JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Şimdi, ben, tabii, çok hak veriyorum ama o sorun sadece mültecilerle ilgili bir sorun değil, aynı sorunu Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da yaşayan kadınlarımız yaşıyor, çok büyük illerde yaşayan kadınlarımız yaşıyor, ayrıca çocuk yaştaki gebeliklerde de bunun sıkıntısını görüyoruz. Tabii, burada yaklaşık on on beş yıldır önemsenmeyen bir aile planlaması sorunuyla karşı karşıyayız. Ne yazık ki son yıllarda aile planlaması çalışmaları neredeyse unutuldu. Ben dün Sağlık Bakanlığının bütçe görüşmelerine de girdim, Sağlık Bakanlığı bütçe görüşmelerinde de hiçbir şekilde kitapçıkta aile planlamasıyla ilgili tek bir cümle geçmiyor. Kadının üreme sağlığı var, ölüm oranlarının azalması var, her şey var fakat aile planlamasıyla ilgili tek bir cümle yok ve biz biliyoruz ki aile planlamasıyla ilgili 1980'li yıllardan sonra başlatılan çok başarılı çalışmalar ne yazık ki 2002 yılından sonra, özellikle de 2010 yılından sonra neredeyse tamamen durdu Türkiye'de, çok az sayıda birim var. Kadınların kürtaj hakları konusunda bir yasa çıkarılmadı, evet, yasak değil kürtaj ama çok düşük sayıda yapılabiliyor, verilen eğitimler çok az, ailelere verilen aile planlaması eğitimleri bitti Türkiye'de. Dolayısıyla, kadının üreme sağlığına ne kadar önem veriyorsak doğurmama özgürlüğünü de öngörerek kadının o yönde de çalışmaların yapılması gerekiyor. Yani o sadece mültecilere yönelik bir sorun değil, tüm Türkiye genelinde yaşanan bir sorun. Bence KEFEK olarak bizim bu konuya da eğilmemiz lazım. Ben hatta dün Sağlık Bakanına en son ayrılırken rica ettim o konuda, Türkiye'de ne yazık ki aile planlaması bitirildi, aile planlamasının yeniden canlandırılması için çalışmaların yapılması gerekiyor diye de kendisinden bir ricam oldu o konuda.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.