FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekili arkadaşlarım, değerli bürokratlar; hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

2019 Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının bütçesinin ülkemize ve milletimize hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.

Sayın Bakanım, ben engelliler konusundaki bir eksikliğe dikkatinizi çekmek istiyorum: Bir bireyin engelli olarak kabul edilmesi için tüm vücut fonksiyonlarının yüzde 40'ı ve üzerinde bir engel oranına sahip olması gerekiyor fakat yüzde 40'ın altında bir engele sahip olan bir şahıs, birey hiçbir engelli hakkından faydalanamıyor ve bir iş sahibi olamıyor. Bir örnekle ben bunu size daha açık şekilde anlatmak istiyorum: Mesela tek gözü görmeyen bir gencin engellilik oranı yüzde 32. Bu kişinin sağlıklı olarak bir işe girmesi mümkün değil. Ama engelli olarak da başvurduğu zaman yüzde 40'ı bulamıyor ve engelli haklarından da yararlanamadığı için bu kişi ne sağlam ne engelli ve atıl vaziyette evde kalmak durumunda kalıyor. Ve yıllardır bu sorun artarak devam ediyor. Sizden şöyle bir ricam olacak: Engel oranı yüzde 40'ın altında olan bireyler için de Bakanlık olarak bir çalışma yürütmenizi istiyorum.

Efendim, diğer konu ise sunumunuzda, 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren emekli hekimlerin uzman ise emekli maaşlarında 2 bin lira, pratisyen ise 1.500 lira iyileştirme yapıldığını söylediniz. Bu ifade kısmen doğru ama bir haksızlık da olduğunu ifade etmek istiyorum. Çünkü sadece Emekli Sandığından emekli olan hekimler için bu geçerli ve çalışmamak koşuluyla. Eğer hekim emekli olup da başka bir kurumda çalışıyorsa zaten bu iyileştirmeyi alamıyor. Bundan daha ötesi de BAĞ-KUR ve SGK'den emekli hekimler de maalesef bu emeklilik artışından faydalanamıyorlar. Sizden ricam bu haksızlığı gidermeniz. Hekim arkadaşlarımız BAĞ-KUR'dan da emekli olsa SGK'den de emekli olsa Emekli Sandığından emekli hekimlerin sahip olduğu haklara sahip olmasını talep ediyorum.

Yine sunumunuzda şöyle ifade ettiniz: "Gerçekleştirdiğimiz sosyal güvenlik reformu dünyanın en iyi uygulamalarından biri, herkese birinci sınıf sağlık hizmeti sunan tek ülkeyiz." dediniz. SGK kayıtlarına göre 2010 yılında sağlık kuruluşlarına başvuru miktarı 276 milyon, 2017 yılında 519 milyon başvuru olduğunu ifade ettiniz.

Şimdi, şöyle söylemek istiyorum Sayın Bakanım: Bazı rakamların büyük olması o hizmetin doğru verildiğini göstermez tam tersi de olabilir ki burada olduğu gibi. Şöyle ifade etmek istiyorum: Bakınız, dünya istatistiklerine göre kendi nüfusundan daha fazla oranda acil servise başvuran tek ülke Türkiye. Ve bir kişinin yılda ortalama 8,3 hastaneye başvuru oranı var, sağlık kuruluşlarına. Bu oran İsveç'te 2,3; Amerika'da 3,9. Yani bir Türk insanı bir İsveçliye göre 3-4 kat daha fazla, bir Amerikalıya göre 2-3 kat daha fazla hasta oluyor ve sağlık harcamaları da giderek artıyor. Bu nedenle sağlık hizmetlerinin sayısının artması maliyeti de artırıyor. Burada şuna dikkat çekmenizi rica edeceğim, dikkat çekiyorum: Sağlık hizmetlerindeki sayının artması demek hizmetin iyi olduğu anlamına gelmiyor. Aksine sayının azalması burada hizmet kalitesini artıracaktır ve bu da tabii ki ülkemiz bütçesine de yine artı değer olarak geri dönecektir.

Yine diğer sunumunuzda millî ve yerli ilaç üretimini destekleyeceğinizi ifade ediyorsunuz, güzel bir şey. Fakat 1928 yılında kurulan Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsünü, Türkiye'nin tek aşı ve serum üreten kurumunu 2004 yılında mevcut Hükûmetiniz kapattı. Fakat doğruyu görüp tekrar buna dönüş olacaksa bu da güzel bir şey.

Efendim, ben, bütçenin sizler için, milletimiz ve ülkemiz için tekrar hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.

Çok teşekkür ederim, sağ olun.