| Komisyon Adı | : | İÇİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 14 .01.2015 |
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Teşekkür ederim.
Şimdi, Sayın Başkan, bu 9'uncu maddeyle ilgili o konuda faaliyet gösteren -daha doğrusu kendilerini ilgilendiren konuda- Tüm Oto Kiralama Kuruluşları Derneği'nin de bir görüş yazısı var, bize iletildiğine göre muhtemelen size de iletilmiştir. Şimdi, bazı şeyleri anlamak mümkün, ben onlara geleceğim yani bu maddedeki bazı düzenlemeleri anlamak mümkün ama bazılarını anlamak mümkün değil. Maddeyle ilgili bu girişten sonra bir iki hususta görüşlerimi ifade etmek istiyorum.
Şimdi, demin -Sayın Tanju Özcan burada mı? Yok- Tanju Bey konuşurken bazı arkadaşlarımızın müdahalesi oldu. Tabii, herkes görüşünü ifade edebilir, yalnız bir konuyu sürekli AKP'ye mensup arkadaşlar dile getiriyorlar. Yani biz ne zaman, ya siz on iki yıldır işte bu cemaatle beraber yürüdünüz, beraber iş yaptınız, iktidarı beraber yürüttünüz, koalisyon kurdunuz desek "Siz de yaptınız." diyorlar. Ya, şimdi, biraz insan insaflı olmalı yani "İnsaf dinin yarısıdır." diye bir söz var. Şimdi, değerli arkadaşlar, dünya âlem de biliyor ki cemaat bu duruma geldiyse, sizin deyiminizle paralel bir yapı kurduysa, gene sizin deyiminizle devlete sızdıysa bu tamamen Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının teşvikiyle, göz yummasıyla olmuştur. Yani bunun başka şeyi mümkün mü?
"Efendim, size oy veriyorlar." Şimdi, biz Türkiye'de herkesin oyuna talibiz. Bugüne kadar Adalet ve Kalkınma Partisine oy vermiş tüm yurttaşlarımızın oyuna da talibiz, sizin de oyunuza talibiz. Biz size diyoruz ki: Yanlıştan dönün, gelin bize oy verin yani biz herkese söylüyoruz. Şimdi, onun için, tabii, siz dile getirebilirsiniz, o ayrı ama söylerken biraz inandırıcı olmakta fayda var. "Efendim, siz de Amerika'ya gittiniz." Yani Amerika'ya gitmek yasak mı? Ben gitmedim de... Amerika'ya herkes gidiyor ama bizim hiçbir zaman hiçbir arkadaşımız Fethullah Gülen'i ziyaret ederek "Talimatlarını almaya geldim." demedi ama Sayın Bülent Arınç söyledi, "Talimatlarını almaya geldim." dedi. Bizim Genel Başkanımız "Gel, bu hasret bitsin." demedi, o zamanki Genel Başkanınız -gerçi şimdi de fiilî Genel Başkan- "Gel, bu hasret bitsin." dedi, biz demedik, siz dediniz.
Şimdi, bu konuda -gerçi mükerrer olacak ama- tekraren söylüyorum: Devlet içerisinde devlet hiyerarşisi dışında bir yapılanma varsa bunu ortaya çıkarmak, gereğini yapmak iktidarın görevidir, yapın gereğini ama bunu bahane edip "Efendim, siz de görüştünüz, yok, biz şu değişiklikleri yapacağız." demek ne inandırıcı olur ne de size bir şey kazandırır. Şimdi, örgütse bu -örgüt olduğunu söylüyorsunuz- olabilir, bizim elimizde veriler yok, bilgiler yok, biz bilmiyoruz yani örgüt müdür, değil midir onu bilmiyoruz. Siz öyle diyorsunuz, örgüttür diyorsunuz. Madem örgütse bu örgüte yardım ve yataklık edenler var. Yardım ve yataklık edenleri bu örgütün dışında mütalaa edemezsiniz. Bu yardım ve yataklık edenler, bir, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Sayın Bülent Arınç, Sayın Recep Tayyip Erdoğan yani şimdi bu olanı biteni biz görmezden mi geleceğiz. Sayın Abdullah Gül, Dışişleri Bakanı olduğunda ilk işi dış temsilciliklere genelge yayınlamak oldu: "Tüm faaliyetlerinize Gülen Cemaatinin okullarını, oradaki teşekküllerini davet edin, onlarla ilgilenin." dedi. Şimdi de büyükelçilere başka şeyler söylüyorsunuz, devletin görevlilerini de kendi politikanıza alet ediyorsunuz, bu yanlış bir şeydir. Biz bunu söylüyoruz, bunu söylemeye de devam edeceğiz. Bizim amacımız, demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla egemen hâle getirilmesidir. Bizim başka hiçbir amacımız yok. İnsanlar şöyle düşünebilir, böyle düşünebilir. İnsanlar şuna sempati duyabilir, buna sempati duyabilir. Olmayacak şey değildir ama esas olan demokrasiye inanmaktır, demokrasiyi tüm kurumlarıyla harekete geçirmektir.
