KOMİSYON KONUŞMASI

MAHİR POLAT (İzmir) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, Sayın Bakan, sevgili bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bakanlığımızın 2019 bütçe sunumunu izlediğimizde Türkiye'deki her şeyin güllük gülistanlık olduğuna dair izlenimlere kapıldık. Maalesef Türkiye güllük gülistanlık değil, pazar da bunu gösteriyor. İhracatımızda ciddi bir artışın olduğu söyleniyor. Evet, ihracatınızda bir artışın bu tarz dönemlerde olması gayet doğaldır çünkü yurt içi girdi maliyetleriniz belli bir oranda yükselirken dövizin yükselmesiyle birlikte ihracatçının yurt dışı pazarda rekabet gücü daha da artar, buna paralel olarak ithalatçının alım gücü zayıflar, bununla birlikte bir şekilde dış ticaret açığı belli bir oranda düşme gösterir. Bizim, aslında, burada ihracatın artmasından konuşacaksak katma değeri yüksek ürün ihracına doğru yönelmemiz gerektiğini düşünmekteyim.

Marka, patent ve tasarım aslında ticari mallarımızı değerlendirmek açısından, değerini, kıymetini daha da yukarıya çekmek açısından çok önemli bir yaklaşım. "TURQUALİTY" kapsamında maalesef bunun çok iyi uygulandığını dünyaya çıktığımız zaman göremiyoruz. Türkiye'nin dünyaya mal olmuş markalarının olması gerekiyor, marka değeri yüksek şirketlerinin olması gerekiyor. "TURQUALİTY"nin de bu amaçla kullanılması gerektiğini düşünüyorum.

Amerika Birleşik Devletleri ile Türkiye Cumhuriyeti arasında, evet, karşılıklı bir yaptırım oldu. Amerika Birleşik Devletleri ekonomik güç olarak bizden çok çok daha büyük, etkileri bizi daha da fazla etkileyebilir. Biz bu şekilde bir dış politikayla devam etmeye devam edersek eğer bundan sonra da bu tarz şeylerle karşılaşabiliriz, bu tarz yaptırımlar da ekonomimizi etkilerler. Bunu aşabilmenin yöntemi de kanımca alternatifsiz ürünlere doğru yönelmesi gerekiyor Türkiye'nin.

Aslında koruma önlemleriyle dış ticaret açığını azaltamayız yani ek vergiler, gözetim uygulamalarıyla dış ticaret açığını azaltmamız söz konusu değil. İhracatçının teşvik edilmesi gerektiğini düşünüyorum, ihracatçının üzerinden alınan vergiler, sosyal güvenlik primleri, dolaylı vergiler gibi vergilerin aşağıya çekilmesi, bir teşvik paketi uygulamasının Türkiye ihracatını geliştireceğini düşünüyorum.

Dünya, sanayi 4.0'ı, yapay zekâyı konuşurken maalesef Bakanlığınızın sunumunda AR-GE faaliyetleriyle ilgili hiçbir şey göremedik. Daha çok ihracatçıların alternatifsiz ürün üretebilmesi için AR-GE faaliyetlerine yönelmesi gerektiğini düşünüyorum.

Sayın Bakan, her şey tabii kötü değil. Bakanlığınızın gümrüklerle ilgili özellikle veri transferleri ve işlemlerini gayet başarılı buluyorum fakat birtakım eksiklikler de yok mu? Özellikle mükellef veri giriş salonlarını ilgili derneklere yaptırmanız -veri giriş salonlarını, özellikle İzmir'deki veri giriş salonları gümrük müşavirleri dernekleri tarafından yapılmakta- eleştirilecek bir konu. Bakanlığın buraların modernizasyonunu... Bunlara da dikkat çekip daha modern veri giriş salonlarının olması gerektiğini düşünüyorum.

Sayın Bakanım, birçok yeni kapı açılmış, bunlardan bir tanesi de benim doğduğum kentteki Karkamış Sınır Kapısı. Umarım ülkemize hayırlı uğurlu olur. Dua ediyoruz ki barış içerisinde bir Suriye'de o kapı daha çok ihracat için kullanılsın. Fakat en iyi ihracat, en verimli ihracat komşularınızla yaptığınız ihracatlardır çünkü lojistik anlamında ve pazar bulma anlamında orada çok daha rahatsınızdır, yakındır, zaman tasarrufunuz vardır, nakliyeden tasarruf edersiniz. Sizden daha önceki bir bakanımız Türkiye'nin komşularının nüfuslarını hesaplayarak bir ekmek satarsak ihracatı fırlatabileceğimizi anlatmıştı. Bugün biz komşularımıza ekmek satmayı bırakın, selam verecek komşu dahi bulamayacak noktadayız.

Denizlerimizdeki kontrollerin artırılması, aldığınız gemi yatırımları ve İHA'larla doğru bir nokta fakat bunlar Aliağa'daki yük taşıyan geminin çevre felaketine neden olmasını bulamadı, tespit edemedi, tespit edemediği gibi uzunca süre de bulamadık.

Gümrük personellerimizin fazla çalışma, mesai ücretleriyle ilgili, onların emekleri karşılığında alınan fazla mesai ücretleri silsile yoluyla ta Bakanlık bürokratlarınıza kadar gelmekte, bu da aslında bir haksızlığı doğuruyor. Emek veren insanların mesailerinin paylaştırılmaması gerektiğini ve hak sahibine doğrudan gitmesi gerektiğini düşünüyorum.

Yine, Bakanlığınızın konularından bir tanesi olan Gümrük Müşavirliği hizmetleriyle ilgili asgari fiyat uygulamalarıdır. Bu asgari fiyat uygulamaları maalesef -Rekabet Kurumu Başkanı da burada- haksız rekabete sebep olmakta.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MAHİR POLAT (İzmir) - Başkanım, biraz daha...

BAŞKAN - Lütfen tamamlayınız.

Buyurun.

MAHİR POLAT (İzmir) - Tamamlıyorum efendim.

Bir asgari fiyat uygulaması alıyorsunuz, onun denetlemesi yapılmıyor, birtakım şirketler fiyat kırarak -özellikle dev şirketler- daha küçük şirketleri ezip yok etmekte, bununla ilgili isterseniz ihbar kaydı geçin, Rekabet Kurumumuz incelesinler.

Yine, ithalat ve ihracat ürünlerinin denetiminde kısmi olarak çok başarılarınız var, onu yadsımıyoruz fakat canlı hayvan ve et konusunda, şarbonlu ürünlerin girmesinde Bakanlık denetimleri konusunda bence bir şekilde sınıfta kaldı.

Son söz de kooperatifçilikle ilgili. Kooperatifçilik Türkiye kırsalında yoksulluğun, yoksunluğun giderilmesi için farklı bir kalkınma modeli olarak ele alınıp yeniden kaldırılabilir. Bunun için, Sayın Bakan, hiç ego yapmadan İzmir Büyükşehir Belediyemizin çok ciddi, özellikle Tire ve Küçük Menderes bölgesinde uyguladığı kooperatifçilik modellerini incelemenizi öneririm.

Teşekkür ederim.