devam ediyor. Başbakanlık Teftiş Kuruluna sunulan raporda da TÜBİTAK BİLGEM'de Bilişim Teknolojileri Enstitüsünde bulunan Konuşma ve Doğal Dil İşleme Teknikleri adlı birimde görev yapan 5 kişinin ocak, şubat, mart, nisan, mayıs dönemlerinde belli aralıklarla istifa ettikleri anlaşılıyor. Bu birimin aynı zamanda da ses kayıtlarının montaj mı, değil mi gibi konularda da bilirkişilik yaptığı... Yani bu kurum bu kadar önemli. Türkiye'de belki de bir dönem siyasete yön veren, manipüle eden, şekillendiren birimleri dahi içinde barındıran bir kurum. "Tam bir montaj seti" denilen birimin FETÖ'nün ses kayıtlarıyla ilgili montaj kararı verecek ekipte de yer alması burada dikkat çekiyor ve dolayısıyla belirli periyotlarla iş akitleri fes ediliyor. Yalnız şöyle bir konu da var: Başbakanlık Teftiş Kuruluna sunulan raporda gözaltı kararı bulunan ve hâlen aranan, o dönem TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Hasan Palaz'ın görevden alınmadan önce sözleşmesi bitmek üzere olan 950 kişinin sözleşmelerini usulsüz bir şekilde uzattığı anlaşılıyor. Şimdi, bunun bir sızma olduğu belli, çok stratejik bir kuruma sızma olduğu belli. Bu sızmaları engellemek adına ilave ne gibi tedbirler aldınız, almaktasınız? Bu doğrultuda bu bahsi geçen kişilerden -950 kişiden de bahsediliyor- hâlâ göreve devam etmekte olanlar var mı? Güvenlik soruşturmasından geçerek görevine iade edilenler var mı? Bu doğrultuda sizden bilgi talep ediyorum.

Teşekkür ederim.