| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/276) ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/275) ve Sayıştay tezkereleri a)Sağlık Bakanlığı b)Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü c)Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ç)Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı d)Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu e)Türkiye Halk Sağlığı Kurumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 13 .11.2018 |
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, Sayın Bakan, değerli bürokratlar; herkesi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakan, görevinizde başarılar diliyorum öncelikle.
Çok yeni bir bakansınız ama gerçekten bütün AK PARTİ iktidarları dönemlerinin tamamını sahiplenen bir anlayışla sunumunuzu yaptınız. Ve rakamlardan bahsettiniz Sayın Bakan, istatistiklerden bahsettiniz. Biz bardağın boş tarafını gördük, bardağın boş tarafını göstermeye çalıştık sizlere bu taraftan, AK PARTİ'li arkadaşlarımız bardağın dolu tarafını anlattılar. Oysa bardağın hem boş tarafı var hem de dolu tarafı var. Siz tabii kendi siyasi tercihlerinize göre bir program ortaya koydunuz ama ben tam bir vizyon belgesi görmedim, yani net bir hedeflere kilitlenmiş "Biz 2023 yılında veya 2028 yılında şu, şu, şu hedeflere..." Şu anlamda söylüyorum: "Ücretsiz, bütün vatandaşlarımızın etkin bir şekilde sağlığa ulaşacağı, bütün Türkiye'de eşitlikçi anlamda bir hizmet verme hedefinde olacağız." diye net bir hedef duymadım, bu anlamda net bir hedef duymadık, bunu sizden duymak isterdik bu vizyon belgesinde.
Diğer bir mesele Sayın Bakan, rakamlardan bahsedildi. (Uğultular)
Sayın Başkan, bari siz yapmayın ya, herkes uğultu yapıyor.
BAŞKAN - Ama yani milletvekilimize laf anlatıyorum.
CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Bir şey söylüyorum Garo kardeşim, bir şey söylüyorum, rahat ol.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ben rahatım Sayın Vekilim.
Siz rakamlardan bahsettiniz ancak rakamlar soğuktur, biliyorsunuz. Burada bir hizmetten bahsediyoruz, kamusal hizmetten ve bu hizmeti yapanlar da sağlık emekçileri.
Sayın Bakan, şu sunumda sağlık emekçileriyle ilgili iki paragraf var yalnızca. Birisi şiddet meselesiyle ilgili bir de Meclisin yaptığı yasalarla ilgili geçiyor. Ama inanın sizden daha çok onlardan bahsetmenizi beklerdik yani bir teşekkür dahi etmemişsiniz şu sunumda. Yani, oradaki "Efendim, temizliği yapan işçisinden en tepedeki profesörüne, hocasına kadar hepsine, bütün sağlık emekçilerine teşekkür ediyorum." diye bir teşekkür etmemişsiniz. Bence bu sunumlarda daha insan odaklı ve emekçi odaklı, sağlık emekçileri odaklı bir bakışınız olmalı. Elbette sonuç olarak bir sağlık şirketinin başındaydınız, bir hastanenin başındaydınız, bir üniversite hastanesinin başındaydınız ve hâlâ da başındasınız bildiğim kadarıyla resmî olarak.
SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA - Devrettim.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Devrettiyseniz bilmiyorum ama hâlâ Mütevelli Heyeti Başkanı gözüküyorsunuz, sitesinde gözüküyor efendim.
SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA - Mütevelli Başkanı olmadığım için mütevelli üyesi de değilim.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Anladım da o zaman düzelttirin Sayın Bakan. Şu anda sitesine tıklayın, siz Başkan gözüküyorsunuz, sizin belgeniz var. Siz tıklayın bakın, ben tıkladım az önce, hâlâ Başkan gözüküyorsunuz efendim. Yani, koskoca Medipol Üniversitesi Hastanesi sitesi... Sizin beyanınıza tabii itibar ediyorum ama şu anda öyle gözüküyor Sayın Bakan.
