| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/276) ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/275) ve Sayıştay tezkereleri a)Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı b)Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı c)Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı d)Mesleki Yeterlilik Kurumu e)Devlet Personel Başkanlığı f)Türkiye İş Kurumu g)Sosyal Güvenlik Kurumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 08 .11.2018 |
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Evet, iki tane çok önemli bakanlığın bütçesini görüşüyoruz. Önceden iki bakanlıktı ve bugün itibarıyla tek bakanlığa düşmüş durumda.
Öncelikli olarak 2019 bütçesinin hayırlı olmasını diliyorum ve Sayın Bakanımıza, yeni Bakanımıza da hayırlı olsun diyorum. Umuyor ve diliyorum ki çalışma hayatının çok ağır ve derin sorunları var ve derinleşerek devam eden sorunları var. Bu sorunları bu Bakanımızın döneminde çözeriz diye umut ediyorum.
Değerli arkadaşlar, neden bunu söylüyorum? 2015 yılından beri bu Çalışma Bakanlığının bütçelerine katılıyorum. Sayın Bakanımız 4'üncü Bakanımız. Gerçi Komisyon Başkanımız hiç değişmedi, o bütün sorulara ve konulara vâkıf, inşallah, bu Sayın Bakanımızın döneminde bu sorunlar çözülür diye bekliyorum.
Tabii, neden bunu söylüyorum? AK PARTİ iktidarlarının karakteristik özelliği var, nedir bu? İş ve çalışma yaşamının sorunlarını çözmeye yanaşmıyor. Sorunlu bir bakış açısı var diye düşünüyorum. Neden bunu ifade ediyorum? İki bakanlığın birleşmesinden de bu durum ortaya çıkıyor değerli arkadaşlar, çünkü iş ve çalışma yaşamı AK PARTİ hükûmetlerinin önemli bir parçası olmuş olsaydı, Sayın Bakanımıza bu kadar ağır bir yük yükleyen bir bakanlığa bir bakanlık daha yüklenmezdi diye düşünüyorum.
Üstüne üstlük Sayın Bakanımız konunun uzmanı da değil yani bu alanda yetişmiş bir isim de değil ama, inşallah, Sayın Bakanımızı iyi niyetli görüyorum, bu sorunları çözecek diye bekliyorum. Önümüzdeki yıl, yine, inşallah, aynı sorunları konuşmayız diye bekliyorum.
Değerli arkadaşlar, tabii, nedir bu sorunlar? İş kazaları ve meslek hastalıklarını sürekli konuşuyoruz, asgari ücretin düşüklüğünü sürekli konuşuyoruz, emeklilerin sorunlarını sürekli konuşuyoruz, işsizliği konuşuyoruz, İşsizlik Sigortası Fonu'nu konuşuyoruz, taşeronlaşmayı konuşuyoruz, güvencesiz ve esnek çalışmayı konuşuyoruz, sendikalaşmanın önündeki engelleri konuşuyoruz, sosyal güvenlik sorunlarını konuşuyoruz, genç ve kadın istihdamının sorunlarını konuşuyoruz, sığınmacı istihdamını ve çocuk işçiliğini konuşuyoruz ama, maalesef, bir arpa boyu yol ilerlenmiyor. Neden? Dediğim gibi, bir sorunlu bakış açısı var. İş ve çalışma yaşamının sorunları belli, az önce ifade ettim, bu sorunlar çözülmeye çalışılmıyor.
Sayın Bakanım, önümüzdeki süreçte en fazla konuşacağımız konulardan birisi de -ben şimdiden uyarıyorum sizi- kıdem tazminatı konusu. Kıdem tazminatı konusu, çalışanlar için ve birçok sendika için kırmızı çizgi olan bir konu.
Şimdi, bununla ilgili Cumhurbaşkanlığınca yeni açıklanan ekonomik programda, kıdem tazminatının fona devredilmesiyle ilgili bir hüküm konulmuş. Ben, size, buradan, sendikaların görüşlerini içeren... Bizim Cumhuriyet Halk Partisi emek bürolarının düzenlemiş olduğu bir çalıştay vardı ve bütün sendikaların katıldığı, bütün sosyal paydaşların katıldığı bir çalıştaydı. HAK-İŞ'inden DİSK'ine ve TÜRK-İŞ'ine kadar bütün sendikaların ortaklaşa imza attıkları bir Kıdem Tazminatı Çalıştayı Sonuç Bildirgesi var, size onu sunmak istiyorum. Eğer onu okursanız, çalışanların, sosyal paydaşların ne talep ettiklerini anlarsınız diye düşünüyorum Sayın Bakanım.
Bir başka konu iş kazaları ve meslek hastalıkları meselesi. Bu konu da sürekli gündemimize gelen konulardan birisi. Evet, on altı yıllık iktidarınızda, Sayın Bakanım, 21 bin iş cinayeti işlenmiş. Çok büyük bir rakam. Ve bugün itibarıyla, sadece 2018 yılında, kasım ayı itibarıyla 1.640 işçimizi kaybetmişiz. Bakın, iç savaşta bile bu kadar çok insan yaşamını yitirmiyor.
Tabii, şimdi bürokratlarımız itiraz edecekler bazı konulara, kendi ellerindeki veriler biraz düşük gösteriyor ama İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin verilerine bakarlarsa, çok net bir şekilde bu kadar insanımızı kaybetmişiz ve daha ötesi, daha acısı, 75 bin insanımız da on altı yılda iş göremez hâle gelmiş.
Değerli arkadaşlar, çok ağır bir tablo ve bu, maalesef Türkiye'ye yakışmıyor ve üzülerek ifade ediyorum iş kazaları ve meslek hastalıkları artık Türkiye'de sosyal bir yara hâline gelmiştir.