Şimdi, bu maddeye gelince, şunu anlıyoruz, efendim, araç kiralayanların kimlik bilgilerinin güvenlik birimlerine bildirilmesi düşünülebilir, ona şey ediyoruz ama araç kiralayanın her faaliyetinin izlenmesi anlamına gelebilecek coğrafi yer tanımlamasını sağlayan araç takip sistemi kurmak, niye bu tasarıya konuyor biz anlamakta zorluk çekiyoruz. Şimdi, ben gittim havaalanına indim, bir araç kiraladım, efendim köyleri gezeceğim. Neden ben izleneyim? Yani benim nereye gittiğim, kimlerle temas ettiğim niye sizi ilgilendirsin? İnsanların her hâl ve hareketini gözlem altında tutmak, neden icap ediyor? Ya biz şimdi Türkiye'yi bir takip edilen insanlar memleketi hâline getirdik, herkes dinleniyordu, biz söylediğimiz vakit "Efendim, korkulacak bir şeyiniz yoksa dinlenmekten çekinmeyin." diyordunuz, şimdi tersi olunca feveran etmeye başladınız. Şimdi de efendim, araç kiralayan yurttaşın nereye gittiği, kimle temas ettiği konusunda mutlaka sizin haberinizin olması gerektiği hususunu getiriyorsunuz, yasaya koyuyorsunuz. Bunun anlamı nedir ki, sebebi nedir ki? Tamam, geldi, araç kiraladı, sözleşmesini yaptı, emniyete bildirin, bilgiler orada olsun. Öbürü ne? Niye takip ediyoruz, niye takip etme gereği duyuyoruz? Siz, size muhalif olan herkesin her hâl ve hareketini izlemeyi genel alışkanlık hâline getirdiniz, bu alışkanlık kötü bir şeydir, alışkanlık çok kötü bir şey. On iki yıldır insanları dinlemeye, takip etmeye, izlemeye, teknik takibe almaya alıştınız. Şimdi de eksiği tamamlamaya çalışıyorsunuz.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Muhaliflere çip taksınlar.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Bir ara özel araçlara da çip hikâyesi gündeme geldi. Yani bu insanları izleme merakı nereden kaynaklanıyor arkadaşlar? İnsanların özel hayatı olamaz mı ya? Seyahat edemez mi, seyahat özgürlüğünü niye kısıtlıyorsunuz?
ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Korkudan.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Korkudan ama korkunun da ecele faydası yok ki gidecekler yani ne olursa olsun korkunun ecele faydası yok.
Şimdi, bu hususun çıkması lazım, gerçi derneğin bize verdiği, sizin de elinizde olan bilgi notunda tabii işin finansal yönünü de, teknik yönünü de incelemişler. Finansal yönü incelenebilir, tabii onunla ilgili şu anda bizim onu burada tetkik edecek şeyimiz yok ama şu bir gerçek: Zaten, değerli arkadaşlarım, yasa dışı bir işleme girişen adam bunun tedbirlerini alır. Jammer diye bir şey var zaten yani adam yasa dışı bir işlem yapacaksa onun tedbirini alır. Bu düzenleme kimi sıkıntıya sokacak biliyor musunuz? Sade yurttaşı. Yani gitti, efendim, araç kiraladı, herhangi bir yerle bağlantısı yok, herhangi bir efendim yasa dışı bir faaliyeti yok, onları sıkıntıya sokar. Yoksa, zaten yasa dışı iş yapmak isteyenler, siz ne yaparsanız yapın o tedbirini alır. Bu, onu önleyici bir husus olamaz. O nedenle, diyorum ki yol yakınken değerli arkadaşlar, gelin bundan vazgeçin.
Şimdi, kolluk güçleri bilgilere ulaşabilecek. Gerçi alt komisyonda bir değişiklik yapıldı zannediyorum, bu kişisel verileri başkalarına verenler, sızdıranlar cezalandırılacak ama Türkiye'de bunun nasıl işlediğini de görüyoruz. Efendim, her gün gazetelere çarşaf çarşaf özel hayata ilişkin veya yayınlanmaması gereken konulara ilişkin bir sürü yayın yapılıyor. Kime ne oluyor? O nedenle bundan vazgeçelim. Tamam, araç kiralayanların kimlik bilgilerini güvenlik güçlerine bildirelim, sözleşmelerini zaten ilgili firma yapacaktır ama onun dışındaki hususları da tasarıdan çıkaralım. Zaten bir suç soruşturması söz konusu olduğu takdirde adli makamlar gerekli bilgileri isteyecekler. Zaten o adli makamlara o bilgiler de verilecektir. Buna engel herhangi bir husus yok diyorum. Sözlerimi burada noktalıyorum ve inşallah bunu dikkate alırsınız, bu önemli bir husustur. Bakın, söyleyelim size, bu önemlidir. Yarın sizi de çarpabilir. Hep sizi uyarıyorum, uyarı görevimi yerine getirmeye çalışıyorum, son pişmanlık fayda etmez.
Teşekkür ederim.