Şimdi, sağlık emekçilerinin daha çok sesini ortaya koymalıydınız ama az önce... Bakın, biliyorsunuz Mecliste 5'inci madde görüşülüyor ve sağlık emekçilerinin meslek örgütleri de Mecliste Sayın Bakan. Bakın, Türk Tabipleri Birliği Mecliste, Sağlık Emekçileri Sendikası Mecliste, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, Diş Hekimleri Odası... Ben az önce kendileriyle görüştüm ve Sayın Bakana bir mesajınız var mı dedim. Ve herhâlde görüştünüz sizler Sayın Bakanla dedim ve inanın şaşırdım Sayın Bakan. Siz, bakın, bir bütçe getirdiniz, sağlık meslek odaları ve sendikalarla görüşmeden bu bütçeyi getirmişsiniz ve sizlerden bu odalar, bu sendikalar randevu istemişler, randevu vermemişsiniz. Sayın Bakan, bu anlamda ben sizi eleştiriyorum. Yani, sağlıkla ilgili Sağlık Bakanlığının bütçesi gelirken sağlık emekçilerinin odalarıyla, sendikalarıyla görüşmeden, onların görüşlerini almadan bir bütçe getirmeniz tamamen yanlış.
İkincisi de bizim Başkanımız zaten sağlık odalarını, sendikalarını bütçeye almıyor "Nasıl olsa Sayın Bakan görüşmüştür." diyor, Sayın Bakan da onlarla görüşmediğine göre... Sayın Bakan, sendikalarla, odalarla görüşmeden bütçe getirilir mi? Neden böyle yaptınız? Neden böyle bir tercihte bulundunuz? "Ben nasıl olsa bir hastanenin, bir sağlık kurumunun başındaydım, orada da bu işleri böyle yapıyordum." diyebilirsiniz.
BAŞKAN - O zaman yürütmeye ihtiyaç yok sizin mantığınıza göre, bırakalım o zaman sendikalar, odalar yapsınlar bu işleri. Sayın Bakana da gerek yok.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır öyle değil efendim.
BAŞKAN - Bakanlığı da koyun bu tarafa.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır öyle değil efendim. Şimdi, sendikaların, odaların görüşünü alarak... Elbette yürütmedir ama bir görüş alınır, onlarla görüşülür, talepleriniz nelerdir denir, sorunlarınız nelerdir denir, beklentileri alınır; tabii ki yetki gene orada, takdir de buranın yani bütçeyi orası hazırlar, burası takdir eder ama keşke o bütçeye sağlık emekçilerinin odalarının, sendikalarının görüşleri de yansısaydı.
Sayın Bakan, bakın, bazı cümleler ettiler, kamu hastanelerinde özellikle, kamu emekçilerinde tükenmişlik sendromu Sayın Bakan, bakın, tükenmişlik sendromundan bahsediyorlar kamu emekçileri çünkü öyle bir performansa sıkışmış bir hâldeler ki üç dakikada, beş dakikada bir hasta bakmazlarsa gelirlerinden oluyorlar, o beş dakikada bir hasta bakarlarsa da hastalara iyi hizmet veremiyorlar. Bu çerçeveye sıkışmış bir kamu hizmeti var. Her şeyi güllük gülistanlık gösterdiniz sayın vekiller ama bu anılan performansa sıkışmış, tükenmişlik sendromu yaşayan kamu emekçileri var. Bence onları bir dinleyin Sayın Bakan, bir randevu verin, bir dinleyin, görüşlerini alın ve görüşlerini de bütçelere de politikalarınıza da yansıtın derim.
Sayın Bakan, bu arada nasılsınız? Siz nasılsınız yani? Sağlığınız nasıl? Ruh sağlığınız, beden sağlığınız nasıl? Vallahi benim iyi değil Sayın Bakan. Ben toplumda, sokakta baktığımda insanların yüzü gülmüyor...
CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Kalanını da bana bıraksan Garo da ben konuşacağım.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - "Söz vermeyeceğim." demiştiniz.
BAŞKAN - Kime vermeyeceğim dedim ya?
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Söz isteyenlere...
BAŞKAN - Vermeyeceğim, ne oldu?
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Tamam, istiyor da hani...
BAŞKAN - Ya, soru soracak, soru için basmış. İstersen sen gel yönet burayı arkadaş, Sayın Vekilim.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yani, üslubunuza aynı üslupla cevap vermeyeceğim.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - İstersen cevap ver, ne olacak ki?
BAŞKAN - Devam edin Sayın Paylan, buyurun.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sokağa baktığımızda insanların yüzü gülmüyor Sayın Bakan. Bakın, siz de takdir edersiniz, depresyon, antidepresan ilaçları, anksiyete ilaçları, bunlar yüzde 500, 600, 700 artmış durumda son yıllarda, ciddi bir artış var. Yani toplum sağlığı anlamında ciddi bir sıkıntı yaşıyoruz, ruh sağlığı anlamında herkes gelecekle ilgili kaygı içinde.
Ben bu anlamda size bazı şikâyetlerde bulunacağım. Siz sonuca bakansınız. Yani bir insan depresyona girer, gelir hekime, işte Bekaroğlu Hocamıza gider, antidepresan yazar, anksiyete ilacı yazar. Şimdi Sayın Bakan, ben size Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı şikâyet ediyorum bu anlamda. Ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı politikalar, ötekileşmiş hissi, bu anlamda toplumda bu kaygıları büyütüyor. Bakın, bunlar ekonomik krizlere yol açıyor, ekonomik ve siyasi krizler kaygılara yol açıyor ve depresyonu, anksiyeteyi büyütüyor. Bakın, tiroit hastalıkları on kat artmış son yıllarda.
CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Sebebi Cumhurbaşkanı mı?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Çünkü stres tiroide vurur ve tiroit insanı hasta eder. Kutuplaşma, kamplaşma...
Bakın Sayın Bakan, bende sedef hastalığı var. Ne zaman stresim artsa sedefim artar, şu anda da artmış vaziyette. Bakın, bütün toplumda antidepresan ilaçlarda, anksiyete ilaçlarında bir artış var.
Sonra size Sayın Süleyman Soylu'yu şikâyet ediyorum, İçişleri Bakanını; tavrını, hareketlerini, tarzını, düşman hukukunu şikâyet ediyorum, Cumartesi Annelerini yerlerde sürüklemesini şikâyet ediyorum.
SALİH CORA (Trabzon) - İstismar ediyorlar.
BAŞKAN - Arkadaşlar, müsaade edin de...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bütün bunlar toplumda barış duygusunu, adalet duygusunu sarsıyor.
BAŞKAN - Sayın Bakanımızın böyle bir misyonu olduğunu bilmiyordum ben.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bir basın açıklamasında insanları yerlerde sürüklemesini şikâyet ediyorum. Bütün bu sert tavrını, düşman hukukunu... Bütün bunlar toplumsal barışı yok ediyor, insanlarda kaygı, stres yaratıyor, sonra size hasta olarak geliyorlar Sayın Bakan.
Sonra size Şehircilik Bakanını şikâyet ediyorum. Bakın, şehirlerimiz betona gömüldü; sıkışık sıkışık caddelerde, sokaklarda yaşıyoruz, ağaç bile görmüyoruz, hasta oluyoruz Sayın Bakan. Şehircilik Bakanını size şikâyet ediyorum.
Sonra Çalışma Bakanını size şikâyet ediyorum Sayın Bakan. Havalimanı işçilerine yapılanları gördünüz. Tahtakurularının içinde yaşıyor işçiler ve hasta olarak size geliyorlar Sayın Bakan.
Sosyal Politikalar Bakanını size şikâyet ediyorum. Kirli kömürleri dağıtıyorlar.
MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Bakan şikâyet makamı mı?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Birazdan teşekkür edecek Baki.
BAŞKAN - Arkadaşlar, bir müsaade edin ya.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Gidin kenar mahallelere, kirli kömürlerden dolayı solunum yolu hastalıklarıyla size geliyorlar Sayın Bakan. O kirli kömürler yakılıyor belki 3 kuruş diye ama Sağlık Bakanlığı bütçesinden götürüyor, insanlarımızın sağlığından götürüyor Sayın Bakan.
Bütün bunlar anlamında Hükûmetinize bence bir brifing verin Sayın Bakan. "Toplum sağlığını, birey sağlığını biz böyle koruyamayız arkadaş." deyin. "Bu sonuçla hasta sayımız artar ama toplum sağlığına ulaşamayız." deyin Sayın Bakan.
Sonra şehir hastaneleri... Bakın, çok arkadaşımız söyledi Sayın Bakan. Bu ölçekte hastaneleri dünyada başka yapan; şu anda, 2018 dünyasında 2 bin, 3 bin, 5 bin yataklı hastane inşaatı Türkiye dışında var mı? Bir tane örnek verin. Diyeceğim ki -hani, üçüncü dünya ülkelerinin dışında tabii ki- bir tane örnek verin 5 bin yataklı, 4 bin, 3 bin yataklı, dünyada başka bu modeli savunan -kamusal olarak söylüyorum- başka bir ülke var mı? Geçmişte vardı bunlar ama...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Paylan, süreniz bitmiş bu arada, toparlarsanız...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bitiriyorum.
BAŞKAN - Evet, lütfen.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Bakan, bir de geçen yıl burada sağlık turizmi yasası geçirdik, bunu teşvik ettiniz. Siz biliyorsunuz, hocalar eskiden -bir arkadaşımız da söyledi- bıçak parası alırlardı ve bıçak parası aldıkları için bıçak parası verebilen hastayı öne alırlardı, diğerleri geride kalırdı ve ölürlerdi. Şimdi, bakın, siz sağlık turizmi yasasıyla turisti çekmek istiyorsunuz. Amerika da bu sisteme gitti, parası olanlara iyi hizmet veriyor; biliyorsunuz, geride kalanlar iyi hizmet almıyorlar. Siz eğer ki bir doktora, bir ameliyata 3 bin, 5 bin, 10 bin dolar verirseniz George'a, Hans'a hizmet verir ama Ahmet'in, Agop'un hizmetini veremez. Bu anlamda acaba bu durumu bir değerlendirir misiniz yani sağlık turizmi yasası ne getirdi, neler götürebilir? Bu anlamda Ahmet'in, Agop'un ameliyatları yapılmaya devam ediliyor mu aynı hocalar tarafından ve aynı sürelerde mi yapılıyor, aynı özenle mi yapılıyor? Bu konuda teftişleriniz var mı?
Sayın Bakan, bir de üniversite hastaneleri konusunda bir şey söyleyeceğim. Bakın, siz Medipol hastanelerinin hâlâ sitesinde -dediğim gibi- Mütevelli Heyeti Başkanı gözüküyorsunuz ama siz ciddi bir beşerî sermayeyi Medipol Hastanesine çektiniz, Acıbadem Hastanesine çektiniz. Çapa ve Cerrahpaşa boşaldı. Beşerî sermayenin olduğu orada hocalar 5-10 bin alıyordu; siz 30 bin, 50 bin, 100 bin verdiniz, beşerî sermaye oraya geldi, kamu hastaneleri boşaldı Sayın Bakan ve oradaki beşeri sermaye bitti, yeni öğrencileri de kaliteli yetiştiremiyorlar. Bu anlamda da bir öz eleştiri verir misiniz? Veya ne yapmak lazım yeniden bu kamu hastaneciliğini yani kamu-üniversite hastaneciliğini canlandırmak için bir master planınız var mı?
BAŞKAN - Son, bitiriyorum Sayın Başkan.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Bakan, şu konuda da bir açıklama getirin. Siz kafa salladınız ama şimdi siyasi etik yasaları vardır devletlerin ve bir bakan bir konuda görev aldığı zaman bütün hisselerini devreder, oradan ayrılır. Ve Etsturun Başkanı da Turizm Bakanımız. Siz büyük bir grubun başındaydınız. Hisselerinizi devrettiniz mi? Çünkü, şu anda, bakın, bir Sağlık Bakanlığı müfettişi gidip Medipol Hastanesini güvenle denetleyebilir mi, oraya güvenle rapor yazabilir mi? Yani bunu lütfen değerlendirmenizi istiyorum ve bu konuda kamuoyunu rahatlatıcı bir açıklama yapın. Bazı ülkelerde siyasi etik yasası vardır ve siyasi etik yasası şu anda sizin bulunduğunuz koltukta bu şekilde oturmanıza izin vermez. Bazı hisselerinizi devredersiniz, ondan sonra o koltukta oturursunuz ve müfettişler gelip rahatça sizin hastanenizi denetleyebilir. Bu konudaki görüşlerinizi merak ediyorum.
Saygılar sunarım.